24 Şubat 2016 09:18

Güvencesizlik dayatması ve İŞKUR örneği

Paylaş

Bir Grup İŞKUR Emekçisi

Özel sektörde özel istihdam büroları ile piyasayı yeniden yapılandıran iktidar, kamu emekçilerine yönelik “güvencesizleştirme ve baskı politikalarını” devam ettirmektedir.

Kamu emekçileri arasında devam edegelen sözleşmeli çalışma, tüm sorunlarıyla birlikte temel çalışma biçimi haline getirilmeye çalışılmaktadır. Kamu kurumları arasında “ödünç görevlendirme” uygulaması güvencesizliğin geldiği boyutu ortaya sermektedir. İşçilerin primleri ile biriken İşsizlik Fonundan İŞKUR çalışanlarının ve diğer kamu çalışanlarının maaşlarının ödenmesi kamu kaynaklarının denetimsiz kullanımını göstermektedir.

2015 yılında kamu kurumlarında, okullarda ve birçok yerde sürekli yapılan işler “Geçici İŞKUR Çalışanları” eliyle yürütülmektedir. Sayıları 500 bini aşan bu kişiler, yerine göre Rize’de kar ezme işçisi, yerine göre IŞİD saldırısı nedeniyle Kilis’te yaşamını yitiren bir işçi olmaktadır. İş tanımı, süresi, mesaisi, maaşı ve işi geçici olan bu yüzbinlerce kişinin yaşadıkları, Van İŞKUR işçileri örneğinde kamuoyunun gündemine gelebilmişti. Bu kapsamda hem İşsizlik Fonundan milyon liraları aşan harcamalar yapılmakta hem de emekçiler korunmasız, örgütsüz ve güvencesizlik sarmalında tutulmaktadır.

Ayrıca yeni düzenlemeler kapsamında anneliğin kutsallığı üzerinden kadınların yükünün hafifletileceği söylemi ataerkil zihniyetin yeniden üretilmesidir. Asıl olarak kadınların kariyer imkanlarından uzaklaştırılması ve “sürekli işlerde erkek istihdamı” planlanmaktadır. “Ücretsiz ve erişilebilir kreş imkanlarının yaygınlaştırılması”, kadın istihdamını için en temel talep olarak dile getirilmelidir.

Geçtiğimiz dönemde İŞKUR çalışanları Anayasa Mahkemesi kararına rağmen ikramiyelerini hukuksuz bir şekilde kaybettiler. Yine ek mesai ve vekalet ücretlerinde birçok sıkıntı ve reel kayıp yaşayan İŞKUR emekçileri söz konusu dönemde mobinglere maruz kaldılar. Birçok ilde yargıya taşınan mobing davaları nedeniyle birçok çalışanın yaşamı altüst edildi. Samsun’da il idarecilerinin tutumu çalışanlara yönelik baskılara tipik bir örnek olmuştur. (http://www.memurlar.net/haber/565346/)

Binlerce İŞKUR çalışanı kendi lehlerinde kurum içi ilerleme imkanlarının oluşturulması beklentisini taşımaktadır. Kurumda İMD sertifikası olan İŞKUR emekçileri ilgili yönetmeliğin uygulanmasını beklemektedir. Bu yönetmeliğin kurum çalışanları hakkında uygulanmasının geciktirilmesinin hiçbir gerekçesi yoktur.

Ayrıca 2005’ten sonra kurumda emek veren çalışanlara yönelik görevde yükselme sınavlarının şeffaf bir şekilde uygulanması talep edilmektedir.

Son olarak Bakanın ve Genel Müdürün değişmesi, İŞKUR’da “yeniden kurum dışından ilgisiz atamaların yapılması” kaygısını oluşturmuştur. “Yeni dönemde” İŞKUR emekçilerini ve işleyişini bilen, kurumsal işleyişine yakın olan ve kurumsal deneyimi olan yöneticilerin atanması talep edilmektedir.

ÖNCEKİ HABER

Kendi üyelerimizle sınırlı bir mücadele yetmez

SONRAKİ HABER

‘Altın Lale’ ödülleri Pablo Trapero ve Müjde Ar’a emanet

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa