24 Şubat 2016 12:30

BES’ten alternatif Vergi Haftası etkinliği: ‘62 kişinin serveti dünyanın yarısına eşit

Paylaş

27. Vergi Haftası devam ederken, Maliye Bakanlığının etkinliklerini şekilsel ve göstermelik olarak ifade eden BES, vergi dağılımlarının işçi emekçiler üzerindeki etkisi üzerine bir etkinlik gerçekleştirdi. Ankara Üniversitesinden Prof. Dr. Nejla Kurul ile Gazi Üniversitesinden Prof. Dr. Aziz Konukman ve Doç. Dr. Mustafa Durmuş’un konuştuğu etkinlikte halkın ödediği vergilerin halka hizmet sunmak yerine başka alanlara aktarıldığına vurgu yaptı. Nejla Kurul 62 kişinin dünyanın yarısının servetine sahip olduğu bilgisini paylaşırken, Aziz Konukman ise Türkiye’de verilen vergilerin halka TOMA ve gaz olarak döndüğünü ifade etti. 

Büro Emekçileri Sendikasının gerçekleştirdiği alternatif Vergi Haftası etkinlikleri çerçevesinde Mülkiyeliler Birliğinde gerçekleştirilen panelde konuşan Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aziz Konukman, bugün tüketicinin kamu hizmeti satın alanlar haline getirildiğini, bu durumun normalleştirildiğini anlattı. Devletin zorlayıcı aygıtlarının olduğunu ifade eden Konukman, adaletin Türkiye gibi ülkelerde son dönemde zor aygıtı içerisinde yer aldığına dikkat çekti. Konukman, “Halkın ödediği vergiler halka TOMA ve gaz olarak geri dönüyor. İşkenceci polisin maaş ikramiyesi bizim vergilerimizle ödeniyor ve bunu muhalif basın dışında kimse yazmıyor, yayımlamıyor” dedi. 

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof Dr. Nejla Kurul da vergi ile gündelik hayat arasındaki ilişki üzerine değerlendirmeler yaptı. Kurul milliliğin bir zemin olarak görüldüğünü söyleyerek milliliğin Türk, Sünni, erkek olmak olduğunu dile getirdi. İnsanların tahayyülünde olan şeyin ise demokratik yurttaşlık olduğunu söyleyen Kurul, “Vergi ile gündelik hayat arasında doğrudan bir ilişki var. Bir işsiz eli cebinde bir su alır vergi öder. Çocuk bir sakız alır vergi öder. Uzunca bir zamandır biz vergi verdiğimizi unuttuk. Biz ‘Sen öylece yaşayıp giden birisin’ mesajıyla baskı altına alındık. Yeniden verdiğimiz vergilerin bizim ürettiğimizin bir parçasına devletin el koyması olduğunu görmemiz, hatırlamamız gerek. Devlet artı değerin bir kısmına vergi olarak el koyuyor. Bugün baktığımızda ise kamu hizmetleri giderek daralmakta, niteliği düşmekte, biçimi değişmektedir. Bizim vergilerimizle yaşanan hayat bizim tahayyülümüz olan hayat olmaktan giderek uzaklaşmıştır” şeklinde konuştu. Devletin halk üzerinde iki türlü hayatla ilerlediğini kaydeden Kurul, bunun birincisinin zora dayalı aygıtlar -78 milyar TL güvenliğe ayrılmış bir kaynak var- ikincisinin de ideolojik aygıtlar olduğunu belirtti. Kurul şöyle devam etti: “Bundan sonra bizim yapacağımız şey gündelik hayatla vergi arasında ilişki kurmaktır. Aykırı eğitimciler vergi meselesinin gerçek yüzünü çocukların anlayacağı bir dille okullarda anlatmalı, demokratik yurttaşlık için zemin yaratmalıdır. Sağlıkçılar, buradan halka anlatmalı ve ‘Vergiler bizim içindir, halk içindir’ düşüncesini yaymayı amaçlamalıdır.” Dünyada 62 kişi, dünya servetinin yarısına sahip. Yani 3.6 milyar insanın servetine yakın bir servete sahip 62 insan var. Ve bu adaletsiz sistemi teşhir edecek çalışma içinde olmalıyız. Ödediğimiz vergiler bizim ihtiyaçlarımız zemininde kullanılmak durumunda. Bunu her platformda dile getirmeliyiz. 

‘BİR ÜCRETLİ YÜZDE 35’TEN VERGİYE TABİ TUTULUYOR’

“Bir oyun oynanıyor. Siyasal iktidar vergi haftasını kutluyor, ama vergi haftasında nasıl bir vergi adaletsizliği var onun yorumunu sizlere bırakıyorum” diyen Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Mustafa Durmuş ise Gelir Vergisi Kanunu’nun 67. maddesinde hisse senedi gelirlerinden herhangi bir vergi alınmadığı bilgisini verdi. “Aynı şekilde eğer sizin devlet tahvili vs. gibi gelirleriniz varsa maksimum yüzde 10 stopaj var. Mevduat gelirler elde ediyorsanız en fazla yüzde 15” diyen Durmuş, bir ücretlinin yılda 106 bin lira gelir elde ediyorsa, yüzde 35’ten vergiye tabii tutulduğu söyledi. Sermaye gelirini elde edenlerin vergisinin düştüğünü kaydeden Durmuş, “İnanılmaz bir sermaye yanlısı vergilendirmeden bahsedebiliriz” diye konuştu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun turizmcilerle ilgili birkaç gün önce yaptığı açıklamayı hatırlatan Durmuş, iktidarın savaşta kendileri dışında herkesin sorumluluğu varmış gibi, turizm sektörü bu duruma yeni düşmüş gibi hiç üzerlerine alınmadan ‘Biz bunları destekleyeceğiz’ dediğini söyledi. Yaklaşık 270 milyon TL’lik bir teşvik açıkladıklarını belirten Durmuş, “Bunu nereden verecekleri de tahmin edebileceğiniz gibi yine bizim vergilerimizden. Bütün bunların ötesinde en son dönemde devlete alınan iki tür memur var. Polis memuru ve vergi memuru. Bu polis devleti ve vergi devleti halini aldığımızı gösteriyor. Bütçenin yapılışında, vergilerin alınışında halk doğrudan bu sürece katılmıyor; kendi ihtiyaçlarını ve kendi tercihlerini bildirmiyorsa geldiğimiz durum kaçınılmaz bir sonuçtur” dedi. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

İzmir BES'ten vergide ve ücrette adalet talebi

SONRAKİ HABER

Savaş bütçesi sağlık bütçesinden 37 milyar TL fazla

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa