Machiavelli ve Spinoza üzerine düşünmek
“Machiavelli ve Spinoza’da Çatışma, Güç ve Çokluk”, kitabın adına ismini veren iki filozof/düşünür arasındaki yakın bağları göstermeyi amaçlıyor. Orkun Güner tarafından çevrilen ve Otonom Yayıncılık’tan çıkan Kitabın Yazarı Filippo Del Lucchese’e göre; Machiavelli düşüncesinde politikaya gerçekçi yaklaşım bir çok yorumcu tarafından ele alınmış ve dikkat çekmişken, bu konuda Spinoza düşüncesine çok daha az ilgi gösterildi. Yazara göre; bu iki düşünürün gerçekliğini belirleyen özellikler, onların ontolojilerinden yola çıkılarak anlaşılabilir. Bu açıdan ikisinin de insan tabiatına ilişkin yaklaşımı benzerdir. Spinoza’nın geometrik yöntemi ve determinist yaklaşımı, duyguları ve insanın rasyonel ya da rasyonel olmayan davranışlarını, insan doğasının kusuru olarak değil de onun ayrılmaz bir özelliği olarak yorumlamasına neden olur. Spinoza’ya göre, insan, o ya bu anlatıya, “iyi” ya da “kötü” gibi normatif değerlere göre değil olduğu gibi anlaşılmalıdır. Benzer bir yaklaşım da, insana dair düşüncesini tarihsel anlatılardan olduğu kadar deneyimden de çıkaran Machiavelli’de bulunur.
Yine Lucchese’e göre; Machiavelli’nin düşüncesinde çatışmanın taşıdığı önem, yorumcular tarafından teslim edilmekle birlikte, Spinoza’ya ilişkin okumalarda bu kavrama çok az önem verilir. Bu noktadan yola çıkarak yazar, Spinoza’nın felsefesindeki “çatışma”yı gün yüzüne çıkarma çabasına girer. Kitabın üçüncü kısmında, “çokluluk” kavramı ve politikanın “çoğulcu” ifadeleri, bir başka deyişle Machiavelli’nin “popolo” ve Spinoza’nın multitudo kavramları incelenmektedir. Son bölümde ise, demokrasi konusunun Spinoza tarafından nasıl geliştirildiğinin yanı sıra, ondaki bilgelik kavramı ve çeşitli bilgi türleri ele alınıyor. Buna göre bilgelik, insanı toplumun geri kalanından yalıtan, onu toplumsal yaşamın daha olumsuz etkilerinden koruyan bir bireysel “bilgi” değildir. Lucchese, bu güzergahlardan giderek Machiavelli ve Spinoza’nın felsefi karşılaşmasını okuyucunun gözleri önüne seriyor. (KÜLTÜR SERVİSİ)