Hep umutluyduk ve sonunda biz kazandık
Mata İşçisi
İstanbul
Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Mata fabrikasında işe başladığım ilk zamanlar diğer metal fabrikalarına baktığımda koşullarının biraz daha iyi olduğunu düşünmüştüm. Fakat biraz daha çalışmaya devam ettiğim de hiç de böyle olmadığını anladım. Ama tabii o zamanlar işçi arkadaşlarımla sohbet ettiğimde onlar da koşulları çok beğenmeseler de bunun yeterli olduğunu ve daha iyisinin olabileceğini pek düşünmüyorlardı. Bir sorun olduğunda genellikle bireysel tepkiler oluşur ve patron bir şekilde o haksızlığı bize kabul ettirirdi bundan kaynaklı da pek birbirimize güvenmez ve sorunlarımızı dile getirmek yerine o sorunlarla yaşamaya devam ederdik. Zaten haftanın altı günü sekiz saat çalışan ve bir de mesai olursa kesintisiz on altı saat çalışmak zorunda kaldığımızdan ev ve iş haricinde pek bir yaşantımız yok-tu. Ücretler de pek böyle ahım şahım değildi genellikle asgari ücretle başlayan ve bizler arasında da kıdem ve performans gibi farkları gözeterek belirlerlerdi maaşları. Bir tek aylık maaş vardı başka hiçbir sosyal hak yoktu fakat sizden özür dileyerek düzeltiyorum yılbaşında bir de bayramlar da erzak verirlerdi şimdi haklarını yememek lazım.
Fabrika da yaklaşık 600 işçi çalışıyor bunların da 200 kadarı kadın işçi. Zaten kadınların nerede olurlarsa olsunlar hangi iş kolu olursa olsun her zaman emek güçlerini sadece işyerlerinde harcamadıklarını, evde çok daha fazla yorularak hayatlarını sürdürmek zorunda olduklarını biliyoruz. Fakat fabrikada çalışan kadın işçiler daha önceden ev işlerinde çalıştıklarından şimdi 8 saat çalışmak çok daha cazip geliyor. Genellikle kadınlar boyahane, zımpara, karbon serim gibi bölümlerde çalışıyorlar.
Yukarıda biraz bahsettiğim gibi fabrikada ilk çalışmaya başladığım zamanlarda aramızda konuştuğumuz kimse koşullarının iyileşeceğini düşünmezdi hatta çok karamsardı. Ve iyi olacağını düşünen arkadaşlarımıza da hayalperest biraz da aramızda şakayla deli muamelesi yapardık. Ta ki asgari ücretin yükselmesi ile birlikte verilmesi gereken ek zam ücretinin hiç birimize verilmediği maaş gününe kadar…
Bizim fabrikamızdan önce birkaç yerde ek zam talebi için mücadele etmeye başlayan fabrikalar vardı biz de bunları görüyorduk ama imrenerek bakıyorduk hatta merak ediyorduk acaba nasıl yaptılar ne kadar da güzel birlik olmuşlar kimse birbirini satmıyor diye...
Sonra bir baktık ki bizde de durumlar aynı. Hiç birimize ek zam verilmemiş hepimize yüzde 8’lik zam yapılmış ve çoğunluğumuz yeni giren işçilerle aynı ücreti almaya başlamışız. Tabii ilk şaşırdık bu kadar da olmaz dedik yeni giren işçilere bile öfkelendik, bunlar nasıl bizimle aynı ücreti alır diye bir çoğumuz da tek tek gidip maaşlarımızın yükselmesini istedik ama olmadı. Bize farklı bahaneler uydurdular hatta sormak için gitmeyenlerimizi bile çağırıp ikna etmek için açıklama yaptılar.
Fakat çok öfkeliydik asla bu parayı hak etmediğimizi patronun bizi kandırdığını ve bize yanlış yaptığına emindik. Bunun için de ilk aklımıza gelen şey iş yapmamak oldu ama refleks olarak diğer bölümlerle konuşmadan bir baktık ki meğerse herkes bizim gibi düşünüyor ve bizim gibi onlar da iş yavaşlatmışlar.
Çok fazla öfkeli ve sinirliydik baktık tek tek gidip konuşunca hiçbir şey olmuyor bizi de ikna etmeye çalışıyorlar biz de bu tutumdan vazgeçip birlikte bir şeyler yapmaya karar verdik bizce fabrikamızda gerekli olan ilk şey sendikalaşmaktı.
Hemen sendikalı olmak için çalışmalara başlamamız gerektiğini düşündük ve bağlı olduğumuz metal kolunda en mücadeleci olan Birleşik Metal-İş sendikasına üye olmamız gerektiğinde bir çoğumuz hemfikirdik tabii arada patronların sözlerinden olan Birleşik Metal terör örgütünün üyesidir oraya giden paralar örgüte gönderiliyor diye söyleyen arkadaşlarımız da oldu fakat onlara doğruyu anlattığımızda bize inandıklarını, hatta inanmasalar bile kendi kurtuluşları için üye olduklarını gördük.
Çok hızlı bir şekilde sendikaya üye olmaya başladık yaklaşık dört günde sayımız 450’yi geçti ve çoğunluğu yakaladık. Aynı gün de 12 arkadaşımızı işten attılar ve bu arkadaşlarımız sendika üyesiydi.
Bizler de tepki olarak fabrika önünde beklemeye başladık sonra gelip müdür hakaretler etmeye başlayınca direnişimiz daha da büyüdü ve atılan işçiler alınana kadar devam edeceğini söyledik. Fabrika önünde beklerken bir anda fabrikanın içerisine girip beklemeye devam ettik, içeride 4/12 vardiyası iş yavaşlattı vardiya sonrası bizim direnişimize katıldılar 12/8 vardiyası da tamamıyla iş durdurup biz katıldı. Tamamen işin durdurulması ve tüm işçilerin içeride beklemesi devam ederken tabii ki patronların baskıları da devam ediyordu. Bize içeriye yemekleri bile zorla aldırttılar. 36 saat süren direniş sonunda atılan arkadaşlarımızı geri aldırttık, kimsenin atılmayacağına söz verildi ve sendika kabul edildi. Biz işçiler için de çok güzel bir deneyim oldu. Beraber olamayacağımızı, başaramayacağımızı düşünen bizler direnişe başladığımız andan itibaren hep umutluyduk ve sonunda kazandık. Biz işçilerin istediklerinde her şeyi yapabileceklerini bir kez daha görmüş olduk.
Yaşasın Haribo işçilerinin onurlu mücadelesi
Mata İşçisi
Tuzla
Asgari ücretin yükselmesinden sonra ek zam vermeyen patronlara karşı bu taleplerini kabul ettirmek isteyen işçilerin haberini Esenyurt’ta bulunan Haribo işçilerinden aldık. Bizler de Mata fabrikasında ek zam talebiyle ve arkadaşlarımızın atılmasına karşı başlayan direnişimizde Birleşik Metal-İş Sendikasına üye olmuştuk. Bugün de Haribo işçileri sendikalaşma çalışmalarına başlamış. Biz işçiler bu haberleri aldıkça mutlu oluyor ve umutlanıyoruz. Bir Mata işçisi olarak bu haklı mücadelenizin yanındayım. Beraber ve kararlı olursak kazanırız diyorum ve hepinizin gözlerinden öpüyorum. Yaşasın Haribo işçilerinin onurlu mücadelesi!