El değmemiş ekosistemler
Çeviren: Ozan Yağcılar
Boğaziçi Üniversitesi
CSIRO, WCS (Vahşi yaşamı koruma derneği) ve Queensland üniversitesinde sürdürülen çalışmaya göre, insanlardan iklim değişikliğine ilişkin önerilen çözümler, insanları gelecekte daha kötü durumlara sokabilir.
“Nature Climate Change” dergisinde yayınlanan, “El değmemiş ekosistemler iklim değişikliğine karşı en büyük önlem” yazısında, iklim değişimine karşı ve çevreye uyum sağlama amacıyla geliştirilen stratejilerin aslında insanlığı uzun sürede çok daha kötü etkileyeceğini ele almıştır.
KENDİ YAŞAM KOŞULLARINI DEĞİŞTİRİYORLAR
CSIRO’nun ana araştırmacısı Dr. Tara Martin’e göre “İklim değişimine geri dönüt olarak, dünyadan birçok yerli topluluk, bu değişime uyum sağlamak için kendi yaşam koşullarını değiştiriyorlar. Kimi zaman bu çalışmalar doğada yıkıcı sonuçlar oluşturuyor.”
Yazarlara göre, Avustralya’da ve Kanada’da, hayvancılığa besin kaynağı olması için kuraklığı azaltma amacıyla koruma alanları kullanılıyor. Buna karşın Kongo Havzası’ndaki ormanlar, kuraklığa çözüm olarak kesiliyor ve Melanezya Adalarında deniz seviyesinin altında kalan adaları korumak amacıyla inşa edilen su duvarları için mercan resifleri yok ediliyor.
Dr. Martin’e göre “Bu alınan önlemler gerçeğin sadece bir bölümü ve bunların doğaya etkileri insanları daha yoksul bir duruma sürükleyecektir. İşlevini yitirmemiş ve el değmemiş ormanlar, yeşil ve sulak alanlar, mercan resifleri insanlığın doğal afetlere karşı olan en büyük önlemleridir.”
Yazıda belirtildiği üzere, el değmemiş ormanlar sel sıklığını ve şiddetini azaltıyor, aynı zamanda Mercan resifleri dalga enerjisini yüzde 97 oranında azaltıp bu sayede rüzgar önleme amacıyla yapılmış makinelerden çok daha fazla yarar sağlıyor.
Ayrıca, Rüzgardan korunmak için; dış-köklü ağaçlar ve gelgit bataklıları gibi su ekosistemlerinin, alışılagelmiş sahil mühendisliği çözümlerine karşın, çok daha uygun maliyetli, ekolojik olarak da daha mantıklı bir alternatif olduğu kanıtlanmıştır.
100 MİLYONDAN DAHA FAZLA İNSAN RİSK ALTINDA
WCS ve Queensland üniversitesinde akademi üyesi olan yol gösterici bilim adam Dr. James Watson’ın aktardığına göre, her yıl 100 milyondan daha fazla insan yükselen taşkınlar ve tropikal sikonlar sebebiyle risk altında. Bu sebeple ekosistemi yok eden maliyeti düşük ve etkisi yüksek olan yanlış tasarlanmış adaptasyon ölçümlerinden kaçınılması gerektiğini vurgulamıştır.
Dr. Watson “İklim değişimine uyum için yapılan harcamalar önümüzdeki yıllar içinde yıllık 100 milyar dolara ulaşabilir, fakat iklim değişimine alışmak için doğayı kullanmama durumda açığa çıkacak çevresel ve ekonomik sonuçlar düşünüldüğünde bu sadece ufak bir değişim olarak görülür.” dedi.
Dr. Watson “Fosil yakıt harcamaları gibi iklim değişimini etkileyecek bir diğer yanlış sistemi de düşünürsek, yine de küçük bir değişimdir. Yakın zamanda IMF tarafından yayımlanmış bir rapora göre, 2015’te küresel enerji harcamaları 5.3 trilyon dolar olacaktır. Fosil yakıt harcamalarını azaltmak küresel karbon emülsiyonunu %20 oranında düşürecek ve hükümet gelirini 2.9 trilyon dolar arttıracaktır, bu da doğaya zarar vermeyecek ve üstüne düşünülmüş adaptasyon politikalarıyla karşılaştırılınca, belirtilen harcamaların çok daha üstündedir.” diye ekledi.
Dr. Watson “Neyse ki hala bazıları ekosistem bazlı ve doğaya zarar vermeyen adaptasyon stratejileri geliştiriliyor. Buna en büyük örnek USIAD gibi organizasyonlar tarafından karşılanan dış köklü ağaçların bulunduğu ormanları koruma ve yenilme uygulamalarıdır.”