5 Mart 2016 11:52

Türkü Su Dilan ÖZKAYA
Hacettepe Üniversitesi

“…ortaya koyduğumuz güçler gerçekten sınırsızdır, çünkü insanlığın ezici çoğunluğu, yani; çalışanlar, yani; cinsiyet, yaş, din, milliyet ve renk farkı gözetmeksizin yaratanlar, barışın lehinde karar veriyor.”
Dmitri Shostakovich

Değil müzik yapmanın, nefes almanın bile mümkün olmadığı bir dönemden geçiyoruz. “Barış olsun, insanlar ölmesin” demeniz yetiyor; görevden uzaklaştırılmanız, hapse atılmanız ve hatta öldürülmeniz için. Tüm bunlara rağmen Türkiye’den ve dünyadan binlerce insan barış için mücadele etmeye devam ediyor.


Sanatçılar; duygularını, düşüncelerini, isteklerini sanatıyla ifade ederler. Bu onların üretimidir. Hayatın muazzam çeşitliliği ve kaçınılmaz çelişkileri bıraktığında kağıdı, kalemi, tuvali, kemanı, yıkılan duvarların altında; malayı eline alması… Bu sanatçının eylemidir. Yaşamı boyunca barıştan yana olan, sanatın güçlü ve güzel sesinin, halkların cesur sesiyle birleşmesi gerektiğini savunan Dmitri Shostakovich (Şostakoviç), bu sanatçılardan bir tanesidir. 1906’da St. Petersburg’da doğan besteci, aynı zamanda SSCB Yüksek Sovyet Milletvekili ve Lenin Nişanı sahibidir.


MÜZİSYEN NE YAPMALI?

2. Dünya Savaşı sırasında yurdunu savunmak üzere orduya katılmak istemiş fakat Sovyet hükümeti, ülkesinin onun eserlerine ihtiyacı olduğunu düşünerek bu isteğini reddetmiştir. Shostakovich savaş koşullarında çalışmalarına devam etmiş ve (özellikle) yazdığı senfonilerle 20. Yüzyılın en önemli bestecilerinden biri olmuştur. Evrensel Basım Yayın’dan çıkan Müzik Üzerine Tartışmalar adlı kitaptaki yazısı (1949’da yapılan New York Konferansı’nda yaptığı konuşma), savaşın yalnızca adının konmadığı ülkemizde, müzisyenlerin ve sanatçıların yapması gerekenler hakkında büyük yol gösteriyor.
-Dinleti: D.Shostakovich 2. Piyano Konçertosu No.2 Op.102 Fa majör
 

‘MÜZİK DİLİ SAVAŞ KELİMESİNİ TANIMAZ’

Bir müzisyenin başlıca işinin elbette ki sanatını en iyi şekilde icra etmek olduğunu söylüyor Shostakovich,  “Çalışan yığınların duygu, düşünce ve özlemlerini birleştirmek, düzeyini yükseltmektir.” Varoluş amacı dünyayı güzelleştirmek, yaşanılır kılmaktır. Bunu başarabilmek içinse barış içinde bir ortama ihtiyacı vardır. Yaptığımız işi iyi yapmak önemli, fakat yeterli değildir.” Devam ediyor besteci: “Kuşkusuz, ben, sizlerle ve bütün insanlarla, bir bestenin notaları, bir piyano veya bir orkestra aracılığıyla konuşmayı tercih ederdim. Ben, sanatımın, daha kolay yaşamanıza, daha neşeyle çalışmanıza, daha derinden sevmenize yardım etmesini isterdim. Fakat tekrar ediyorum; müzik dili ‘savaş’ kelimesini tanımaz. İşte bu nedenle, bilincim beni, notaların yardımıyla değil, sözlerin yardımıyla konuşmaya teşvik ediyor.”

ÜLKEMİZİN SOL ANAHTARIDIR BARIŞ

Barış için mücadele; ilerleme için, yaratıcı çalışma için, demokrasi için, insanlığın geleceği için bir mücadeledir. Nasıl ki filozoflar dünyayı yorumlamakla yetinmemeliyse, sanatçılar da insana dokunmayla yetinmemelidir. Ona bakmalı, görmeli, dokunmalı… Sesini almalı onun ve büyük insanlığın sesini vermelidir ona. O zaman kullandıkları sesler, renkler, kelimeler anlam kazanır, ete kemiğe bürünür.

-Dinleti: D.Shostakovich Jazz Suite, Waltz No.2

Kitabın içindeki diğer yazılar müzik üzerine daha teorik bilgiler içerse de, besteciler, onların müzikleri, müziğe bakış açılarını öğrenmek için çok açıklayıcı bir kaynak. Yazıyı, Shostakovich’in kitaptaki konuşmasının sonuyla bitirmek istiyorum...
“Bir gün, eserlerimin icrasını tamamladıktan sonra, şu küçük notu aldım: Ben savaşın nasıl korkunç bir şey olduğunu biliyorum ve be bu dehşeti yaşadığıma inanıyorum. Barışın ne kadar güzel bir şey olduğunu bana hatırlattığınız için size teşekkür ediyorum
Öyleyse, herkes savaşın ne kadar korkunç olduğunu anlasın! Herkes barışın ne kadar güzel olduğunu anlasın! İnsanlığın biricik dilini, bilimin ve sanatın dilini, kültürün dilini konuşan bizler, bunu her yerde hatırlamalıyız. Barış ve demokrasi için, sanatımızın güçlü ve güzel sesini, halkların cesur sesiyle birleştirmeliyiz.”

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çayırhan’da çakal sofrası

Çayırhan’da çakal sofrası

AKP iktidarının özelleştirmek istediği Çayırhan Termik Santrali ve maden işletmesinin ‘adrese teslim’ ihalesi bugün gerçekleştirilecek. İşçiler ve kamuoyu özelleştirmeye karşı çıkarken, adrese teslim ihaleye sicili kabarık patronların katılması bekleniyor. Çayırhan’ı yutacak sofrada IC İçtaş, Cengiz, Kolin, Limak, Alagöz, Ciner, Yıldızlar SSS var. Ödenmeyen işçi ücretleri madenin satış fiyatından fazla!

317.36 milyon TL: Yunus Emre Termik Enerji Santralinin son 3 ayda ürettiği elektriğin değeri

204.9 milyon TL: Aynı dönemde 1000 işçinin ortalama ücretlerden patrona 'maliyeti'

0 TL: Şirket 2021, 2022 ve 2023 yıllarında hiç vergi ödemedi

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et