05 Mart 2016 12:12

Direnen kadınlar ışığımız olsun

Her 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yaklaşırken, ağırlıklı olarak maalesef ki sürece damgasını vuran kadına yönelik şiddet, taciz ve cinayetler konu edilir. Bu iç karartıcı konular tekrar edilen bir senaryo gibidir; çünkü her yıl kadına yönelik baskı, şiddet, taciz, tecavüz ve cinayetler daha da artıyor ve bu durum bir öfke umutsuzluk çaresizlik duygusunu da besliyor, hatta belki zamanla bir kabul ediş…

Paylaş

Her 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yaklaşırken, ağırlıklı olarak maalesef ki sürece damgasını vuran kadına yönelik şiddet, taciz ve cinayetler konu edilir. Bu iç karartıcı konular tekrar edilen bir senaryo gibidir; çünkü her yıl kadına yönelik baskı, şiddet, taciz, tecavüz ve cinayetler daha da artıyor ve bu durum bir öfke umutsuzluk çaresizlik duygusunu da besliyor, hatta belki zamanla bir kabul ediş…
Biraz bundan sıyrılmak ve bize umut olması gereken yönleri görmek için biraz farklı bir rota çizmek istedim. 8 Mart’ın tarihçesini biliyoruz; 1857’de dokuma işçisi kadınların çalışma koşullarını iyileştirmek için gösterdikleri direniş sonrasında polis saldırısına karşı kendilerini fabrikaya kapatmaları ve çıkan yangından kaçamayıp 129 kadının yaşamını yitirmesinden alır kökenini… Yıllar sonra bir kadın konferansında bu günün o gün yaşamını yitiren kadınlar anısına direnişin simgesi olması ve bütün dünya emekçi kadınların günü olması kararı alınmıştır. Ve 8 Mart, o gün bu gündür, baskılara rağmen her yıl kutlanmıştır. 
İşte tam da bu nedenle bu günün önemini içeren bir yazı olsun istedim. Her gün yaşadığımız bunca olumsuz, can sıkıcı şeylere rağmen, kadını en iyi yönüyle yazılara, tartışmalara, sohbetlere konu edelim ki kadın olmak kader olmaktan çıksın. Kadın doğanın en güçlü canlısıdır, en dirayetli, en dirençli olanı…
Bunu en iyi yakın tarihimizde TEKEL direnişinde görürüz. Aylarca, nerdeyse bir yıla yakın kar, kış, sıcak, çadır, erkek, koca, çocuk... her türlü feodal baskının da içinde olmasına karşın o çok güzel, çok kararlı direnişi asıl direniş yapan kadın işçiler oldu. Desa Deri’de işten atılan ve aylarca her türlü baskıya şiddete rağmen tek başına direniş ortaya koyan Emine Aslan’ı hatırlayalım. Sonrasında Novamed’li kadınların canlı, renkli, kararlı direnişlerini. Greif direnişine damgasını vuran kadınlardı ve en zor şartlara karşın, direnmenin en güzel örneğini sergilediler… Serapool, Divan, sağlık emekçisi kadınlar vs…  Sayamadığım bir çok direnişte kararlılıklarıyla erkek işçileri bile teşvik edip örnek olan emekçi kadınlar…
İşte görmemiz gereken, kendimizin bile bilmediği bir gücümüz inancımız, kararlılığımız olduğu. Yeter ki bunun farkına varalım. Biz gücümüzü, kararlılığımızı ortaya koyarsak, bu sömürü düzenine karşı birleşirsek, ne bu sömürü devam eder ne feodal baskılar, ne cinayetler, tecavüzler devam eder, ne dinsel sömürü. Yeter ki birleştirelim ellerimizi, yeter ki dokunalım birbirimizin yarasına... 
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz kutlu, direnen kadınlar ışığımız olsun…
Çiğdem SARIOĞLU 
Esenyurt / İSTANBUL

 

ÖNCEKİ HABER

Dersimli kadınlar umudu büyütecek

SONRAKİ HABER

Amaç sadece bir etkinliği kotarmak değil kadın dayanışmasını büyütmek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa