15 Mart 2016 11:53

Talep etmeli ve birlikte hareket etmeliyiz

Paylaş

Emek Partisi Çekmeköy İlçe Örgütü

‘Doğa insan olmadan da yaşar; ama insan doğa yok olduktan sonra yaşayamaz.’
M. T. Cicero

Çekmeköy, İstanbul’un Anadolu yakasındaki ormanlarının güney batı kesiminde bulunan Keçiağılı Tepesi’nin yamaçlarına kurulmuş bir ilçedir. Akdeniz ve Karadeniz iklimlerinin geçiş bölgesidir. İstanbul sınırları içinde Çekmeköy’ün önemli bir yeri ve konumu vardır. Çünkü ormanlarıyla birlikte bu şehrin en önemli oksijen kaynaklarından ve İstanbul’un su toplama havzalarından birisidir. İçinde barındırdığı bitki-böcek türleri, kuşları ve diğer canlılarıyla birlikte insan hayatının en kıymetli hazinelerine sahiptir. Bizans döneminde Beykoz’dan Alemdağ’a kadar olan bölgenin ormanlarla kaplı olmasından dolayı geçmişte de orman ve çiftlik bölgesi bir yerdi. Günümüze kadar da bu durum böyleydi. Ta ki Kuzey Ormanlarının tahribatı, 3. köprü çalışmaları gündeme oturana kadar. 3. köprünün Anadolu Yakası ayağı için başlatılan bağlantı yolu çalışmaları ile Ömerli dahil olmak üzere bölgenin en geniş yeşil alanı olan Çekmeköy Ormanı da katliamlardan nasibini fazlasıyla aldı ve almaya devam ediyor. Ormanların içindeki derelerin büyük kısmı, Kuzey otobanı nedeniyle büyük ölçüde dolduruldu ve üstleri kapatıldı. Bunlar yaşanırken bir yandan da Çekmeköy ormanlarının barındırdığı bitki çeşitliliği, canlı türleri yavaş yavaş ortadan kalkmaya başladı. Peki, bunlara neden olan nedir? Bize göre tüm bu katliama neden olan şey mevcut yönetimin uyguladığı Neoliberal politikalardır. 1994 yılında belde belediye, 2008 yılında da ilçe olan Çekmeköy, ormanın kıyısına kurulmuş bir ilçe değil tam da ormanın içinde yer alan bir yerleşim alanıdır. Çekmeköy ‘kentleşirken’, kapitalizm yüksek kâr ve talan hırsıyla birlikte kendini bu coğrafyada gösterdi. Her seçimde olduğu gibi partiler kapitalizmin zorbalıklarını süsleyerek insanlara sunuyordu. Ne diyordu AKP’li Belediye başkan adayları; ‘Metropol Çekmeköy’

İnsan yaşadığı yeri planlayarak oluşturur. Kendine yurt edindiği yeri kendi ihtiyaçlarına göre planlar. Besinini sağlayacağı, sosyal hayatını sürdüreceği, kültürel hayatını, ekonomik ve politik hayatını devam ettirebileceği alanların toplamı insanın kendi habitatını oluşturmaktadır. Bu ihtiyaçlarını giderirken doğada diğer canlılar ile birlikte paylaştığı coğrafyayı tahrip etmeden, birlikte yaşayacağı bir alan yaratmalıdır. Arzu edilen de budur! Peki, gerçekte böyle midir? Bizim mevcut yönetimin ortaya koyduğu politikalardan anladığımız, metropol olgusunu insan doğasına karşı en aykırı şekilde uyguladığıdır. Öyle ki Çekmeköy’de her gün ormanlar hızla tüketilmekte, ormanların içine hızla lüks villalar yerleştirilmekte, doğallığından eser bırakmayıp çevre düzenlemesi adı altında devamlılığı ve yararlılığı olmayan, sadece görselliğe hizmet eden çevre süslemeleri yapılmakta. Özetle söyleyebiliriz ki tüm bunlarla Çekmeköy halkı büyük bir yalanla oyalanıyor ve kandırılıyor. Piknik alanları kiralama yöntemi ile yandaşlara peşkeş çekilerek bu alandan da yeni bir rant kapısı açılıyor. Bu getirim kapısı yaratılırken halkın bu alanlardan faydalanmasının önüne geçiliyor. Kamu alanı olan yerler ortak kullanım alanından çıkartılıp kapitalist işletmelerin kâr sağladığı yerler haline getirilmekte. Şahinbey Caddesi’nde esnaf kiralarla boğuşurken parklar, belediye işletmeleri, dükkanlar yandaşlara ‘çerez parasına’ verilmekte.

Biz Emek Partisi olarak diyoruz ki; bu sorunların muhatabı halkın kendisidir!  Çünkü bu meseleler halkın öz kaynakları ve kendi kullanım alanlarıdır. Halkın kendisi, kendi sorunlarına müdahil olmadan bu sorunların çözüleceğine inanmıyoruz. Bu yüzden, talep etmeli, talebi örgütlemeli ve birlikte hareket etmeliyiz! Birlikte hareket edildiğinde nelerin değiştiğini, nelerin değişebileceğini de en iyi bilen yine Çekmeköy halkıdır. Çekmeköy’de sadece bir ilköğretim okulu vardı (İsmihan İsmet Süzer.) Bu okul bugün dört mahalleye bölünen bölgenin tamamını alırdı. Bu yetersizliğe karşı halkın tüm taleplerine rağmen arazi yok denirken Çekmeköy’ün ilk özel okulu olan Sezin İlköğretim Okuluna hemen yanı başımızda yer verilmişti. Çekmeköylüler hatırlarlar ki yürüttüğümüz çalışma ile Hatice Mehmet Ekşioğlu ve diğer mahallelere de okullar yapılmasını sağladık. Yine mahalledeki bina yoğunluğu nedeniyle trafoların yetersizliğine karşı halkın tamamının katıldığı ortak mücadele sayesinde Çekmeköy yeni trafolarına kavuşmuş oldu. Bu iki yaşanmış örnek Çekmeköy ahalisinin aslında birlikte hareket ettiğinde neleri değiştirebileceği konusunda kısa bir hatırlatmadır. Kamuya harcanmayan her kuruş tank, top, biber gazı olarak ülkenin Doğusunda kendi halkına karşı kullanılmaktadır. Biz kadın ve erkek her yaştan emekçiler olarak ancak örgütlü ve birleşik mücadelenin Çekmeköy’ü ve ülkemizi yaşanabilir hale getireceğine inanıyoruz. Mevcut haliyle Çekmeköy Belediyesinde tüm hizmetler satın alma yoluyla gerçekleşmekte. Taşeron sistemi örgütsüz, güvencesiz çalışma demektir. Belediye hizmetleri kendi bünyesinde üretmeli ve Çekmeköylülere istihdam alanı yaratmalıdır. 2-b sorunu, tapuları bir türlü verilmeyen Nişantepeliler, saat 22.30’dan sonra ulaşımı kesilen Taşdelenliler, aslında Ümraniye Devlet Hastanesi’nin ek hizmet binası olan “Alemdağ Devlet Hastanesi” tabelasından ibaret yetersiz hizmetle kandırılan Alemdağlılar, dört tarafı havuzlu dubleks, tripleks villalarla çevrili ama bir türlü imar izni verilmeyen gecekonduların sahibi Mimar Sinanlılar; her bir mahallenin öne çıkan sorunları aslında tüm ülkenin ekonomik-politik siyasetlerinin sonucu olduğunu biliyoruz. Tüm sorunlar yarına ötelenmeden ancak örgütlü mücadele ile çözümlenecektir. Emek Partisi Çekmeköy olarak emek, barış, demokrasi ve çevre meselesi birbirinden kopuk meseleler değildir diyoruz. Biri olmadan diğerinin yolunda olması mümkün değil. Her bir başlık için tüm halk güçlerinin kararlı ve birleşik mücadelesi gerekir. İş, ekmek olmadan barış da özgürlük de demokrasi de sadece slogan olarak kalacaktır! Tüm bunların gerçekleşmesi ancak demokratik halk iktidarıyla mümkündür! Bugünden yarına halk iktidarını kuracak mücadelenin bir parçası olarak Çekmeköy kendi yereline olduğu gibi ülkenin yakıcı sorunlarına da taraf olarak sahip çıkmalıdır!

ÖNCEKİ HABER

Çekmeköy rant bölgesi haline geldi

SONRAKİ HABER

Çekmeköy’ün ‘bahtı kara’ mahallesi: Nişantepe

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa