20 Mart 2016 07:02
/
Güncelleme: 06:57

Rusya ve İran’ın Suriye ihtilafları

Suriye konusunda başından bu yana hükümetin yanında yer alan iki müttefik Rusya ile İran arasındaki taktik farklılıklar son dönemde daha belirgin hale geldi. Ortadoğu Uzmanı, Deneyimli Gazeteci Elijah J. Magnier, Moskova ve Tahran arasındaki anlaşmazlığın tam olarak nelerden kaynaklandığını yazdı.

Rusya ve İran’ın Suriye ihtilafları

Elijah J. MAGNIER

Rusya, Ortadoğu’daki müttefiklerine seslenirken, kendi ortaklarına “Sizin bataklığınıza çekilmeyeceğim” diyen ABD Başkanı Barack Obama ile aynı dili kullanıyor. Bu da İran’la birkaç konuda zıtlaşmalarına neden oluyor. Anlaşmazlıkların temeli, Tahran’ın erken olduğuna inandığı ateşkesin zamanlamasıyla, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın akıbetinin ne olacağıyla, halen birçok bölge IŞİD, el Nusra Cephesi ve dostlarının kontrolündeyken Rusya hava kuvvetlerinin bölgeden çekilmesiyle alakalı.

Suriye’de üst düzey bir yetkiliye göre Rusya, önümüzdeki günlerde hava gücünün büyük kısmını Hmeymim üssünden çekecek. Sadece Tartus’taki Rus donanma üssünü koruyacak ve selefi cihatçılara karşı savaşı sürdürecek kadar helikopter ve jet bulunduracak. Bu hamle, Washington’la Kremlin arasında varılan ve cihatçılar hariç tüm savaşçıları kapsayan anlaşmayla örtüşüyor. Anlaşmaya göre ABD, bölgesel müttefiklerinin ülkeye silah akışını durdurmasını sağlayacak. Moskova aynı görüşleri paylaşmasa da mutlaka bir genel seçim yapılmasını hedefliyor ve Washington ile Suudi Arabistan, Esad’ın koltuğu terk etmesinden, halefini kendi belirlemesi halinde dahi memnuniyet duyacaktır. Böylece Suriye’deki savaşta yer alan tarafların hiçbiri yenilmemiş olacak hatta hepsi galip çıkacak.

ESAD’IN İRAN İÇİN ÖNEMİ

Washington ve Kremlin’in kabul ettiği şey Tahran için hiç uygun değil. Esad’ın şahsı “Direniş ekseni”ni temsil ediyor. Onun düşüşü bu eksenin kaymasına sebep olur çünkü kimse gelecekte neler olacağını garanti edemez ve Esad, bu doktrini ve ait olduğu eksenin değerlerini savunmak adına savaşa girmeyi kabul eden kişidir. Dolayısıyla Esad’ın gitmesi İran’ın gündeminde yok. Bu yüzden İran ve “direniş ekseni”nin diğer üyeleri onu terk etmeyecektir. Aksi halde Esad’ın ayakta kalması için hayatını feda eden binlerce İranlı Devrim Muhafızı, Hizbullah üyesi, Iraklı milis, on binlerce Suriyeli boşuna ölmüş olur.

OBAMA’NIN ‘HERKESİ MEMNUN ETME’ STRATEJİSİ

Barack Obama, kendi tarafındaki herkese mavi boncuk dağıtıyor. İran’ın Ortadoğu’daki çıkarlarının gözlem altında tutulması gerektiğini kabul etti, nükleer konusunda uzlaşmaya vardı, Suudi Arabistan’ın Yemen’e yönelik saldırılarını destekledi, Türkiye’yi memnun etmek için Kürtlerin federasyon talebini reddetti ve Rusya’yla birlikte herkesi müzakere masasına topladı. Kısacası herkes pastadan biraz pay aldı ve kimse pastayı tek başına yiyemedi.

İRAN’LA RUSYA NEDEN AYRI DÜŞTÜ?

Bir kaynak şöyle diyor: “İran, Rusya’yla ateşkesin zamanlaması konusunda ayrı düştü çünkü güçleri pek çok cephede ilerliyordu. Dahası, Rusya hava kuvvetlerinin çekilmesi, Cenevre müzakereleri sırasında, uygunsuz bir ana denk geldi. Görüşmeleri etkiledi ve çeşitli spekülasyon ve yorumlara sebebiyet verdi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran’ı hava kuvvetlerini çekeceğinden haberdar ettiğinde, bu taktik hamlenin Rusya’nın Suriye’yi tamamen terk ettiği anlamına gelmediğinin altını çizdi. Kremlin’in istediğinde 24 saat içerisinde tüm gücünü savaş sahasına geri getirebileceğini söyledi ve bu adımın ABD ile siyasi çözüm konusunda süreci rahatlatmak için atıldığını belirtti. Biz bu hamlenin zamanlamasına dair endişelerimizi dile getirdik ve rejim ve ülkeyi korumak için doğacak boşluğu her şekilde doldurmaya hazır olduğumuzu belirttik. Moskova şimdi İran’ın hiçbir şartta geri çekilmeyeceğini biliyor.

İran, Rusya’nın boşluğunu doldurmak için Suriye’ye daha fazla asker gönderebilir çünkü el Kaide ve IŞİD’in ülkeden sökülmesinin, sahada savaşan bu gruplar olmadan mümkün olmadığını biliyor. Savaş kısa sürede yeniden başlayacak çünkü el Kaide ve IŞİD ateşkesle ya da Suriye’deki herhangi bir siyasi uzlaşmayla ilgilenmiyor. Ayrıca ABD-Rusya anlaşmasıyla çelişecek amaçlarına ulaşma yolunda güçlü bir ideolojiye sahipler. İki taraf da bir İslam devleti istiyor ve amaçlarına ulaşmadan durmayacaklar. Bu yüzden Suriye’de savaşın sona ermesine dair açıklama vakitsiz ve erkendir. IŞİD ve el Kaide, Cenevre’deki koridorlarda ya da ABD ile Rusya arasındaki gizli toplantılarda bertaraf edilemez. Son olarak İran, Rusya’nın Suriye adına pazarlık yapmasını ve Amerikalılarla anlaşmalara varmasını doğru bulmuyor. Dolayısıyla Tahran’la Moskova arasında bariz farklılıklar var.”

TÜRKİYE VE İSRAİL’İN KONUMU

Rusya, İran’la diğer Ortadoğu ülkeleri(özellikle Suudi Arabistan) arasındaki mezhepsel farklılıklar konusunda bir hassasiyete sahip değil. Dahası, Türkiye bugün Esad’ın ülkenin bölünmesini hatta sınırda Haseke’den Efrin’e bir Kürt devleti kurulmasını önleyebileceğini düşünüyor. Böylesi bir federasyon Türkiye ve Suriye’yi tehlikeye atar ama aynı zamanda İran’daki Kürtlerin de ayaklanmasına neden olabilir. Türkiye-Rusya ilişkileri dibi görmüşken, Türkiye-İran pek çok siyasi ve ekonomik konuda ortak noktada buluşuyor.

Rusya, Suriye’de bir federasyonu dert etmese de amacı kim yönetirse yönetsin ülkenin bölünmesini engellemek. İran ise Esad’ın iktidarı dışında bir alternatif görmüyor. Dahası Rusya, İsrail’le iyi ilişkilere sahipken, İran bir prensip meselesi olarak İsrail’le arasına mesafe koyan bir Suriye Devlet Başkanını destekliyor. Esad’ın yerine gelecek herhangi biri İsrail’le barışın da yolunu açacaktır.

İran, Esad’a desteğinde geri adım atmazken ABD ve Rusya tüm tarafların kazanacağı bir sonucun var olduğuna inanıyor. Moskova, BM nezaretinde Esad dahil tüm adayların katılabileceği bir seçimi hâlâ destekliyor. Şurası net ki müttefikler arasında taktik farklılıklar var. Tahran ve Şam, Rusya’nın son kararları konusunda bilgilendirildi ancak onlara danışılmadı. Rusya, Ortadoğu’nun etkin ülkeleri arasına Suriye kapısından girdi. Şimdi çıkarsa, nereye gider?

Çeviri: Mithat Fabian SÖZMEN

*Orijinali Kuveyt gazetesi er Rai’de yayımlanan bu yazı, aynı zamanda yazar tarafından kişisel blogu elijahjm.wordpress.com’da İngilizce olarak yer almıştır. Yazının çevirisi İngilizceden yapılmıştır.

Ara başlıklar evrensel Pazar’a aittir.

Evrensel'i Takip Et