23 Nisan 2012 08:06

Bu dersin adı ne?

Yine görüşürüz           dostlarım benim                          yine görüşürüz...Beraber güneşe güler,        &nbs

Paylaş

           dostlarım benim
                          yine görüşürüz...
Beraber güneşe güler,
                 beraber dövüşürüz...

Nazım Hikmet’in bu satırları Veda şiirinden alıntı. Aslında benim satırlarım bir hoşçakal anlamı taşımayacak ama ‘beraber dövüşürüz’ kısmı tam bize göre herhalde. Bu zamana kadar nasıl beraber dövüştüysek, bundan sonra da öyle olacağına eminim. Sadece araya biraz ayrılık koymak gerek sanırım. Ahmet Şık tutuklandığında ‘dokunan yanar’ demişti. Evet, dokunanlar yanmaya devam ediyor. Sermaye ve onun bugünkü temsilcisi AKP hükümeti başta Kürt halkı ve onun siyasi temsilcileri olmak üzere gazeteciler, avukatlar, kadınlar, siyasi parti temsilcileri, gençler; ülkede muhalif olan kim ama kim varsa cezaevine koymaya devam ediyor. Nerede bir ses çıkaran, hak, özgürlük mücadelesinde yer alan varsa onların sesini kısmaya, onların tabiriyle başlarını ezmeye çalışıyor. Eren Yurt, içerde olan binlerce siyasi tutsaktan sadece biri. Peki neden? AKP hükümeti ve onun yargı sistemi onu ‘terör örgütüne üye olmak’, ‘terör örgütü lehine eylem yapmak’ gibi nedenlerle cezaevine gönderdi. Peki, ne yaptı Eren ağabey? Ben söyleyeyim, bilimsel ve demokratik bir üniversite de okumak istedi,  üniversitelerde bir baskı ve 12 Eylül’ün ürünü olan YÖK kalksın dedi. “Kürt halkının talepleri görülsün, barış ve kardeşlik istiyoruz” dedi. “Ölmek ve öldürmek istemiyoruz” dedi.  “İçerde ve savaşa hayır, emperyalizmin taşeronu olmayacağız”, “Suriye’yle savaşmayacağız” dedi. Eğer bu ise örgüt üyeliği, tutuklayın o zaman bu ülkede barış, kardeşlik, demokrasi isteyen binlercesini. Tutuklayın o zaman bizleri de. Çünkü bizlerde bu ülkede savaş istemiyoruz, bizlerde Kürt halkının talepleri gerçekleştirilsin diyoruz. Eğer bunlar suçsa AKP hükümetinin ve onun yargısının işi gerçekten zor. Çünkü tutuklaması gereken daha yüz binlerce insan var karşılarında, ama o insanları sığdıracak cezaevlerine sahip değiller. Gerçi son dönemde AKP taktiği değiştirip Türkiye’yi açık bir cezaevine çevirme derdinde yaptığı baskı ve zulümlerle. Ama bugün cezaevinde olan 600 tutuklu öğrenci nasıl ki bu baskı ve zulümlere boyun eğmediyse daha boyun eğdiremeyecekleri binlerce öğrenci liselerde, üniversitelerde parasız, bilimsel, demokratik ve anadilde eğitim mücadelesine devam edecek.

Son olarak gözün arkada kalmasın Eren ağabey. Senin bugün cezaevinde olma nedenini taşıyan  hangi talepler varsa biz o talepler için -nasıl ki bugüne kadar birlikte mücadele ettiysek-  ama daha fazla azim ve kararlılıkla bu mücadeleyi yükselteceğiz. Sınıflarımızda, fakülteler, mahallelerde ve fabrikalar da seni içeri koyan hangi talep varsa bangır bangır bağırıp onların gözlerinin içine sokacağız. Taleplerimizden, bağımsız ve demokratik bir Türkiye mücadelemizden geri durmayacağız. Nasıl ki senin başın içeride dik ise bizde dışarıda dik ve sağlam adımlarla ilerleyeceğiz. Ve savunduğumuz her talebi anlatırken başta seni ve içerideki 600 tutuklu öğrenciyi de anlatacağız. Gözün arkada kalmasın, dışarıda mücadelene sahip çıkan binlerce yoldaşın var.

İmran Kurt


HDK İSTANBUL MİLLETVEKİLİ SIRRI SÜREYYA ÖNDER:

Demokratik kitle örgütlerini ve taleplerini hedef alan bu gözaltı ve tutuklamalar, devam eden baskılar AKP’nin kendi hukukunu yargı aracılığıyla yerleştirme çabasıdır. Bu tutuklama sorgulayan ve Türkiye’de AKP’ye şu ya da bu şekilde muhalif olan tüm kesimleri hedef almaktadır. AKP’nin yarattığı ideolojik rejim, örgütlü siyaset hakkının herkesten alınması amacını taşıyor. Zaten bugün açıkça görülmektedir ki yapılmak istenen şey; gençlerin en demokratik bir biçimde sahip oldukları siyasal haklar olan sokağa çıkma, basın açıklaması yapma, Newroz’u kutlama gibi demokratik haklarının engellemesidir.

AKP hükümeti kendi yargısı ve yasasıyla gençlerin bu siyasal alana müdahil olma hakkını,  çeşitli suçlamalarla bir kılıf uydurarak gasp ediyor. 

Kamuoyuna yansıyan davalarda da görüldüğü gibi puşi takmaktan, Newroz’a katılmaktan,  limon ve yumurta taşımaktan, kitap okumaktan dolayı yüzlerce genç; Özel Yetkili Mahkemeler tarafından tutuklandı, tutuklanıyor. Burada amaçladıkları; hedef seçilen demokratik örgütleri, onların çalışmalarını terörize etmek ve kendisi dışında kalan kesimden suçlu türetmekten başka bir şey değildir. Devlet öğrencilerin hayatını bu tutuklamalarla karartıyor. Birçok öğrenci mevcut sınıfsal durumları gereği zar zor kazandıkları eğitim haklarından mahrum bırakılıyorlar. 

AKP kampüste, sokakta ve her yerde kendisine uyan bir yurttaş istemektedir. Biz her zaman bu politikanın karşısında durduk ve demokratik mücadelemizi yürütmeye devam ettik. Demokrasi ve özgürlük isteyen, bir hak olarak örgütlü yaşımı savunan tüm tutuklu öğrenciler ve gençler için de mücadele etmeye devam edeceğiz. Tek bir tutuklu genç içeride kalmayana kadar onların temsilcileri ve vekilleri olarak haklarını her alanda aramayı sürdüreceğiz.

HDK İSTANBUL MİLLETVEKİLİ A. LEVENT TÜZEL:

Türkiye’de kendisine muhalif tüm kesimleri hedef alan AKP hükümeti bu saldırganlığını giderek artırmakta ve son süreçte Newroz’u kutlamak için alanlara çıkanları tutuklama furyasıyla baskı altına almaya çalışmaktadır. Uydurma ve mesnetsiz iddianamelerle gerçekleşen bu tutuklamalarla; 1 Mayıs sürecinde birçok siyasi partinin, gençlik örgütünün, kurum ve kuruluşun hedef alınması siyasal hak mücadelesini terörize etmeye yöneliktir.
Yine gençliğin örgütlü gücünü kırmak ve gençliği baskı altına almak isteyen sermaye temsilcisi AKP hükümeti; soruşturma, tutuklama, gözaltılarla bir ‘temizlik’ operasyonuna girişmiştir. Sadece son iki yılda soruşturma açılan öğrenci sayısı 7 bini aşmaktadır. Bu öğrencilerden 4 bin 600 ü okuldan uzaklaştırılarak 55 i de atılmıştır. Tabii ki bu Milli Eğitim Bakanının açıkladığı rakam. Bunların dışında 600’ü aşkın öğrencinin tutuklu bulunduğunu söylemek gerekiyor.

En son gerçekleşen gözaltı teröründe de açıkça görülmüştür ki özellikle üniversite gençliğini ve onun mücadelesini alan bir saldırı söz konusu. Halkların Demokratik Kongresi Gençlik Meclisi çalışmalarını yürüten bu gençlerin,  barış ve özgürlük mücadelesinin en önünde yer almaları iktidarı tehdit etmektedir. İktidar karşısında güçlü bir örgütlülük istemiyor elbette ve bunun için siyasi örgütleri, özellikle bu mücadelenin içindeki gençleri hedef alıyor. Gençliğin kendi talepleri etrafında güçlenmesini istemiyor. Ama bu saldırılara rağmen her gün daha fazla genç işsizliğe, yoksulluğa, savaşa ve geleceksizliğe karşı çıkmak; eşitliği, özgürlüğü, barışı ve geleceklerini savunmak için alanlara çıkmaktadır. Dün tüm engellemelere rağmen Newroz kutlamalarına katılan milyonlarca genç,  yarın 1 Mayıs için de alanlarda olacaklar. Tutuklanan öğrencilerin, aydınların, yazarların, gazetecilerin, sendikacıların mücadelesi sürecektir.

HDK EĞİTİM KOMİSYONU ÜYESİ PROF. DR. FATMA GÖK:

Geçtiğimiz hafta Newroz operasyonuyla gözaltına alınan ve tutuklanan 7 arkadaş arasında üniversiteli arkadaşların olduğunu öğrenmiş oluyoruz. Ülkemizde 600’den fazla öğrencimiz tutuklu olarak eğitim hakkından mahrum kalmıştır. Onların düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan bu durum kabul edilemez. Öğretim üyesi olarak bir tek öğrencimizin dahi eğitiminden, okulundan, üniversitesinden ayrı kalmasına göz yumamayız. Öğrencilerin yeri okuldur, üniversitedir. Tutuklu öğrencilerimiz derhal serbest bırakılmalıdır ve bir an önce okullarına, üniversitelerine dönmelidirler.

HDK GENÇLİK MECLİSİ KAMPANYASI

HDK Gençlik Meclisi’nin, Şubat ayında başlattığı tutuklu öğrenciler ile ilgili kampanya çalışmaları sürüyor. Kampanyanın sloganı:  ‘600 Arkadaşın Tutuklu Haberin Var Mı?​’ şeklinde. Kampanya kapsamında şu ana kadar birçok ilde eylemlilik gerçekleştiren meclis üyeleri özellikle üniversitelerde düzenleyecekleri çeşitli etkinliklerle kampanyayı zenginleştireceklerini belirtiyorlar. Son olarak HDK İstanbul Gençlik Meclisi,  Cumartesi Günü Galatasaray Meydanı’nda yaptıkları basın açıklaması ile  İstanbul’da gerçekleştirilen Newroz  gözaltıları ve tutuklamaları protesto etmişti.

Emek Gençliği Merkez Yöneticisi ve İstanbul Üniversitesi öğrencisi Eren Yurt, Sosyalist Parti PM üyesi ve Marmara Üniversitesi öğrencisi Yiğitcan Yirmibeş, SGDF Genel Başkanı ve Süleyman Demirel Üniversitesi öğrencisi Ali Tektaş İstanbul’daki 18 Mart Newroz  kutlamalarına katıldıkları için tutuklanan gençlik meclisi üyeleri. HDK bileşeni birçok gençlik örgütü temsilcisinin hedef alınması ve tutuklananların özellikle üniversite öğrencisi olması kampanyanın önemini daha da artırmış durumda.  Kampanyanın bir parçası olarak üniversitede inşa edilmesi düşünülen sembolik hapishaneler ve öğrenciler hakkında hukuksuzca oluşturulan iddianamelerin, usulsüz yargılamaların üniversite öğrencileri içinde tartışılarak teşhirinin yapılması HDK gençlik meclisi çalışmalarının önemli bir kısmını oluşturuyor. HDK İstanbul Gençlik  Meclisi’nin yarın yapılacak olan meclis toplantısının temel gündemi tutuklu öğrencilerle ilgili yürüttükleri kampanya olacak. Meclis, tutuklu öğrenciler ile ilgili yürütülen kampanya çalışmalarına katılmak isteyen tüm üniversite öğrencilerini bu çalışmaya katılmaya çağıracak.

ÖNCEKİ HABER

1 Mayısa giderken

SONRAKİ HABER

Son darbe

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa