Üniversite öğrencilerinden barış çağrısı: Bu savaş geleceğimizi düşünecek hal bırakmadı

Can GÜLAÇTI
İstanbul
Bölge illerinde süren asker ve polis operasyonları, ülkede yaşanan patlamalar, ölümler... Ülkede yaşanan savaş halini farklı üniversitelerde öğrenim gören öğrencilerle konuştuk. Yaşanan savaş hali yüzünden üniversiteyi, gündelik hayatlarını hatta geleceklerini düşünecek hallerinin kalmadığını söyleyen öğrenciler, bu koşullarda Türkiye’de yaşamalarının mümkün olmadığını ifade etti. Öğrenciler bu yüzden tüm gençleri savaşa karşı ses çıkarmaya çağırdı.
‘YAŞAYABİLİR MİYİZ DİYE DÜŞÜNÜYORUZ’
İstanbul Üniversitesinden İbrahim fazlasıyla tedirgin olduğunu belirterek, “Ülke birçok konuda iç savaşa sürükleniyor. Tedirginiz bu sebeple barış desek aynı tutuklanan akademisyenler gibi terör propagandası yapıyor diye suçlanabiliriz. Savaş desek ne olur bilinmez. Arkadaşlarımızla konuşuyoruz, genellikle milliyetçi arkadaşlar. Çoğu öğrencinin de Türkiye’den kaçıp başka bir ülkede yaşama planları var. Artık insanların bu ülkede bir şeyler yapma düşüncesi yok. Ben ve benim gibi arkadaşlarım da ciddi anlamda üniversiteyi düşünecek halde değiliz. Vizeleri bile düşünmüyorum. Ailem sürekli dikkat et gibi şeyler söylüyor. Artık gündelik şeyleri düşünecek durumda değiliz ilk başta yaşayabilir miyim diye düşünüyorum” diye devam etti.
Gebze Teknik Üniversitesinden Ceren de, İbrahim gibi artık yarını planlamadığını ifade ederek şöyle konuştu: “Bir üniversite öğrencisinin en büyük kaygısı gelecek kaygısıdır ama en başta sürekli içinde bulunduğumuz ortamda olan patlamalar beni korkutuyor. Geceden plan yapsam yarın yaşayacağım garanti değil. Önüne idealler koyan bir insandım. Şimdilerde ise okula gidip gelemiyor, her sabah uyandığımda bir şey olur mu diye korkuyorum. Bu olayları durdurmak için konuşan herkes gözaltına alınıyor. Ülkenin durumu artık komik diyebileceğimiz boyutlara vardı. Gençlik bu duruma karşı sesini çıkarmalı” dedi.
Maltepe Üniversitesinden Baran da, “Kürtleri tamamen ülkeden koparmaya, insanları küstürmeye çalışıyorlar. Bu koşullarda Türkiye’de yaşamayı düşünmüyorum. Bu ülkede insanlar hafta sonunu ölmeden geçirdim diye seviniyorlar. Paris’te saldırı olunca Meclis toplanıyor, Türkiye’de saldırı olunca sadece kınanıyor ve yayın yasağı getiriliyor. İnsanların ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ zihniyetinden çıkması lazım” dedi.
PAYIMIZA BİRLEŞMEK DÜŞÜYOR
İstanbul Aydın Üniversitesinden Alican, gençliğin, savaş politikalarına karşı barış için birleşmesi gerektiğini söyleyerek, “IŞİD Suriye’deyken, Türkiye’de eylemlerine başlamadan önce Türkiye’den destek alıyordu. Türkiye içerisinde örgütleniyordu. Bugün bu eylemleri yapabiliyorsa Türkiye’nin izin vermesinden dolayıdır. Destek aldığı hükümetin karşısında kim varsa ona cephe alarak kendisine mevzi kazanıyor. Bunlara karşı bilinçli olmalıyız. Biz gençlerin payına da birleşmek düşüyor. Benim üniversitemin hali ülkenin hali gibidir. Özel bir üniversitede okuyorum ve üniversitemin sahibi iktidar partisine yakınlığıyla biliniyor. Okuldaki her türlü birleşmeye karşı önümüze baskılar çıkıveriyor. Ses çıkarmamız yasak. Çantamızı aratmak istemediğimizde bile 6 ay uzaklaştırmayla karşı karşıyayız” dedi.
İstanbul Üniversitesinden Güney de, savaş ortamını oluşturanların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP hükümeti olduğunu söyleyerek, “Sokağa çıkarken bile bomba sonucu ölebiliriz. İnsanların acı eşiği yok oldu. Gezi direnişi zamanında insanlar bilinç kazanmıştı artık o da yavaş yavaş yok oldu. Ülkede olanları konuşmalı bilinçlenmeliyiz. Doğudaki insanların yaşadıklarını anlamalı bu savaş ortamının suçlusunun Erdoğan ve AKP Hükümeti olduğunu bilmeliyiz. Gençliğin ve bütün halkın birlik içinde olduğu bir güç gerekiyor. Birlikte hareket etmemiz gerekiyor” dedi. Anadolu Üniversitesinden Erol ise, barış isteyenlerin “terörist” ilan edildiğini söyleyerek, “Arkadaşlarımıza seslenme olanaklarımız kapalı en ufak bir standa bile izin verilmiyor. Tabii ki de buna karşı yılmamak gerekiyor” dedi.
Evrensel'i Takip Et