Beritan'ı aldık ve o 29 gazeteciyi de alacağız!
Fatih POLAT
Diyarbakır
‘Heyecanlı’ yani aslında mesleğe uygun halleri nedeniyle ‘şüpheli’ denilerek Diyarbakır'da 16 Aralık 2015 günü polis tarafından gözaltına alınan ve ardından da tutuklanan JINHA Muhabiri Beritan Canözer nihayet serbest.
Haber Nöbeti kapsamında Beritan’ın davasına güçlü bir katılım örgütlemeye çalışmıştık ve bunu bir ölçüde başardığımızı söyleyebiliriz. Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar da kendi davasından dört gün sonra buraya gelerek hem Haber Nöbeti çalışmasına, hem de Beritan’ın davasına katıldı.
Haber Nöbeti’ne hem katılan hem de birçok deneyimli ismin katılması açısından da gayret gösteren deneyimli gazeteci Celal Başlangıç, Haberdar’da yayımlanan köşesinde “Aslında Türkiyeli gazeteciler Haber Nöbeti ile 21. yüzyıldaki en büyük birlikteliklerden ilkini gerçekleştiriyorlardı.” diye yazmış. Yüreklendirici ve onore edici bir değerlendirme. (28 Mart 2016) O da Beritan'ın duruşmasındaydı ve duruşmadan bir gün önce Haber Nöbeti’ne katılanlarla Diyarbakırlı meslektaşlarımızın 8 haftalık çalışmamızı değerlendirdiğimiz toplantıdaydı.
Yeniden Beritan’ın davasına dönelim. Beritan hakkındaki iddianame her yerinden dökülüyor. Uzun uzun PKK’nin tarihi ve tarifi üzerine kopyala yapıştır bilgilerin yer aldığı iddianamede Beritan hiçbir şekilde suç oluşturamayacak sıradan haber notları ve sosyal medya paylaşımlarıyla bu örgütsel dökümün arkasına bağlanmış. Yani olmamış, uymamış, iyi ‘pişirilememiş’ bir kurgu ile ‘Terör örgütü üyeliği’, ‘terör örgütü propagandası’ yapmakla suçlanıyor.
Sabah erkenden hem Metin Göktepe davası avukatlarından Kamil Tekin Sürek’i arayarak iddianame ile ilgili görüşünü sordum, hem de Beritan’ın avukatı Muharrem Erbey ile duruşma öncesi sohbet ettim. Her ikisi de, iddianameye konulmuş olanların bir suçlamaya delil gösterilmesinin hukuken mantıksız olduğunu dile getirdiler.
Duruşmaya heyecanla girdik ve iddia makamının Beritan’ın tahliyesini talep etmesi çıkacak kararın işaretiydi. Avukat Muharrem Erbey, mahkeme kararı olmasına rağmen Beritan Canözer’in duruşmaya getirilmemesini ve savunma hakkının ihlali anlamına gelen SEGBİS yöntemini eleştirdi. Avukat Cemile Turhallı da, iddianamenin temelsizliğini örnekleriyle anlattı. Boynunda fotoğraf makinesi olan ve gazeteci olduğu her halinden belli olan birinin ‘şüpheli’ sayılarak gözaltına alınmasının kabul edilemeyeceğini söyledi.
Verilen kısa aranın ardından Beritan’ın tahliye kararı açıklandı. Hepimiz çok sevinçliydik.
Ancak duruşma görülürken Haber Nöbeti Koordinasyon üyemiz ve arkadaşımız gazeteci Tuğba Tekerek salona girmek isterken salonun dolu olduğu öne sürülerek engellendi. Kendisini engelleyen polislere itiraz etmesi sonrası polis tarafından hukuksuz bir biçimde adliyedeki bir odaya götürülmesi bizler için tam bir sinir bozukluğu oldu. Polislerle arkadaşımızı bırakmaları için konuşurken bir yandan da ‘Bu şehirde gazetecilere heyecan yasak’ esprisini yaptık. Arkadaşımız Tuğba Tekerek Yeni Şehir Polis Karakolunda ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı.
Adliyeden Beritan’ın tahliye olmasının sevinci ile çıkarken, yaşlı bir Diyarbakırlı yanıma yanaşarak “Tamamen heyecanlı olduğu için gözaltına alınıp tutuklanan bir gazeteci bırakıldı diye sevinir hale geldik” dedi. Evet, durumumuz aynen öyleydi. Sonuçta Beritan’ın hayatından hiçbir hukuksal temeli olmayan gerekçelerle 3.5 ay çalınmıştı. Ve barış isteyen akademisyen konulduğu hücreden koğuşa alındığı için, heyecanından ötürü gözaltına alınıp tutuklanan gazeteci de tahliye edildiği için sevinen bir haldeydik. Ama bunların bile bir mücadele ile kazanıldığını biliyoruz.
Beritan’ın tahliyesi ile birlikte TGS'nin verilerine göre cezaevinde 29 gazeteci kaldı. Onları da alacağız!