Masalların kadınları ve kadınların mücadele öyküsü
Bizler Bolu’da 8 Mart’ı günler öncesinden coşkuyla karşıladık. Emekçi Kadınlar Günü’nü yaratan değerleri bir güne sığdırmadık. Kadın Çalışmaları Atölyesi olarak yaptığımız toplantılarda, mücadeleyi nasıl büyütürüz, sesimize yeni bir sesi nasıl katarız, yeni kız kardeşlerimizle nasıl buluşuruz diye tartışıp, konuştuk

Bizler Bolu’da 8 Mart’ı günler öncesinden coşkuyla karşıladık. Emekçi Kadınlar Günü’nü yaratan değerleri bir güne sığdırmadık. Kadın Çalışmaları Atölyesi olarak yaptığımız toplantılarda, mücadeleyi nasıl büyütürüz, sesimize yeni bir sesi nasıl katarız, yeni kız kardeşlerimizle nasıl buluşuruz diye tartışıp, konuştuk. Taleplerimizi ve umutla baktığımız gelecekten beklentilerimizi bir kez daha gür sesle haykırmak için hazırlıklarımızı yaptık.
8 Mart hazırlıkları sırasında hem okuyup öğrendik hem de kadın arkadaşlarımızla eğlendik. Birinin çabası diğerinin gülüşüne yansıdı. Aynı hedef için ortak bir çalışma gerçekleştirdik. Dövizler hazırladık, pankart boyadık. Taleplerimizi alanlara taşıdık. İnadına kahkaha attık, öfkemizi sloganlarla haykırdık. Omuz omuza halaylar çektik.
8 Mart’ın hemen ardından üniversiteli kadınlar olarak tartışmayı daha da derinleştirmek için okulumuzda “Masalların Kadınları ve Kadınların Mücadele Öyküsü” başlıklı bir panel örgütledik. Panelistlerimiz “Masallar ve Toplumsal Cinsiyet”, “Masal Masal Matitas”, “Nefser” gibi birçok kitabın yazarı, masallarda toplumsal cinsiyet konusunda araştırmaları ile bilinen Melek Özlem Sezer ve Emek Partisi Ankara İl Başkanı İlke Işık idi.
Masallarda önümüze konulan kadın profilinin arka planında yatan siyasi-ideolojik alt yapıyı anlatan Melek Özlem Sezer, panel katılımcılarının duyduklarına şaşırdığı bir sunum yaptı. Ebeveynlerimizin belki de bizler büyüyene kadar anlattığı Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalını ele aldık mesela. Pamuk Prensesin yaşadıklarını kabullenen itaatkâr biri olması, kadının eve bağlılığının ve geleneksel kadın-erkek rollerinin ön plana çıkarılmasının rastlantı olup olmadığını tartıştık. Pamuk Prensesin yedi cücelerin evine girer girmez temizlik yapması ve yemek hazırlaması toplumda kadına biçilen rolü gösteriyordu. Diğer nokta ise ölü olan Pamuk Prensesin iradesi dışında öpülmesi, kurtuluşunun bir erkeğe muhtaçlığından geçmesiydi. Pamuk Prenses gibi diğer klasik masallarda da örneğin Kırmızı Başlıklı Kız, Ali Baba ve Kırk Haramiler, Hansel ve Gretel gibi masallarda işlenen kodların yetişkin yaşamımızı nasıl etkilediğini konuştuk.
İlke Işık da dünden bugüne uzanan kadınların mücadele öyküsünü anlattı. Ülkemizde AKP iktidarı ile artan cinsel istismar, kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüz olaylarına karşın kadınların mücadeleye katılma eğilimlerinin yükseldiğine dikkat çeken Işık, bunlarla birlikte işçilere yönelik hak gasplarının (kıdem tazminatlarının fona devredilmesi, işçi kiralama bürolarının açılması, süt izninin kaldırılıp yerine kısmi süreli çalışmanın getirilmesi gibi) en çok kadın işçileri etkilediğine değindi. Günlerini makine başlarında veya tarlalarda geçiren kadınların çalışma koşulları altındaki ezilmişliğinden ve evdeki sorumluluğun sırtlarına bindirilen diğer bir yük olduğundan bahsetti.
Panelimiz soru-cevap kısmının ardından son bulurken belki de birçok katılımcının kadın sorununa farklı bir noktadan bakma fırsatı bulduğunu gözlemledim.
Özenç Yaşam DAĞ/BOLU
Evrensel'i Takip Et