09 Nisan 2016 01:31

Sevinç çığlıkları kulaklarımda hâlâ

Paylaş

Merhaba sevgili Evrensel okurları…

Ben bir sağlık kuruluşunda kamu emekçisi olarak çalışmaktayım. Başbakan Davutoğlu’nun, taşerona müjde diyerek “Tüm taşeron işçilerine kadro veriyoruz, asıl işçi ve yardımcı işçi ayırt etmeden tüm herkese kadro veri-yoruz” şeklindeki konuşması sırasında işteydim ve çalıştığım binanın koridorunda sevinç çığlıkları vardı. Herkes birbirlerini tebrik ediyordu. 

O işçilerin gözlerindeki parıltıyı ve sevinç çığlıklarını hiç unutmuyorum. Sesleri kulaklarımda hâlâ… Daha sonra bizim odaya geçip kadro konusu ile ilgili görüşlerimizi paylaştık. Arkadaşlardan biri herkese soruyor, “Nasıl güzel oldu değil mi?” diye.  Arkadaşlardan bir kaçı “Biz kadroyu elimize almadan sevinmeyiz. Böyle açıklama yapıldı ama güvenemiyoruz. Çünkü böyle vaatler çok verildi artık inandırıcı gelmiyor” diye yorum yaptılar. Sonra bana sordu bir işçi arkadaş; “Sen ne diyorsun bu konuda?” Ben de “2016 yılının içerisinde hükümetin 657 sayılı Yasa’yı değiştirmeyi düşündüklerini ve kamu emekçilerinin elindeki iş güvencesini ortadan kaldırmayı, memurları sözleşmeli yapmayı planlıyorlar bu kadro bana bir oyun gibi geliyor, bakın arkadaşlar taşerona kadro deyip sözleşmeli personel statüsüne alınacaklar büyük ihtimalle, içeriğini görelim anlayacaksınız” dedim. Arkadaşlar bana “Sen ne kadar karamsar konuşuyorsun” dediler. Ertesi gün kalkıp işe gittim ve o işçi arkadaşların yüz ifadesini görmeliydiniz. Herkes çok üzgün “Bir defa daha kandırıldık sen haklıydın” dediler. Sonra “Taşerona kadro dediler ve içinden o kadar çok kötü hak ihlalleri çıktı ki gördün mü?” dediler. Sonra oturup bu konuda taşeron işçileri ile konuştuk çoğunluğu “Biz taşeron işçisi kalmak isti-yoruz. Bizi sözleşmeli yapacaklar ve bu sözleşmede şu an var olan haklarımızı da elimizden alacaklar biz bunu istemiyoruz” diye sitemlerine devam ettiler. ‘Yine kandırıldık’ şeklinde işçilerin isyanı devam ediyor.

Birçok kamu kuruluşunda taşeron işçileri ile sohbet etme fırsatı buldum. İşçilerin büyük kısmının aynı fikirde olduklarını gördüm. “Bizim için düzeltilmiş bir durum söz konusu değil. Taşeron işçiliğinden daha kötü bir durum. Sözleşmeli perso-nel olarak almaları demek çoğumuzun işsiz kalması anlamına gelmektedir” diyebilmekteler. Çoğu işçi de “Biz zaten kadro vereceklerine inanmadık bunların kesin başkanlık için seçim planları var ona hazırlık yapıyorlar” şeklinde yorumlar yaptılar. Ama bildiğim ve gördüğüm tek şey insanların umutlarının tükendiği ve işçilerin gözlerinde sönen pırıltılar. Şunu daha iyi anladım daha çok çalışıp ve daha çok mücadele etmek ve daha çok örgütlenmek gerekiyor. Bu çalışmalardan sonra şunu daha iyi anladım; taşeron işçilerine daha çok zaman ayırmalı, daha çok işçiye ulaşmalı daha çok anlatmalıyız.

ÖNCEKİ HABER

Stajyer mi köle mi!

SONRAKİ HABER

Çelik Halat işçisi hep veresiye yazdırır

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa