10 Nisan 2016 01:41

Başak ŞAHİNDOĞAN

Horus (Hor), Ra ile birlikte Antik Mısır’ın en önemli tanrılarından biriydi. Öyle ki firavunlar, kendilerini Horus’un yeryüzündeki cisimleşmiş halleri olarak gördüklerinden kendi isimlerinin yanında onun ismini de eklerlerdi.
Mısır mitolojisinde Gök tanrısı olan Horus, İsis ile Osiris’in oğluydu. Kötülüğü temsil eden amcası Seth, babası Osiris’i öldürdüğünde Horus, intikam almak üzere Seth ile savaşmak zorunda kalmış ve Seth, bu savaşta Horus’un bir gözünü parçalamıştı. Efsaneye göre bilgelik tanrısı Toth bu gözü büyü gücü ile tamamlamış,  Horus da babasının intikamını alıp, Seth’i öldürerek Mısır tahtına çıkmıştı.
O dönemlerden bu yana Horus şahin başlı yırtıcı hayvanları andıran keskin bakışlı ve her şeyi görebilen bir tanrı olarak tasvir edilir. Özellikle “Ay gözü” de denilen sol gözü kutsal sayılarak manevi bir anlam taşır. Horus’un gözleri her daim dünyanın üstünde var olan ay ve güneşi temsil eder. Horus gözlerini açınca ortalığın aydınlandığına, kapatınca da karardığına inanılır. Bu nedenle güneşle temsil edilen Güneş Tanrısı Ra’nın gözü olarak da ifade edilir.
Gözlerimizin göremediği şeyleri algılayabildiği söylenen Horus’un gözü, Mısırlılar tarafından kutsal kabul edilerek, iyileştirici ve koruyucu güçleri olduğuna inanılır.  Her sabah yeryüzüne bereket ve ışık getirmek için yeniden doğduğu söylen[RTF bookmark start: _GoBack][RTF bookmark end: _GoBack]en bu göz, manevi anlamıyla, vicdan gözünü simgeler. Daha da açacak olursak asırlardan günümüze gelen bu inanış 24 saat kapanmadan açık kalan vicdanın gözünden hiçbir şeyin kaçmayacağını, insanın iç dünyasındaki her niyetini ve yaşamdaki her davranışını gören ilahi adaletin keskin bakışını anlatır. Bu yüzden de Güneş ve Ay, Horus’un gözleri olarak ifade edilir. Çünkü Güneş ve Ay tıpkı Horus’un 24 saat açık kalan gözleri gibi birbirlerini takip ederek gece ve gündüz insanı izler. Rivayete göre bu durum vicdanın karşıtı olan nefsaniyeti ve kötülüğü temsil eden Seth de bu gözü çıkarmaya çalışması da bu nedenledir.
Horus’un gözü ile ilgili bilinmesi gereken başka bir ayrıntı da pek çok kişi tarafından şekil olarak insan beynine benzetilmesidir. İşte bu satırların yazarının da aklındaki anlatmak için yukarıda okuduğunuz uzun girizgâhı yapması da, Horus’un gözüne sığınması da zavallı insan beyninin nefsaniyet ile vicdan arasına sıkışmasındandır.

KÖRLÜK GERİ DÖNÜLMEZ BİR TERCİHTİR

Gelecek güzel yarınlara inanan ve bunun için savaşan bizler her yeni günü büyük bir güçle ve umutla inşa etmeye çalışırız. Savaşlar, ölümler kayıplar yaşarız. Her ne kadar yaralanıp örselensek de inatla düştüğümüz yerden yeniden kalkarız. Ama bazen öyle şeyler olur ki her şeye karşı gardını aldığını sanan bu zavallı ruhumuzun ezberi bozulur.
Hele ki konu bir çocuksa…
Tıpkı bir kör ateşle vurulan Ceylan Önkol’un annesinin kızının bedeninin parçalarını eteğine topladığını duyduğumuzda olduğu gibi…
Tıpkı iyileşip genç bir delikanlı olmasını umut ederken Berkin’imizi 15 yaşında 16 kilo toprağa vermek zorunda kaldığımızda olduğu gibi…
Tıpkı uğradığı tecavüz sonucu bağırsakları yırtılarak ölen 3 yaşındaki Arda Cemal’in haberini aldığımızda olduğu gibi…
Tıpkı Karaman’da bir öğretmenin en az 45 erkek öğrenciye tecavüz ettiği iddialarını okuduğumuzda olduğu gibi…
Ve tıpkı… Ve belki de… En çok insanların tüm bunlara sessiz kalıp normalleştiren hallerini gördüğümüzde hissettiğimiz yürek yangınında olduğu gibi…
Cümleler kifayetsiz kalır, akıp giden hayat flulaşır, her şey anlamını yitirir. Net olan sadece Horus’un gözü gibi karşımızda bize bakan vicdanımızdır. Vicdanımızla muhasebemiz en büyük yol ayrımımızdır. Siyasilerin ve egemenlerin pek çoğunun yaptığı gibi bir devekuşu misali başımızı kuma gömmek ruhlarımızın çürümesini hızlandırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. O acıyla örselenen çocuk bedenlerine yenileri eklendikçe bizler biraz daha hızlı yok olacağız. Ve şimdi bu yaşananlara kör olanların açtıkları yaraların sonuçlarını gördüklerinde duyacakları korku tıpkı Seth’nin Horus’un gözünü çıkarmasında olduğu gibi hiçbir işe yaramayacak. Çünkü körlük geri dönülmez bir tercihtir.  
Gelecek güzel yarınlara inanan ve bunun için savaşan bizlerse ruhunda hala Seth’den bir parça taşıyanların sandığı gibi böyle olayları bedenlerimizdeki gözler ile değil vicdanlarımızın hiç kapanmayan gözleriyle görürüz.
Tıpkı Horus’un gözü gibi vicdanlarında iyileştirici ve koruyucu güçleri olduğuna inanırız. Sevgimizin bilgelik tanrısı Toth’un büyüleri kadar güçlü olduğunu biliriz.
Ve çocuklarımızı sadece çocukluğumuzun temiz ve güçlü vicdanına emanet edebiliriz.
Yeter ki Horus’un gözünü görüp olanlara kör olmayalım...

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çayırhan’da çakal sofrası

Çayırhan’da çakal sofrası

AKP iktidarının özelleştirmek istediği Çayırhan Termik Santrali ve maden işletmesinin ‘adrese teslim’ ihalesi bugün gerçekleştirilecek. İşçiler ve kamuoyu özelleştirmeye karşı çıkarken, adrese teslim ihaleye sicili kabarık patronların katılması bekleniyor. Çayırhan’ı yutacak sofrada IC İçtaş, Cengiz, Kolin, Limak, Alagöz, Ciner, Yıldızlar SSS var. Ödenmeyen işçi ücretleri madenin satış fiyatından fazla!

317.36 milyon TL: Yunus Emre Termik Enerji Santralinin son 3 ayda ürettiği elektriğin değeri

204.9 milyon TL: Aynı dönemde 1000 işçinin ortalama ücretlerden patrona 'maliyeti'

0 TL: Şirket 2021, 2022 ve 2023 yıllarında hiç vergi ödemedi

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et