12 Nisan 2016 00:59

Sur için ‘itiraz hakkı’ da gasbediliyor!

Diyarbakır Barosu Başkan Vekili Ahmet Özmen, şu anda Plan ve Bütçe Komisyonunda bulunan torba yasaya bir ek madde getirildiğini ve bu maddeyle kamulaştırma mağdurlarına itiraz yolunun kapatıldığını söyledi. Özmen, 'Bu madde geçerse yürütmeyi durdurma ve ihtiyati tedbir hakkı ortadan kalkacak' dedi.

Paylaş

DOSYA: SUR’DA ‘ACELE KAMULAŞTIRMA’: NEYİN ACELESİ?
HAZIRLAYANLAR: Meltem AKYOL / Fırat TOPAL

Diyarbakır Sur için 21 Mart’ta Bakanlar Kurulu kararı ile çıkarılan ve 25 Mart’ta Resmi Gazete’de yayımlanan acele kamulaştırma kararına tepkiler devam ederken, karara itiraz için verilen yasal süre de 21 Nisan’da doluyor. Vatandaşları itiraz için danışma merkezlerine çağıran Diyarbakır Barosu Başkan Vekili Ahmet Özmen hem danışmanlık hem de avukat temin etme işlemlerinin ücretsiz gerçekleşeceğini söyledi. Sürece ilişkin çarpıcı bilgiler veren Özmen, şu anda Plan ve Bütçe Komisyonunda bulunan torba yasaya bir ek madde getirildiğini belirterek, yasa kabul edilirse bu tür durumlarda daha önce açılan yürütmeyi durdurma davalarının artık açılamayacağını söyledi. Bu, dava süreci devam ederken, planlanan projenin de devam etmesi anlamına geliyor ki dava sonucunda karar lehte çıksa bile artık çok geç oluyor... Sur dosyamızın ikinci gününde Diyarbakır Barosu Başkan Vekili Ahmet Özmen’le konuştuk.

KARAR O KADAR ‘ACELE’ Kİ GEREKÇESİ YOK...

Günlerdir ‘acele kamulaştırma’ kararı ile yatıp kalkıyoruz, bir de siz anlatır mısınız, nedir bu acele kamulaştırma?
Hukuken Kamulaştırma Kanunu’na dayanılarak, Bakanlar Kurulunun almış olduğu bir karar ama bu normal bir kamulaştırma değil, acele kamulaştırma. Kanunun 27. maddesine dayanılarak Bakanlar Kurulu tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yazısı üzerine alınmış bir karar. Acele kamulaştırmanın ne hallerde gerçekleşebileceğine değinmekte fayda görüyorum. Birincisi yurt savunmasını gerektiren durumlarda acele kamulaştırma yapılabilir. İkincisi özel kanunlarda yer alan olağanüstü koşullar için, üçüncüsü ise Bakanlar Kurulu tarafından aceleliğine karar verilmiş olan durumlarda ‘acele kamulaştırma’ kararı alınabilir.  Sur’un aceleliği bu üçüncü seçenek üzerinden gerçekleşti.

Kararın gerekçesi nedir? Yani Bakanlar Kurulunun aceleliğine karar vermesinin gerekçesi nedir?
Şimdi kamulaştırmada kamu yararının ne olduğu, yani o kamulaştırmanın ne için yapıldığının altının çizilmesi gerekir ve kamulaştırma kararında bunun detaylı olarak açıklanması gerekir. Ancak ilgili karara baktığımız zaman 3-4 satırdan oluşan Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 16 Mart tarihli yazısı üzerine kamulaştırma yapılıyor. Ancak, kararın içinde kamu yararının ne olduğu, kamulaştırma sebebinin ne olduğuna dair bir açıklama yok.

Peki, yasalar ne diyor, yani vatandaşların hakkı yok mu bu karar karşısında?
Mülkiyet Hakkı temel hak ve özgürlükler arasında en önemli, en önde gelen haklardan biri. Hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde (AİHS), hem Anayasa’da hem de kamulaştırma kanununda bu kavramlar detaylı olarak düzenlenmiş. Kamulaştırma kararına karşı, mülkün kamulaştırılmasına onay vermeyen bir vatandaşın, elbette yasal hakları, yargıya başvurma, dava açma hakkı var. Bu haklar da şöyle ayrılır; birincisi kamulaştırma kararına ilişkin dava açma, ikincisi ise kamulaştırma kararının uygulanmasına dair sorunlara karşı dava açma hakkı. Bakanlar Kurulunun almış olduğu 25 Mart tarihli acele kamulaştırma kararına karşı, 30 gün içerisinde Danıştaya dava açma hakkı var. 30 gün içerisinde dava açmamaları halinde de bu acele kamulaştırma kararını kabul etmiş oldukları anlamına gelir.

Vatandaşların bir bölümü dava açtı bir bölümü açmadı diyelim bu durumda ne olur?
Siz bu ‘acele kamulaştırma’ kararına, hukuk dilindeki adıyla idari işleme karşı idari yargıda, Danıştayda dava açabilirsiniz ve o idari işlemin iptalini istersiniz. Yani bu şu anlama gelir; bir parsel sahibi bir dava açtığı zaman idari işlemin tamamının iptalini istediği için toplam 18 mahalleye yani Sur’daki 16 mahalleye ve Yenişehir’deki 2 mahalleye sirayet ediyor anlamına gelir. Yani bu kamulaştırmaya karşı açılan dava misal iki sene sürecek, bu süre içerisinde durum ne olacak? Burada da yargı şöyle bir çözüm sunuyor; yürütmeyi durdurma davası açıyorsunuz, yani şunu söylüyorsunuz; ‘Benim açtığım dava sonuçlanıncaya kadar yargı olarak, mahkeme olarak siz bu işlemi, bu projeyi durdurun’ dava sonucunda vereceğiniz nihai karara göre de kamulaştırmanın olup olmayacağına da yine yargı olarak siz karar verin.’

TORBA YASAYA ‘ACELE’ KAMULAŞTIRMA MADDESİ

Yani projenin de durması lazım?..
Bakın şu an plan ve bütçe komisyonunda bir torba yasa var, bu torba yasaya Kamulaştırma Kanunu’na eklenmek üzere yeni bir madde getirildi. O madde şunu der: Resmi Gazete’den sonra 30 gün içerisinde vatandaşın bu kararlara karşı dava açma hakkı vardır ancak, uygulama sorunlarına dair dava açma hakkı yoktur. Bu ek madde şu an Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşmede. Bu madde geçerse şu anlama geliyor; birincisi vatandaş Resmi Gazete’yi takip etmek zorunda ki günlük hayatta hiçbir vatandaş resmi gazeteyi takip etmiyor. Örneğin 25 Mart’ta çıkan karar haberleşmeseydi, vatandaşın bundan ne zaman haberi olurdu, evinin yıkılmasına dair kendisine tebligat veya yazı gönderildiği zaman bundan haberdar olurdu.
O yazı gelene kadar bu 30 günlük süre geçeceği için vatandaşın dava açma hakkı, yani yargıya başvurma hakkı, adli mekanizmaya ulaşma, adli mekanizma içerisinde hak arama özgürlüğü dolayısıyla kısıtlanmış olacak. Bir diğer getirdiği şey de şu; biraz önce bahsettiğimiz yürütmeyi durdurma ve ihtiyati tedbir hakkını da ortadan kaldırıyor. Resmi Gazete’nin yayınından itibaren siz dava açsanız bile bu davayı yürütmeyi durdurma istemli açamıyorsunuz. Bu da şu demek; Siz, ‘bu uygulamayı durdurun, nihai karar çıkana kadar bu işlem durdurulsun’ diye dava açamıyorsunuz. Şu an Mecliste, Plan Bütçe Komisyonunda böyle bir tasarı var.

KARŞI DAVA İÇİN SON TARİH 21 NİSAN, BARO ÜCRETSİZ HUKUKİ YARDIM SUNACAK

Ben kamulaştırmayı istemeyen bir vatandaşsam ne yapmalıyım?
21 Nisan’a kadar dava açılması gerekiyor. Bizim, Diyarbakır Barosu olarak Adli Yardım Merkezimiz üzerinden bize başvuran vatandaşlarımıza da hukuki destek sunmaya, dava süreçlerinde kendilerine yardımcı olmaya ve avukat temin etmeye yönelik çalışmalarımız var. Buradan sizin aracılığınızla da seslenelim; Bize başvuran her vatandaşa Diyarbakır Barosu olarak ücretsiz hukuki yardım ve avukatlık hizmeti sunacağımızı beyan ediyoruz.

Yarın: Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kültürel Miras ve Turizm Daire Başkanı Nevin Soyukaya, Göç-Der Diyarbakır Şubesi Eş Başkanı Fatma Esmer

ÖNCEKİ HABER

Güvenlik Şube amirinden 10 Ekim itirafı: MİT, TSK ve EGM önlem almadı

SONRAKİ HABER

Mülkiyet hakkı insanların anayasal hakkıdır, el konulamaz!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa