Genel-İş Antalya Şubesi: Taşeron işçilere kadro verilsin
Mahir DOĞAN
Antalya
DİSK’e bağlı Genel-İş Antalya Şubesi, Antalya Üniversitesi Hastanesi önünde “Köle değil işçiyiz. Kiralık işçiliğe hayır” pankartı açarak yaptığı basın açıklamasında taşeron işçilerin kadroya alınmasını istedi.
Basın açıklamasını okuyan Genel-İş Antalya Şube Başkanı Cemal Aybar açıklamasında ülkenin Cumhuriyeti tarihinin en karanlık günlerini yaşadığını belirterek bu kuşatmayı emekçilerin inancı ve mücadelesiyle kırılabileceğini söyledi.
“Güzel ve aydınlık günler emekle gelecek” diyen Aybar, “Bizler yıllardır kamuda hukuksuz bir biçimde çalıştırılıyoruz. Bu iş yerinde de olduğu gibi pek çok sayıda iş yerinde hileli çalıştırıldığımızı yani taşeron olmamıza rağmen asıl işi yaptığımızı yargıya taşımış ve mahkeme kararlarıyla bunu belgelemiştik” ifadelerini kullandı.
‘BİZ EMEKÇİLERİN TALEBİ YARGI KARARLARINA UYULMASIDIR’
Aybar açıklamasının devamında “Ancak bizzat ülkeyi yönetenler mahkeme kararlarını yok sayıyor. Mahkeme kararlarını ayrım yapmadan uygulaması gerekenler, seçimlerde bu durumu vaat haline getirdi. Seçimden sonra da vaatlerini unutup işçi sınıfının en mağdur kesimlerinin umutlarını seçim malzemesi yapanlar asıl iş – yardımcı iş ayrımı yaparak taşeron köleliğini sürdürmek istiyor. Biz bu “böl – parçala – yönet “ oyununu kabul etmeyeceğiz. Elbette bu Taşeron Cumhuriyeti çökecektir. Mahkeme kararları nettir. Kamudaki taşeron şirket işçileri kamu işçisidir. Bu işçilerin verdiği hizmet kamu hizmetidir. Kamu hizmetinde iş süreklidir. Bizler bu hastanede de olduğu gibi sezonluk veya mevsimlik çalışmıyoruz. Sağlık hizmeti daimidir, süreklidir” dedi.
‘YENİ BİR UCUBE YARATILMAK İSTENİYOR’
Aybar “Haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz” dediği açıklamasının devamında “Son günlerde hükümet tarafından yapılan açıklamalarla kamuoyunun ve bizlerin kafası karıştırılmak istenmektedir. Bizlerin 4 c’ li olarak işe alınıp, 4 a’lı olarak çalıştırılacağı söyleniyor. Bunun mevcut çalışma yaşamında karşılığı yoktur. Yeni bir ucube yaratılmak isteniyor. Burada bulunan arkadaşlarım gibi kamuda yıllardır çalışan taşeron emekçilerinin tüm kazanımlarından vazgeçmeleri, açtığı davaları geri çekmeleri zorunlu kılınıyor. Bunun karşılığında sanki bu gün ilk defa iş başı yapmış gibi, aynı ücretle, aynı işte 3’ er yıllık sözleşmelerle çalışmamız dayatılıyor. Bizler burada yapılmak istenilenin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Yaptığımız iş süresi belirsiz bir iştir. Mevcut durumda bizlere her üç ayda bir giriş – çıkış yaptırılsa da bizler ilk işe girdiğimiz andan itibaren asıl işverenin işçisiyiz. Bu konuda bu işyerinde de olduğu gibi binlerce yargı kararı bulunmaktadır. Yeni düzenlemede 3 yıllık iş sözleşmesi ile sanki mevsimlik, sezonluk bir süresi belirli iş haline getiriliyor. Bu şekilde işe iade, kıdem ve ihbar tazminatı davalarının açılmasının önüne geçilerek tüm haklarımız ortadan kaldırılıyor. İşçiler köle gibi alınıp satılmak isteniyor. Mevcut yaşamakta olduğumuz taşeron belası bile dayatılan zorbalıkları aratır haldedir. Değerli basın emekçileri, bu kadro yalanlarında hükümetin ve sermayenin en büyük ve asıl amacı mahkeme karaları ile kesinleşmiş olan taşeron işçilerinin alacaklarından kurtulmak, biz taşeron işçilere haklarımızdan feragat etmemiz dayatılmaktadır. Kölelik sistemi; kiralık işçi bürolarını kabul etmiyoruz. Kıdem tazminatımız iş güvencemizdir, gasp ettirmeyeceğiz. Bizler tüm bu dayatmalıkları ve zorbalıkları kabul etmiyoruz. Kimse bizden anamızın ak sütü gibi helal ekmeğimizden vazgeçmemizi beklemesin” ifadelerini kullandı.