Yıl 2012, yer Adıyaman…
Bundan 126 yıl önce, 1 Mayıs 1886’da Amerikalı işçiler sekiz saatlik iş günü talebiyle genel greve çıktı. Devlet güçlerinin greve müdahalesi ve direnişçi işçilerin üzerine ateş açılması sonucu çıkan olayların ardından dört işçi önderi idam edildi ve 1889’da toplanan 2. Ent
Yıl 2012, yer Adıyaman. Dünyada 8 saatlik iş günü hakkının kazanılmasının üzerinden yüz yılı aşkın zaman geçti. Türkiye’de ise işçilerin mücadelesi sonucu bu hakkın yasalara geçmesinin üzerinden kırk yıl geçti. Ama Adıyaman Organize Sanayi Bölgesi (OSB)’nde çalışan işçiler içinde bırakın 8 saati, 12 saat çalışanlar bile kendilerini şanslı sayıyor.
‘İNSAN OLDUĞUMUZU UNUTTUK’
1 Mayıs’ın yaklaştığı şu günlerde ‘en önemli talebimiz sekiz saat çalışmak’ diyen OSB’de çalışan Adıyamanlı işçilerden biri şöyle diyor: “İnsan olduğumuzu unuttuk. Kendimize zaman ayırmak istiyoruz.” Çoğunluğu tekstil olmak üzere irili ufaklı onlarca fabrikanın bulunduğu OSB’de, sekiz saatlik iş günü uygulanan işyeri olmadığı gibi, pek çok fabrikada da günde 14-16 saat çalışılıyor. Pazar günü tatil hakkının da olmadığı OSB’de, çok zorunlu durumlarda bile işe gidemeyen işçilerin ücretlerinden iki yevmiye kesinti yapılıyor.
‘ÇOĞU ZAMAN 14-16 SAAT ÇALIŞIYORUZ’
Günkar Tekstil’de çalışan bir kadın işçi, sözde 12 saat çalıştıklarını ama çoğu zaman çalışma sürelerinin 14-16 saati bulduğunu söylüyor. 9 yıldır çalıştığını ama durumunda hiçbir değişiklik olmadığını söyleyen kadın işçi, “Çok yoruluyoruz, işkence gibi. Arkadaşlarım evleniyor ama ben bir düğüne gidecek zamanı bile bulamıyorum” diyor ve ekliyor; “Aramızda birlik yok, sendikamız yok. 1 Mayıs’ta tek talebimiz sekiz saat çalışmak ve sendikalı olmak.”
PATRONUN HİLESİ!
‘Bu kadar ağır koşullarda ve 12-16 saat çalıştıklarına göre iyi para alıyorlardır’ diye düşünenler olabilir. 12 saat, hatta 16 saat çalıştıklarında bile aldıkları para asgari ücret, yani 700 lira. Ama onun da en az 100 lirasını, maaşlarını bankadan çektikten bir gün sonra işverene tekrar iade etmek şartıyla! 100 lirayı geri iade ediyorlar çünkü patronun yasal olarak ödemek zorunda olduğu asgari ücret 700 lira. Ancak bunu işçiye çok gören patron 600 lira ödüyor. Yasal yükümlülükten kurtulmak için yatırdığı 700 liranın 100 lirasını geri alarak, hem işçinin 100 lirasını gasbediyor, hem de ‘yasal yükümlülüğünü’ yerine getirmiş görünüyor. Daha önce İnternet Tekstil’de çalışmış olan bir işçi anlatıyor: “İşyeri tek vardiya ve günde 16 saat çalışılıyor. Mesai farkı falan ödenmiyor ve alınan ücret asgari ücret. Onun da 100 lirasını geri veriyoruz.” 400’den fazla işçinin çalıştığı Güçlü Tekstil’de çalışan bir işçi de günde 12 saat çalıştıklarını, mesai farklarının ödenmediğini ve alınan asgari ücretin de 100 lirasının işçilerden geri alındığını söylüyor.
‘BÖLGESEL ASGARİ ÜCRET Mİ DEDİNİZ?’
Hemen her işyerinde servis sorunu yaşandığını, yemeklerin çok kötü çıktığını, keyfi ve tazminatsız işten atmaların çok sık yaşandığını anlatan Adıyamanlı OSB işçilerine, bu koşullarda çok anlamsız olduğunu düşünerek de olsa hükümetin Bölgesel Asgari Ücret uygulaması ve kıdem tazminatının kaldırılması için yasa çıkarmak istediğinden haberlerinin olup olmadığını soruyoruz. Yanıt tahmin ettiğimiz gibi: “Yasaya ne gerek var, burada zaten durum öyle.”
‘KENDİMİZE ZAMAN AYIRMAK İSTİYORUZ’
Çoğunlukla kadın işçilerin çalıştığı Sunset Tekstil’de çalışan bir kadın işçi ile konuşuyoruz. 12 saat çalıştıklarını ve haftada en az iki gün mesaiye kaldıklarını, eve gidince bir de ev işlerini yapmak zorunda olduklarını söylüyor. “Geriye kaç saat kalırsa onu da uyuyoruz” diyen kadın işçi, senelik izinlerini de kullanamadıklarını, işyerinde bir tek namaz kılmaya ve Cuma namazına izin verildiğini anlatıyor. Arkadaşlarının 1Mayıs’a gitmeye korktuğunu söyleyen Sunset işçisi,” Ben bu sene 1 Mayıs’a katılacağım” diyor ve 1 Mayıs’a hangi talepler için katılacağını da şöyle dile getiriyor: “Daha az çalışmak istiyoruz. Kendimize de zaman ayırmak istiyoruz. Birlik olmak istiyoruz. Maaşlarımızın arttırılmasını istiyoruz…” (Adıyaman/EVRENSEL)