Korkuyu aşmanın yolu
Batıkent pazarında terzi olan bir kadın esnaf arkadaşımızın konuğu olduk. İki çocuk annesi olan terzi kadınla sohbete koyuluyoruz...
Geçtiğimiz günlerde Batıkent pazarında terzi olan bir kadın esnaf arkadaşımızın konuğu olduk. İki çocuk annesi olan terzi kardeşimiz gerçek bir emekçi. Yaklaşık 10 yıldır eşinden ayrı ve çocuklarını tek başına büyütmeye çalışıyor. Sohbete koyuluyoruz.
Gündemimiz yoğun ama son günlerde en bizi en çok endişelendiren çocuk istismarına yoğunlaşıyoruz. Terzi arkadaşımız Karaman’da yaşanan olaydan oldukça etkilendiğini söylüyor ve toplum olarak konuya ne kadar duyarsız kaldığımızdan yakınıyor. “Hepimiz bu konuda sessiz kalıyoruz. Neden mi? Çünkü korkuyoruz” diyor arkadaşımız ve hepimizin korkularla yaşadığını belirtiyor.
Kendisini de eleştiriyor bir yandan, kendisinin ve yakınındaki esnafların da yaşananlara sessiz kaldıklarını anlatıyor. Sokağa çıkıp tepki göstermek istendiğinde gaz ve cop yemekten herkesin ürktüğünü söyleyerek şöyle devam ediyor: “Sürekli cinsel taciz, kadın cinayetleri gibi haberler benim korkularımı tetikliyor. Sinirlerimi alt üst ediyor. Ben açıkçası bazen bu ülkede yaşamak istemiyorum.”
Ekonomik özgürlüğü olsa da ülkede her şeyden önce bir kadın olduğu için yaşamasının garantisi olmadığını söyleyerek, hükümetin her şeyi bildiğini ancak örtbas ettiğini ekliyor sözlerine. Polis devleti kurulmak istendiğini ve ülkenin korku imparatorluğuna dönüştürüldüğünü anlatan arkadaşımız, örgütlü olmak istediğini ancak her kafadan farklı bir ses çıktığını söylüyor. Yaşananlara ilişkin şimdilik sessiz kalsa da ülkenin yine de barış içinde olacağına ilişkin umutlarını da dile getiriyor ve bunun tek yolunun yan yana gelip beraber bir şeyler yapabilmekten geçtiğini vurguluyor.
Hülya SOLMAZ/ANKARA