13 Mayıs 2016 00:03

Milyonlarca tarım işçisi güvencesiz çalıştırılıyor

Gezici mevsimlik tarım işçilerine dair sorularımızı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nden Doktor Coşkun Canıvar yanıtladı.

Paylaş

Uğur ZENGİN

Topraksız ve mülksüz yüzbinlerce insan sadece karın tokluğuna çalışmak için ülkenin dört bir tarafında dolaşıyor. Sayıları bilinmeyen gezici mevsimlik tarım işçileri, çalışmak için geldikleri bölgelerde kurdukları çadırlarda kalıyor; tarlalarda gün doğumundan batımına kadar güneş altında çalışıyorlar. Çoğu çocuk yaşta mevsimlik tarım işçiliğine başlayan bu işçiler psikososyal ve fizyolojik pek çok rahatsızlıkla iç içe.

Gezici mevsimlik tarım işçilerine dair sorularımızı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nden Doktor Coşkun Canıvar yanıtladı. “Mevsimlik tarım işçileri kimdir? Türkiye’de ne kadar mevsimlik tarım işçisi var?” sorusuyla başlıyoruz: “Kaç işçi var resmi olarak bilmiyoruz. Ancak tahmini rakamlar söz konusu. Ülkedeki 6.5 milyona yakın tarım işçisinin yaklaşık 3-3.5 milyonu mevsimlik tarım işçisi, 1 milyonun üzerinde gezici mevsimlik tarım işçisi de var. Kendi coğrafyalarından çıkıp tarım sezonu boyunca Türkiye’nin dört bir tarafında gezerek çalışıyorlar.”

Peki neden mevsimlik tarım işçiliği yapılıyor? Canıvar’a göre meselenin kök nedeni topraksızlaştırma, mülksüzleştirme: “Kendi tarım toprakları yok ve bulundukları yerlerde istihdam edilebilecekleri tarım arazileri de yok. Böyle olduğu için onlar da Türkiye’de ucuz tarım işgücü ihtiyacı olan diğer yerlere giderek bir şekilde çalışarak hayatlarını idame ettiriyorlar.”

YAŞADIKLARI YER BİLE HASTALIK NEDENİ

Sistemin işleyişini Canıvar şöyle anlatıyor: “Dayıbaşı sistemi var. Karadeniz’e fındık toplanmaya gidilecek. Bunu ayarlayan biri var. Simsarlık yapıyor aslında. Bu sistemle çalışacakları yerler belirleniyor. Ve oraya gidip oradaki toprak sahibinin günlük ödediği ücretlerle yevmiye üzerinden çalışıyorlar. Güvencesiz çalışan bu insanlar çoğunlukla traktörlerle taşınıyor. Yada 30 kişilik minibüse 40-50 kişinin biniyor.”

Gittikleri yerlerde birçoğu evlerde kalmıyor, derme çatma kurulan çadırlarda kalıyorlar. Bu bile başlı başına hastalık nedeni oluyor: “Burada ısınmayla ilgili ciddi problemler var. Yaz dönemi olduğu için bu problem daha az olabiliyor. Ancak en önemli şey altyapı sistemi yok. Bir tuvalet sistemi yok, bir gider yok, temiz suya ulaşım imkanı yok. Sürekli gezerek çalıştıkları için en temel sağlık hizmetlerine ulaşımları bile söz konusu değil. Bu da kas iskelet sistemi hastalıklarına neden oluyor. Kronik hastalıkları olanlar için çok önemli problemler var. Temiz suya ulaşımın olmaması, hijyenle ilgili birçok mikrobik hastalığa zemin hazırlıyor.” 

TARIM İLACI TEHDİT EDİYOR

İşçilerin bir de çalışırken karşı karşıya kaldıkları riskler, meslek hastalıkları var. “Pestisit (tarım ilacı), kullanan tarım işçilerinin gerekli önlemleri almaması bir çok probleme zemin hazırlıyor. Pestisitler, cilt, solunum yolu ve sindirim yolu ile vücuda alınıyor. Mesleki astım yada kanserojen etkiler gibi birçok hastalığa zemin hazırlıyor. Gün boyu güneş altında çalışmaya bağlı cilt hastalığına bağlı kanserojen etkiler, sıcak çarpması gibi önemli merkezi sinir sistemi problemleri ve buna bağlı ölümler ciddi risklerden. Çalışırken burkulma, yaralanma, traktör devrilmesine bağlı iş kazaları, sürekli ağır kaldırma, taşımaya bağlı bel fıtığı, boyun fıtığı... Yoğun çalışma, uzun süreli çalışma, etnik-kültürel ötekileştirmenin sonucunda da psikososyal anlamda çok ciddi sorun yaşıyorlar. Özellikle Kürt coğrafyasından gelen mevsimlik işçiler çok ciddi bir ötekileştirmeye maruz kalıyorlar.”

NE YAPMALI?

Peki, gezici tarım işçileri için ne yapılmalı? Talepleri neler? Coşkun Canıvar yanıtlıyor: “Böylesi bir çalışma koşulunun kendisi kabul edilemez, insanlık dışı bir çalışma koşulu. Bundan sonra söyleyeceğim şeyler daha sorunları azaltmaya yönelik. Sosyal güvenceli, kayıt altında çalıştırılmaları, nerede, ne kadar çalışacağını daha önceden bilinmesi, planlanması çok önemli. Bu plan içine sorun alanı olarak saydığımız her şeyin girmesi lazım. Ulaşım, beslenme, barınma, sağlık hizmetlerine ulaşım. Bu maddelerin tümünün net bir şekilde belirlenmesi lazım ki biz sorunları tespit edelim ve önlemeye çalışalım. Planlama olmadan zaten bu alanı kontrol edebilme şansınız yok.”

KADINLAR 17 SAAT ÇALIŞIYOR

Kadınların ucuz emek gücü olarak görüldüğünü söyleyen Canıvar şöyle devam ediyor: “Bazı yerlerde erkek sadece yevmiye alıyor. Kadın ‘yardım etmek’ durumunda. Kadınlar tarladaki iş bittiğinde derme çatma çadırlarda yemek, çocuk bakımı vs. bütün işler kadınların omuzlarında. Kadın, uyuduğu süreç dışındaki zamanını çalışmakla geçiriyor, günde 16-17 saat çalışıyor. En önemli problemleri üreme sağlığı açısından yaşıyorlar. Gebe kadınlar düzenli takip edilmiyor. Anne ölümleri çok fazla. Gebelik sonrası loğusa bakım hizmetlerini de alamıyorlar. Çok ciddi tacize maruz kalıyorlar, psikososyal açıdan çok ciddi bir problem yaratıyor.”

ÇOCUK İŞÇİLİK YAYGIN

“Gezici mevsimlik tarım işçileri arasında kadın ve çocuklar süreçten çok daha fazla etkileniyorlar. Çocuk işçiler bütün tehlike ve risk faktörlerine çok daha erken yaşta maruz kaldıkları için onların bedenlerindeki hasar olma ihtimali çok daha fazla olmuş oluyor. Çocuk işçiler sadece tarlada çalıştırılmıyorlar. Evdeki bütün küçük çocuklara, bebeklere yaş olarak biraz daha büyük çocuklar bakıyor. Tarlada daha büyük yaştaki çocuklar çalıştırılırken çadırlarda küçük bebeklere baktırılıyorlar.”

RAKAMLARLA TARIM İŞÇİLERİ

* ILO verilerine göre dünyada her yıl 335 bin ölümlü iş kazasının 170 bini tarım sektöründe görülüyor.

* Ölümle sonuçlanan kazaların çoğu ulaşım esnasında olmakla beraber boğulma, elektrik çarpması, hidrojen sülfid zehirlenmesi, tarım faaliyeti esnasında traktör devrilmesi gibi diğer nedenler de önemli rol oynuyor.

* Dünya Sağlık Örgütü, her yıl üç milyon kişiyi etkileyen ciddi akut pestisit zehirlenmesi olduğunu ve yılda en az 300 bin kişinin akut pestisit zehirlenmesine bağlı hayatını kaybettiğini bildirmektedir .

* Mevsimlik tarım işçilerinde bebek ölümleri Türkiye ortalamasından beş kat fazla, anne ölüm hızı 4 katı fazla.

 

ÖNCEKİ HABER

Eğer ölüm yoksa ‘kaza’dan sayılmıyor

SONRAKİ HABER

SOMA ESNAFI: KAYGILAR HER GÜN ARTIYOR

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa