13 Mayıs 2016 00:25

Aileler üzerinde müthiş bir baskı var

Soma katliamında hayatını kaybeden maden işçisi Uğur Çolak'ın babası İsmail Çolak, ailelerin yaşadıklarını yazdı.

Paylaş

İsmail ÇOLAK
Katliamda Ölen Maden İşçisi Uğur Çolak’ın Babası

Ölen madencilerin yakınları olarak dava sürecinden sağlıklı bir sonuç alacağımızı tahmin etmiyorum. Ülkemizde hukuk maalesef hiç bir zaman için ezilenlerin, mağdur olanların yanında olmadı. 

Biz kamu görevlilerinin de davaya dâhil edilmesini istedik. Madenler devletin, denetleme mekanizması devlete ait. Devletin kendisini sorgulaması lazım. Demesi lazım ki, sen buna böyle böyle bir rapor verdin, ne oldu da burada 301 kişi hayatını kaybetti? Koruyacaklarına suçluları süreceklerdi mahkemeye. Bunlar tersini yaptı, uçları kendilerine dokunacağından müfettişlerinden tut MİGEM, TKİ, ELİ yöneticilerinden, Bakanına kadar hepsini koruma altına aldılar. Bu bizim için bu ülkede adaletin işlemediğine işarettir. 

Ben 25 yıl çalıştım madende, Eynez ocağından emekli oldum. 

Şirketin kendi teknik elemanlarına üretim baskısı yapmadığından ben de eminin, bunu taşeronlar vasıtasıyla yaptılar. Genel müdür müdüre, müdür yardımcısına, aşağıya doğru iniyor, en son da taşeronlara, “Bu ay bu kadar kömür çıkacak” deniliyor. Taşeron çavuşuna çavuş işçiye... Biz taşeronların da yargılanması gerektiğini söyledik. 

Burada herkesin hayatı değişti, sadece bizimki değişmedi. Biz halen daha ilk günkü gibi bu acıları yaşıyoruz. Maalesef esnafı susturdular, kredi vererek kepenk kapatmalarını önlediler. Madende çalışanların maaşlarını düzeltiler, 8-10 ay gibi bir süre çift maaş verdiler sokağa indirmediler susturdular, onun için sadece burada değişmeyen bizim acımız ve gözyaşlarımız oldu. Bazı ailelerin kendi içerisinde de baskılar var. Siyasi iktidarın da bunda çok etken olduğunu düşünüyoruz, iktidara yakın kimi dernekler, mesela ‘Kimse Yok Mu’ derneği çeşitli yardımlarda bulundu. Takip ediyoruz ki bu tür derneklerden yardım alan insanlara ya şartlı verildi bunlar ya da bir takım baskılar oluşturuldu. Evladını, eşini kaybetmişsin ama hiç bir hak adalet mücadelesinde değilsin, dava açmamışsın hiç bir hakkını aramıyorsun, müthiş bir baskı var. Biz burada bir avuç insanız, Soma’da 170 aile varız, yaklaşık 70-80 aileyi ancak bir araya getirebildik. 

Bundan iki ay önce iki kişiyi saldılar. Salmalarının gerekçeleri de benim anladığım kadarıyla öbür vardiyaların amirleri olmaları, ama bu suçsuz oldukları anlamına gelmiyor. Bu ani bir grizu patlaması değil, metan patlaması değil, ihmaller sonucu meydana gelen bir katliam. 

Bu dava Türkiye’de bitmez. Anayasa Mahkemesi de çözemeyecek, biliyoruz. Adalet sistemi şu an siyasi iktidarın elinde. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gidip gerekirse siyasal iktidarı mâhkum ettireceğim.

ÖNCEKİ HABER

Profesyonellik zırhının işe yaramadığı dosya

SONRAKİ HABER

İktidar işçilerin dayanışmasını istemiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa