Yrd. Doç. Dr. Günal Kurşun: Çilem Doğan ceza almamalı
İnsan Hakları Gündemi Derneği Başkanı Yard. Doç. Dr. Günal Kurşun, Çilem Doğan’ın ceza almaması yönünde bilimsel mütalaa verdi.
Volkan PEKAL
Adana
Kendisine şiddet uygulayan kocasını öldürmekten yargılanan Çilem Doğan davasına, “Sınırı aşılmış meşru müdafaa” diyerek Doğan’ın ceza almaması yönünde bilimsel görüş sunan Yrd. Doç. Dr. Günal Kurşun, “‘Kendisinden daha güçlü ve yapılı olan maktul karşısında korku ve panik etkisiyle ölüm meydana gelmiştir’ diye değerlendirdim ve bunun sonucu da cezasızlıktır” diye konuştu.
Geçtiğimiz günlerde duruşması görülen ve müebbet hapis cezasıyla yargılanan Çilem Doğan davasında savcı öldürme eyleminde meşru müdafaa şartlarının gerçekleşmediğini belirterek sadece haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasını istemişti. Çilem Doğan’ın ceza alıp almayacağı 8 Haziran günü görülecek karar duruşmasında belli olacak.
Davaya Çilem Doğan’ın ceza almaması yönünde bilimsel mütalaa veren Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi akademisyenlerinden aynı zamanda İnsan Hakları Gündemi Derneği Başkanı Yard. Doç. Dr. Günal Kurşun ile konuştuk.
‘KORKU, HEYECAN VE PANİK ETKİSİ ALTINDA’
Kurşun, partnerlerin uyguladığı hayati risk içeren şiddet dolayısıyla öldüren kadınlar için kullanılan “Örselenmiş kadın sendromu”, sistematik şiddetten kurtulmak için yapılan fiili ifade eden “Feminist meşru müdafaa” gibi kavramların hakimlerin meseleyi anlamaları açısından ikna edici olabileceğini ancak ceza hukukunda karşılığı olmadığını belirtti. Çilem’in evliliğinin ilk ayından bu yana maruz kaldığı şiddeti göz önünde bulundurarak böyle bir mütaala verdiğini ifade eden Kuruşu, “Çilem Doğan, yıllardır şiddete maruz kalmış ve bu 9 ayrı koruma kararı ile belgelenmiş. Olay olduğu anda saldırıya uğrayan Çilem Doğan’ın eylemi, haksız bir fiile maruz kalması bakımından meşru müdafaanın şartlarını karşılıyor ancak olayda yalnızca meşru müdafaa şartlarından oranlılık şartını karşılamıyor. Buna karşılık Doğan’ın olayı içinde bulunduğu korku, heyecan ve panik etkisi altında gerçekleştirdiği için ceza almaması gerekir” dedi. Dosyada Hasan Karabulut’un şiddetinin öldürme amaçlı olup olmadığının tartışmalı olduğunu kaydeden Kurşun, “Çilem Doğan öldürmeden de kurtulabilirdi. Bacaklarına ateş edip kaçıp kurtulabilirdi. Ancak bir saniyenin içinde olan bir eylem. ‘Kendisinden daha güçlü ve yapılı olan maktul karşısında korku ve panik etkisiyle ölüm meydana gelmiştir’ diye değerlendirdim ve bunun sonucu da cezasızlıktır” dedi.
Ülkemizde kadın cinayetlerinin yaygın ve sistematik bir karakter kazandığını ifade eden Kurşun, “Bu olayda Çilem’in de sonu ölüme yakın. Ama kesin bir şekilde ‘Yapmasaydı Çilem ölecekti’ diyemiyoruz” dedi. Klasik meşru müdafaa tanımının esnetebilir olmaması gerektiğini savunan Kurşun, “Toplumsal, siyasal boyutları var. Tek başına ceza tedbirleri ile çözülecek konular değil” dedi. Hukuk düzeninin şiddeti savunmaması gerektiğini ifade eden Kurşun, Çilem Doğan davasında çıkacak meşru müdafaa kararının kadınların artık erkekleri öldürebileceği anlamını taşımayacağını belirterek, “Yaygın ve sistematik şiddet hayatın her alanında devam ediyor. Şiddeti meşru gösteren mahkeme kararları olduğu sürece biz bu şiddet sarmalından kurtulamayacağız. Çözüm şiddeti reddeden mahkeme kararları verilmesinde” dedi.