15 Mayıs 2016 05:54

Boğazda sıkılı iki el: Cizre

Faruk Ayyıldız, BM açıklamasının ardından yeniden tartışılmaya başlanan Cizre'yi yazdı.

Paylaş

Faruk AYYILDIZ

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Prince Zeid Ra’ad Zeid al-Hussein’in “Elimizde, Türk güvenlik güçlerinin Cizre’de etrafı sarıp 100’den fazla insanı canlı canlı yaktığına dair tanık ve akrabalarının raporları var” açıklaması (1) sonrası Cizre özelindeki tartışmalar yeni bir boyut kazandı. Açıklamanın ardından Halkların Demokratik Partisi, hükümete “BM’nin Cizre’de inceleme yapmasına derhal izin verilsin” (2)  çağrısında bulundu. Yaşanan büyük katliam sırasında Cizre’de bulunan HDP Milletvekili Faysal Sarıyıldız, Evrensel gazetesine verdiği demeçte, “BM zamanında yanıt verse o insanlar yaşayacaktı,” dedi.(3) Tüm bu tartışmaların ardından Cizre, sosyal medyada da tekrar gündem oldu. #Cizrede100KürtYakıldı hashtagi kısa sürede Trend Topic (TT) listesine girdi.(4) 

Cizre sürecini yakından takip edenler için BM’nin açıklaması “yeni” veya çok da “şaşırılacak” bilgiler içermiyor, ancak açıklamanın doğrudan Birleşmiş Milletler adına yapılmış olması Cizre’nin daha fazla tartışılması, konuşulması gerektiği gerçekliğine katkı sunabilir. Cizre’de bodrumlarda yaşanan büyük kıyımdan ilk defa BM açıklamasıyla “haberdar olmuş” gibi davranan/şaşıranlar ve süreci tekrar hatırlamak isteyenler için Twitter’da bir kronolojik haber “flood”u yaptım.(5) Bu seri, Evrensel’in Cizre’deki katliam süreci boyunca yaptığı haberlerden oluşuyor ve Cizre’deki bodrum sürecinin başlangıcında sığındıkları bodrumdan yardım çağrısında bulunan bir ailenin haberiyle başlıyor. “İlk defa BM’nin açıklamasıyla haberdar olma hali” vurgum özellikle yapılmış bir vurgudur çünkü, Cizre, Roboskî gibi tek bir gecede yaşanmadı. Yaptığım haber flood’u 21 Aralık 2015 tarihli bir haberle başlayıp, Cizre hakkındaki raporların yayınlandığı 2016 Mart ayının ikinci haftasına kadar gidiyor. Derleyebildiğim 100’ün üzerinde haber var. Yani bodrumdakilerin öldürülmemesi için devletle görüşmelerin yapıldığı, ağır işleyen, uzun bir katliam süreci gerçekliği karşımızda duruyor. Devamında da Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) (6) ve Mazlum-Der (7) Cizre’de yaşanan katliama ilişkin kapsamlı raporlar hazırladı. Yani ezcümle: Hepiniz, hepimiz oradaydık. “Orada olma” durumundan BM de azade değil elbette. Suriyeli mülteciler konusunda Türkiye ile ilişkilerini bozmaya “çekinen” BM’nin, Cizre katliamı başta olmak üzere Kürt kentlerinde yaşanan yıkıma ve devlet saldırılarına nasıl gözünü, kulağını kapattığını hep birlikte izledik. 

BİRAZ SUÇLULUK BİRAZ UTANÇ

Atlanmaması gereken bir diğer önemli detay da, BM açıklamasının ardından Cizre’de öldürülenlerin sayısının 100 olarak konuşulmasıydı, ancak Cizre’de büyük çoğunluğu bodrumlarda olmak üzere 300’e yakın insan öldürüldü. BM açıklamasının açığa çıkardığı bir diğer gerçek ise, Cizre kırımının hâlâ çok sıcak olduğu. 11 aydır farklılaşan özneleri, başkalaşan mekanı ve yeni biçimiyle Kürt kentlerinde devam eden savaşta Kürtlerin hafızasına kazınan en ağır deneyim kuşkusuz Cizre oldu. Bu ağırlık tek başına ablukalara karşı direnişe katılanlar ya da onların yakınlarıyla sınırlı değildi. Bu travmayı savaşı dışarıdan izleyen ciddi bir kitle, “suçluluk”, “çaresizlik” kimi zaman ise “utanç” gibi duygu halleriyle yaşadı. O yüzdendir ki fazlasını bildiğimiz bir katliama ilişkin BM’den gelen eksik açıklama bile tekrardan günlerce Cizre’yi yüksek sesle konuşmamızı sağlıyor.

VAHŞETİN BÜYÜYEN GÖLGESİ VE SAVAŞ ETİĞİ

Cizre bodrumlarının yarattığı tahribat ise elbette kısa sürede tümüyle anlaşılamayacak kadar büyük. 90’ların köy yakmalı, JİTEM’li, Hizbullahlı, sayısız faili meçhullü yıllarına tanık etmiş kuşaklarını bile, “Bu kadarını hiç görmemiştik” cümlesini kurmaya zorlayan bir tahribattan bahsediyoruz. Cizre, sadece sürekli olarak daha da “radikalleştiği” üzerine analiz-yorumlar yapılan Kürt gençliğinde değil büyük bir Kürt nüfusunda öfkeye, kırılmaya sebep oldu. Kent merkezlerinin tank ve obüslerle bombalanması, JÖH-PÖH’e verilen sınırsız yetki, legal eylemlere yönelik gerçek mermilerle yapılan polis saldırıları kitlelerde bir taraftan korkuyu beslese de bunların toplumsallaşmış, milyonlarla birleşen bir mücadeleyi bitiremeyeceği de açık. Ayrıca yaşanan kırılmanın devamında devletin Cizre’deki kırımı “başarı” olarak anlatmayı sürdürmesi, çeşitli futbol tribünlerinde açılan “Aşk bodrumda yaşanıyor” pankartları, aynı pankartın çeşitli ırkçı yürüyüşlerde de kullanılmaya başlanmış olması(8), Cizre üzerine söylenen ırkçı slogan/sözlerin sosyal medyada da sürekli olarak yeniden üretilmesi, Cizre’yi Kürtlerin hafızasında güncel tutarken, öfkenin korkunun önüne geçerek, birikmesine ve büyümesine yol açıyor. Öyle ki, Kürtlere dayatılan bu vahşet gölgesi, Kürtleri uzun yıllardır gurur duydukları, taviz vermemeye çalıştıkları kendi savaş etiklerini bile sorgulatır, tartışır hale getirdi. Savaş rejiminin Kürt kentlerinde icra ettiği ve daha büyük bir karanlığa doğru yol alan bu kötülük, Kürtlerin savaşa, düşmanlığa, halklara ve barışa dair yüz yıldır biriktirdiği algının temelini sarsmaya devam ederken yine Kürtlerin çoğunlukla ödediği bedeller üzerinden inşa ettiği değerler silsilesinin de bu şiddet dalgasıyla sıfır noktasına çekilmek istendiği bir gerçek. Kürt halkıyla Türkiye’nin batısının böylesi iki ayrı zamansallık yaşadığı, tüm bu olanların neden, sonuç ve gerekçeleriyle bu kadar farklı algılandığı bir dönemde bu kötülük sağanağı karşısında çıldırmamak, öfkeden tüm savaş etiğini kenara koymamak, şiddet ile paralize olmamak ne kadar mümkün kılınabilir bilemiyorum. Ulusal sorun bağlamında “daha büyük katliam” riskleri tarih boyunca her zaman mümkün oldu. Evet, “Kürtler daha ağırını yaşayamaz” iddiasında bulunamayız ancak Cizre, Kürtlerin hiçbir zaman unutamayacağı bir gerçeklik olarak kalacak ve her dönemde karşımıza tekrar tekrar çıkacak. Başka bir söyleyişle Cizre, hepimiz için boğazda sıkılı iki el...

(1) http://www.evrensel.net/haber/279740/bm-cizrede-100den-fazla-kisi-canli-canli-yakildi
(2) http://www.evrensel.net//haber/279836/hdp-bmnin-cizrede-inceleme-yapmasina-derhal-izin-verilsin
(3) http://www.evrensel.net//haber/279837/sariyildiz-bm-zamaninda-yanit-verse-o-insanlar-yasayacakti
(4)https://twitter.com/search?q=%23Cizrede100K%C3%BCrtYak%C4%B1ld%C4%B1&src=typd
(5) https://twitter.com/Faruk_Ayyildiz/status/730026030354804736
(6) http://www.evrensel.net//haber/274821/cizre-raporu-300e-yakin-kisi-yasamini-yitirdi-ilcenin-yuzde-80i-hasar-gordu
(7) http://www.evrensel.net/haber/276910/mazlumder-cizre-raporunu-acikladi
(8) https://twitter.com/Faruk_Ayyildiz/status/729328429317951489

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

‘90’lardan bugüne öldürülemeyen gazetecilik

SONRAKİ HABER

Tarifi imkansız kırılmalar ve dostlara çağrı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa