Erdoğan: Bize ikide bir kriter dayatmasınlar. Burası Türkiye
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, vize muafiyetiyle ilgili olarak, ‘Bize ikide bir kriter dayatmasınlar. Burası Türkiye’ dedi.
Erdoğan, Dünya İnsani Zirvesi'nde, BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon ile ortak basın toplantısı düzenledi.
İnsani krizlerin dünyanın meselesi olduğunu ifade eden Erdoğan, "Dünyanın neresinde yaşarsak yaşayalım, artık hiçbirimiz kendimizi insani krizlerin etkilerinin dışında tutamayız. Kendimizi insani krizlerin etkilerinin dışında tutamayız. Silahlı çatışmalardan, terör saldırılarına, doğal afetlere kadar tüm insani krizler dahildir. Sınırlar, mesafeler yükseltilmiş duvarlar, tel örgüler bizi sorunlardan uzak tutmaya yeterli olmayacaktır. Bunun en son örneğini 6 yıldır süren Suriye krizinde hem de çok acı bir şekilde yaşıyoruz. Akdeniz'in azgın dalgalarının yuttuğu hayatlar, sahillere vuran masum çocuk bedenleri bu mesajı adeta bir tokat gibi insanlığın suratına çarpıyor. 12 milyon insanın yerinden edildiği bunların 5 milyonun çeşitli ülkelere dağıldığı bu insani kriz karşısında birkaç komşu ülke dışında kimse iyi bir sınav verememiştir" diye konuştu.
‘BU ÇARPIKLIĞI DÜZELTMEK İÇİN KÜRESEL VİCDANI HAYATA GEÇİRMELİYİZ’
İnsani krizlere karşı küresel vicdanın harekete geçmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Artık bu konuda gelişmiş ülkeler başta olmak üzere herkesin sorumluluk üstlenmesi gerekmektedir. Maalesef bugün insani krizlere maruz kalan 100 binlerce kişi imkan, kaynak kıtlığından değil merhamet yoksunluğundan kaybediyor. Hayatını kaybediyor. Küresel vicdanın yaşanan trajediler karşısındaki kayıtsızlığı bugün ki sorunlarımızın da temel nedenidir. Gelişmiş teleskoplarla, uydularla uzayın derinliklerini araştıran insanlık, hemen yanı başındaki acıları, sorunları, krizleri adeta görmüyor. Bu çarpıklığı düzeltmek için küresel vicdanı hayata geçirmeliyiz. Bu sorunun çözümü için 2gün boyunca çalıştık. İnsanlığın ortak vicdanında kıpırdanma sağladıysak kendimizi başarılı sayacağız. Toplanıp dağılan bir toplantı olursa gerçekten üzülürüm. Zirvenin insani sonuçlara vesile olmasını temenni ediyorum. BM resmi verilerine göre, insani zirveye 173 ülke 9 bin katılımcı katıldı. Türkiye'den katılım yaklaşık bin kişi. Son şeylerle birlikte 10 binin üzerinde temennim umarım sonucu da iyi olur" ifadelerini kullandı.
‘BAZI LİDERLERİN BURADA OLMASINI BEKLERDİK’
BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon ise sözlerine Türkçe "Hepiniz hoşgeldiniz" diyerek başladı; Dünya İnsani Zirvesi'nin ev sahipliğini yapan Türkiye'ye teşekkür etti.
Ban Ki-moon, "Devletlere, STK'lara, özel sektörlere bir çağrıda bulunmak istiyorum: Lütfen BM'ye katılın, ele ele verip kalıcı çözümlere birlikte imza atalım. Bazı dünya liderlerinin de burada olamamış olması da hayal kırıklığı yarattı. Özellikle G-7 ülkelerinden bazı liderlerin burada olmasını beklerdik" diye konuştu.
İnsani yardım bütçesinin artışına dikkat çeken BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, "İnsani yardım rakamı Suriye krizi ile birlikte son dönemde arttı. Bu durumu yönetemiyoruz. Yıllık olarak 245 milyar dolarlık bir ihtiyaç ortaya çıktı. Bu insani meselelere çözüm bulabilmek için. 15 yıl içerisinde 12 katlık bir artış söz konusu. 12 kat artmış insani yardım bütçesi. Küresel düzeyde dayanışmaya ihtiyacımız var. kaynak bulunabilir. Silahlanmaya ayrılan para azaltılırsa…" diye konuştu.
‘ONDAN SONRA DA KUSURA BAKMAYIN, SİZ DÜŞÜNÜN DERİZ’
AB'nin, Türkiye'ye 3 milyar Euro'luk yardım göndereceği ve vize muafiyetine ilişkin bir soruya Erdoğan şu yanıtı verdi: "İkili görüşmelerimizde görüştük. Sayın Şansölye ile de görüştük. 3 milyar Euro'luk verilen bir sözdü. Şu ana kadar yapılanlara baktığımızda, maalesef bu desteklerin söz verildiği gibi yürümediğini görüyoruz. Temmuz ayına kadar 1 milyar Euro'nun verileceği istikametinde dün arkadaşlarımdan bana bir bilgi geldi. Bu destek Türkiye'ye gelmiyor. Suriyelilere verilen destek. Vermeyeceksiniz. Türkiye lütuf beklemiyor. Açık açık AB mensuplarına söyledim, yine söylüyorum. Dürüstlük bekliyoruz. Türkiye kriterleri yerine getirecek. Ne kriterleri? Hâlâ Türkiye'ye karşı kriter koyuyorsanız, kusura bakmayın. Bu bir yere kadar tahammül edilir. Bir yere kadar çekilir. Bir yerden sonra da Türkiye nihai kararını verir. Ondan sonra da kusura bakmayın, siz düşünün deriz."
‘PARLAMENTO'DAN GERİ KABUL ANLAŞMASI'NA YÖNELİK ADIM ATILMASIYLA İLGİLİ KARAR GEÇMEZ’
"1 Haziran itibariyle Geri Kabul Anlaşması'na yönelik bir adım vardı. 30 Haziran itibariyle de vize noktasındaki adım atılacaktı. Eğer şu anda bu konuyla ilgili olarak arkadaşlarımız görüşmeleri yapacaklar. Görüşmelerde netice alındı, alındı. Alınmadığı takdirde, kusura bakmasınlar, bu Türkiye Cumhuriyeti'nin Parlamentosu'ndan Geri Kabul Anlaşması'na yönelik adım atılmasıyla ilgili karar geçmez. Bize iki de bir kriter dayatmasınlar. Burası Türkiye..."
Zirveye katılımlara ilişkin Erdoğan, "Bütün gelişmiş ülkeler başta olmak üzere, az önce Sayın Genel Sekreter'in ifade ettiği gibi G7 ülkelerinin, Sayın Şansölye dışında, burada olmayışı bana göre de üzüntü vericidir. Bunu G7 ülkelerinin yakın takibe alması gerekir. Bu kadar imkan var, bu kadar güç var ve bu imkanı, bu gücü en azından düşüncelerinizde, 'Ne gibi katkılarda bulunuruz ', Bunları buralarda ortaya koymak suretiyle diğer ülkeleri de teşvik etmek, herhalde gelişmiş ülkelerin en önemli görevleri arasında olsa gerek" açıklamasında bulundu.
‘NATO'YU DEVREYE SOKMAK SURETİYLE BURANIN GÜVENLİĞİ TEMİN EDİLİR’
Türkiye'nin "Terörden arındırılmış, güvenli bölge olarak Suriye'nin kuzeyinde bir bölge kurulması teklifi"ni yineleyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Terörden arındırılmış, güvenli bölge olarak Suriye'nin kuzeyinde bir bölge kurulması teklifimiz var, Türkiye olarak. 'Orada yeniden bir şehir inşa edelim' diyoruz ve inşa ettiğimiz bu şehre Suriye'den göç etmek isteyenleri yerleştirelim, Türkiye'de kamplarda yaşayanları oraya yerleştirelim. Bunu dünyadaki gelişmiş ülkelerin liderleriyle görüştüm. Sayın Obama'yla da görüştüm, Sayın Merkel'le, Şansölyeyle dün de görüştüm. Ve hala da görüşüyorum, görüşeceğim. Fakat tabi herkeste şu endişe var. 'Bunun güvenliği ne olacak?' Ben de diyorum ki, şu anda bir zamanlar Amerika-Meksika arasında, malum güvenlik hattı vardı, Kıbrıs'ta yeşil hat var, o da bir güvenlik hattı. Buralarda bunu nasıl sağlamışsak, nasıl başarmışsak, orada da uçuşa yasak bölgeler ilan ederiz ve BM burada gerekli güvenlik tedbirini alır, hatta hatta gerekirse NATO'yu devreye sokmak suretiyle buranın güvenliği temin edilir. Yeter ki biz terör örgütünden, DAİŞ'ten, PYD, YPG, bunlardan ne yapmayalım çekinmeyelim, korkmayalım ve tüm terör örgütlerinin üzerine korkusuzca gidelim. Şunu unutmayalım ki eğer biz teröristler kadar cesur değilsek insanlığın bağımsızlık mücadelesini veremeyiz."
‘MERKEL İLE BU PARA KONUSUNU GÖRÜŞTÜK’
Zirvedeki ikili görüşmelere ilişkin Erdoğan, "Zirvede ikili görüşmelerimizde Merkel ile bu para konusunu görüştük. 2016 için 3 milyar Euro verilen bir sözdü, daha sonra sayın Davutoğlu'nun görüşmelerinde 2017 için de 3 milyar euro verileceği şeklindeydi. Destekler, söz verildiği gibi yürümüyor. Bu destekler, Türkiye'ye verilen destek değildir, mültecilere, Suriyelilere verilen destektir. Türkiye lütuf beklemiyor. Dürüstlük bekliyoruz" diye konuştu.
‘YENİ SÜREÇ YENİ KABİNE İLE YÜRÜTÜLECEK’
Binali Yıldırım'ın Başbakanlığında 65. Hükümet'in kurulmasına ilişkin Erdoğan, "Yeni hükümete bu sabah onayımı verdim. Siyasette kimse boşta kalmaz. Yeter ki azim, kararlılığı olsun. Yeter ki olaya bir dava adamı olarak baksın. Böyle baktığı zaman, bu ülkeye hizmette kendilerine de bir görev düşecektir. Gelen liste üzerinde çalışmamı yaptım. Ülkemiz bu yeni süreci, yeni kabine ile yürüyüşe devam diyerek çok daha farklı bir heyecan ile yürüteceğine inanıyorum. Yeni kabineye şimdiden başarılar diliyorum" dedi. (DHA)