Laiklik herkese lazım
Bunları yaşamak istemiyorum, en başta çocuklarımın yaşamasını istemiyorum” diye konuşuyor.

Burcu AKTAŞ
Geçtiğimiz günlerde “Laik eğitim, laik yaşam istiyoruz” başlığıyla panel düzenleyen Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği üyeleri ile laiklik üzerine neler düşündüklerini konuştuk.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman’ın “Yeni anayasada laiklik olmamalı, dindar bir anayasa olmalı” sözlerini hatırlatan bir eğitimci arkadaşımız, zaten ülkede gerçek anlamda bir laiklikten bahsedilemeyeceğini söylüyor. “Laik bir ülkede Diyanet İşleri Başkanlığı olmaz, zorunlu din dersleri olmaz, İmam Hatip Liseleri, ortaokulları olmaz” diyerek, inançların her insanın özgür iradesine bırakılması gerektiğini belirtiyor. Yapılmak istenenlerin kadınların hayatına yönelik bir müdahaleyi de barındırdığını ifade ediyor: “Hamile sokağa çıkma günah, şunu giyme günah, kahkaha atma günah gibi söylemlerle iktidarın kadınlara gerçek bakış açısını görüyorduk. Meclis başkanının açıklaması, bu müdahalelerin genişleyeceğini kadınların yaşamlarına, düşüncelerine, sokağa çıkmalarına bile müdahale edilebileceğini gösteriyor.”
NEFES ALACAK YER KALMAYACAK
Laikliğin din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, din ve vicdan özgürlüğü sağlanması olduğunu söyleyen Güldane Büğrü, kaygılarını şöyle dile getiriyor: “Yani resmen kapalı bir bölge içinde hapsedildiğinizi düşünün, bize nefes alacak yer kalmayacak, kadınların günlük yaşamını da etkileyecek.”
Dernek üyelerinden Handan ise kimsenin ötekileştirilmediği, kutuplaştırılmadığı, hiç kimsenin dini görüşünden dolayı ayrıştırılmadığı bir ortamda yaşamak istediğini söylüyor. “Kimsenin dini beni ilgilendirmiyor. Herkesin yaşam tarzı, kültürü farklı” diyen Handan, din eğitimin zorunlu olmaması gerektiğini düşünüyor.
KÖLELİĞİ ÇAĞRIŞTIRIYOR
Birsel Kiras “laikliğin olmadığı bir yaşamın kendisine köleliği çağrıştırdığını” söylüyor. Bugün bile laiklikten uzaklaşmanın sonuçlarını kızının okulda birebir yaşadığını anlatıyor: “Ben çocuğumun din eğitimi almasını istemediğim halde ısrarla din eğitimi alıyor ve kızım bu nedenle sert tepkilerle karşılaşıyor.”
Aysun Aydovan da aynı fikirde: “Eğitim kesinlikle laik değil. Seçmeli derslere o kadar çok din ağırlıklı dersler konuldu ki çocukların seçeceği başka ders kalmamış durumda.” Laiklik anayasadan çıkarıldığında bunun sonuçlarının en çok kadınları etkileyeceğini ifade eden Aysun, “Kadınlar başkalarına göre yaşayacaklar, özgür iradeleri ellerinden alınmış vaziyette yaşayacaklar… Bunları yaşamak istemiyorum, en başta çocuklarımın yaşamasını istemiyorum” diye konuşuyor.
Derneğin bir diğer eğitimci üyesi Fidan Hoca, kimsenin düşüncelerine, dinine, inancına karışılmaması, din derslerinin zorunlu tutulmaması gerektiğini belirterek, KESK’in başlattığı “Laik eğitim, laik yaşam” kampanyasının önemine dikkat çekiyor.
Evrensel'i Takip Et