06 Haziran 2016 20:18

Kani Beko: Emeğin gerçeğinin peşinde nice yıllara!

'İşte Türkiye’nin gerçeği' demek akıl istiyor, yürek istiyor, bilinç istiyor. Evrensel, o aklın, yüreğin ve bilincin en önemli adreslerinden biri.

Paylaş

Kani BEKO
DİSK Genel Başkanı

21 yıl önce Evrensel gazetesinin ilk sayısının “İşte Türkiye gerçeği” manşetiyle yayımlandığı gün, dün gibi aklımda. O ilk sayıda Türkiye gerçeği “daha çok hapis, daha çok ölüm, daha çok yoksulluk” olarak gözler önüne serilmişti.
Dile kolay aradan 21 yıl geçti. Bu 21 yılda Evrensel gazetesi işçi sınıfı için, emekçiler için, tüm ezilenler için “Türkiye gerçeğini” anlatmaya devam etti. Egemen sınıfların gazeteleri, televizyonları her gün yalanlar söylerken, pembe tablolar çizerken, bir avuç azınlığın gerçeğini sanki Türkiye’nin gerçeği imiş gibi sunarken Evrensel milyonların gerçeğini ifade etmekten hiç vazgeçmedi. Gazete kapatıldı, cezalar ile susturulmak istendi. Arkadaşımız Metin Göktepe’yi de fotoğraf makinesiyle gerçeğin peşindeyken yitirdik.  Ama Evrensel susmadı, susturulamadı…
Evrensel’in 21 yıl önceki ilk sayısında ortaya koyduğu gerçekler giderek keskinleşti. Bugün de ülkemizin gerçeği hâlâ “Daha çok hapis, daha çok ölüm, daha çok yoksulluk”.
Anayasa’ya göre “Basın ve haber alma hürriyetini sağlayacak tedbirleri alması” gereken devletin, gazeteciliği yargıladığı, haber yapmayı “suç” saydığı, haber yapanı “terörist” ilan edip “daha çok” hapse attığı bir ortamda Evrensel 22’inci yılına girerken inatla ve ısrarla gazetecilik yapmaya devam ediyor. “Daha çok hapis” gerçeği, sadece gazetecileri değil akademisyeninden üniversite öğrencisine, milletvekilinden sendikacısına, mühendisinden hekimine muhalif olan hemen herkesi tehdit ediyor.
“Daha çok ölüm” Türkiye’nin bir diğer çıplak gerçeği olarak bizleri her gün daha fazla tehdit ediyor. Ülkeyi yönetenler artık yurttaşlara daha çok yaşam değil, “Daha çok ölüm” vadediyor. İktidarlarını sağlamlaştırmak için savaşları kışkırtanlar, o savaşlarda yitirdiğimiz gencecik insanlarımızın tabutlarını nutuk atılacak kürsü olarak kullanıyor. İşçi sağlığı ve iş güvenliği “maliyet” olarak görüldüğü için 2015 yılında 1730 işçi arkadaşımız iş cinayetlerinde yaşamını yitirmişken, ülkeyi yönetenler “fıtrat” ve “kader” diyerek bu cinayetleri “kutsallaştırmaya” çalışıyor. İşçilere ‘Ya savaşarak ya çalışarak ölmeyi’ dayatan bir düzenle karşı karşıya iken Evrensel cesaretle barışı ve yaşamı savunarak önemli bir misyonu omuzlarında taşıyor.
Evrensel’in ilk gününden 21 yıl sonra işçi sınıfının payında düşen yine “daha çok yoksulluk.” Yeni hükümet programında da Türkiye’yi sermaye için ucuz ve güvencesiz işçi cenneti haline getirmek isteyen bir yaklaşım söz konusu. Kiralık işçi büroları, kıdem tazminatlarının gasbı, taşeron işçilerin farklı adlarla kölece çalıştırılmasının sürdürülmesi gibi yollarla işçileri güvencesizliğe, böylece de daha ucuz çalışmaya zorluyorlar. Kadınlara yarı-zamanlı çalışmayı, evden çalışmayı, ucuz işçi olmayı dayatıyorlar. Hâlâ yoksulluk sınırının altındaki asgari ücrete gelen zam ile verdiklerini, vergilerle, zorunlu bireysel emeklilik sistemi dayatmasıyla geri almaya çalışıyorlar.  Bu süreçte işçileri susturmak ve sindirmek için sendikal haklarımızı, grev hakkımızı 12 Eylül faşist darbesinin hukukunu koruyarak gasbediyorlar. Sermaye çıkarlarının hizmetinde, dünyanın en ucuz ve güvencesiz işçi cenneti yaratırken emeğin sesini bastırmak için, yani “daha çok yoksulluk” için “daha çok hapis” ve “daha çok ölüm” dayatıyorlar.
Bugün tek adam rejimini hukuk dışı biçimlerde dayatanlar; yasama-yürütme ve yargının tek elde toplanması ile demokrasiyi toptan ortadan kaldırmaya kalkanlar; barışı, hak ve özgürlükleri, laikliği savunmayı neredeyse “terör” suçu haline getirenler gücünü nereden alıyor? Yanıt açıktır! Ülkeyi yönetenler bu toprakları işçiler için cehennem haline getirdikleri ölçüde sermayeden destek bulmaktadır. Bu durumda içinde bulunduğumuz koşullarda, demokrasinin, barışın, laikliğin hüküm sürdüğü bir ülke için tek çaremiz işçi sınıfının birliğini, mücadelesini, dayanışmasını büyütmektir ve inanıyorum ki Evrensel gazetesi 22’inci yılında da bu misyonu layıkıyla yerine getirecektir  
Medya hızla tekelleşirken, tek bir kişi büyük bir medya havuzunun fiili genel yayın yönetmenliğini yaparken, gazeteler tek manşet atıp tek kalemden çıkmışçasına yazılan haberlerle ve yorumlarla dolu iken “İşte Türkiye’nin gerçeği” demek akıl istiyor, yürek istiyor, bilinç istiyor. İşte Evrensel gazetesi o aklın, yüreğin ve bilincin en önemli adreslerinden biri olarak kendi duruşunu koruyacaktır. Emeğin gerçeğinin peşinde nice yıllara!

ÖNCEKİ HABER

Evrensel, Ünaldı direnişini tüm dünyaya duyurdu

SONRAKİ HABER

Nuray Sancar: Yazıyoooor yazılıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa