22. yılda basın ve halkın haber alma özgürlüğü için mücadele
İhsan Çaralan: Basın özgürlüğü ve halkın haber alma özgürlüğüne yönelik saldırının püskürtülmesi bugün en acil görev olarak ortaya çıkmıştır.
İhsan ÇARALAN
Evrensel bugün 22 yaşına giriyor.
1995 yılının 7 Haziran gününde, “İşte Türkiye gerçeği” manşetiyle ilk sayısı yayımlanan gazetemiz Evrensel, kendi gazetecilik anlayışını “gözünü gerçeğe diken gazetecilik” olarak tanımlıyordu.
Evrensel, sermaye gazetelerin “tarafsız gazetecilik” iki yüzlülüğüne karşı, daha ilk sayısından itibaren, kendisinin “taraflı gazetecilik” yapacağını ilan etti. Çünkü Evrensel, işçilerin, emekçilerin, ezilen halkların sesi olmayı, özgürlükleri, demokrasiyi savunmayı, savaşlara, sömürüye karşı mücadelenin, sosyalizmin bayraktarı olmayı vadediyordu. Bu yüzden de her soruna sınıfsal, işçi sınıfının dünya görüşünün penceresinden bakıyordu. O günden beri de bu vaadine uygun davrandı.
MUHABİRİ, OKUYUCUSU, DAĞITICISI AYNI OLAN GAZETE
O günden bugüne geçen 21 yıl boyunca Evrensel, bu ilan ettiği tutumdan hiç bir gerekçeyle taviz vermedi; yolunda yürürken hiç bir engel tanımadı.
Gazetemiz, yayın hayatına başladığı gün, daha ilk sayısı toplatıldı; sonraki sayılarda da “toplatmalar” aralıksız devam etmekle kalmadı, muhabirleri, dağıtıcıları; polis, yanı sıra gerici “sivil” odaklar tarafından engellenmeye çalışıldı; 8 Ocak 1996’da Muhabirimiz Metin Göktepe’nin polis tarafından görevi sırasında göz altına alınarak öldürülmesiyle zirveye ulaştı.
Evrensel, bütün yayın hayatı boyunca, karşılaştığı ekonomik, adli, polisiye, siyasi bütün zorlukları, bir yandan Evrensel’i aklıyla, enerjisiyle, her tür yokluk ve yoksunluğu aşarak onu her gün yeniden üreten genç gazeteciler ve diğer medya organlarındaki Evrensel’in başarısına katkı yapan her kuşaktan gerçek gazeteciler, en çok da hem muhabiri, hem dağıtıcısı olan okurlarından, mücadele içindeki işçilerden, emekçilerden, geleceğini işçi sınıfına bağlamış aydınlardan, aldığı güçle aştı. Başkaca hiç kimseden bir şey istemedi, almadı; başka hiç kimseye karşı bağımlılık duymadı.
SORUNLARI ‘METİN GÖKTEPE GAZETECİLİĞİ’ İLE AŞTIK
Basın özgürlüğü Türkiye’nin 200 yıla yaklaşan basın tarihinde hep önemli bir mücadele alanı oldu. Basın özgürlüğü için gazeteciler, aydınlar, demokratlar büyük emekler sarf ettiler, cezaevlerinde yattılar, yeri geldi hayatlarını verdiler. Ama Metin Göktepe’nin katledilmesi ve katledenlerin cezalandırılması için verilen mücadele içinde basın özgürlüğü yeni bir karakter kazandı; “halkın haber alma özgürlüğü” mücadelesine evrildi.
Çünkü Metin’in öldürülmesi gerek işçilerin emekçilerin ileri kesimleri gerekse gençlik, aydınlar ve gerçeğin peşindeki genişçe bir gazeteciler kuşağı arasında infiale yol açtı. Metin katli davası ilden ile taşınmasına karşın binlerce emekçi davaları izlemek için ilden ile gitmekten vazgeçmedi. Ve bu sıcak mücadele içinde basının, gerçekleri yazmanın önemi, gerçeklerin yazılmasıyla emekçilerin, halkların mücadelesi arasındaki bağın önemi keşfedildi.
Ve sonraki genç gazeteciler kuşağı; bu mücadele içindeki gazeteciliğe, halkın çıkarlarını savunan gazeteciliğe, “Metin Göktepe Gazeteciliği” dediler. Bugün de bu tutum genç gazeteciler arasında ve eski kuşaktan bu basın özgürlüğü mücadelesiyle bağını koparmamış gazeteciler arasında, en azından “Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri” etrafında kurumsallaşmış olarak sürmektedir.
KUŞATMAYI YARMADA EVRENSEL ÖN CEPHEDE OLMALI
Bugün de gerçek gazetecilik, basın özgürlüğü, halkın haber alma özgürlüğü, basın tarihinde görülmedik kapsamda ağır saldırı altındadır.
Bugün binlerce gazeteci cumhurbaşkanına hakaretten, casusluğa”, “terörizme destek”ten “vatan hainliği” ne kadar suçlarla suçlanmakta, en az 30 gazeteci ise tutukludur. Dahası gazeteler ve TV kanalları, mahkemelerin yanı sıra ekonomik olarak çökertilmek ve siyasi olarak baskı altına alınarak otosansüre zorlanmaktadır. Pek çok tanınmış köşe yazarı ve gazeteci çalıştıkları kurumlardan doğrudan “en yukarıdan” siyasi baskı yapılarak, işsizlikle de terbiye edilmek istenmektedir.
Kısacısı basın özgürlüğü ve halkın haber alma özgürlüğüne yönelik saldırının püskürtülmesi bugün en acil görev olarak ortaya çıkmıştır. Basın dünyasındaki gerçek haber peşindeki gazeteciler ve basın örgütleri artık; aydınlar, basın özgürlüğüne ihtiyaç duyan ilerici demokrat güçler, iktidarın “tek parti tek lider rejimine” karşı mücadeledeki üslerin düşen gerçekleri açıklama rolünü yerine getirmek üzere aralarında birleşmek, ortak bir mücadele hattında girmek zorundadırlar.
Bugün artık basın özgürlüğüne yapılan saldırı öyle bir aşamaya gelmiştir ki, sadece olup biteni teşhir etmek, sembolik dayanışmalar yapmak, anlamsızlaşmıştır.
Bugün artık, gazeteciler, gazeteci örgütleri, kurum olarak gazeteler, bütün imkanlarını seferber ederek, tüm ileri güçlerle birleşmek üzere harekete geçmek zorundadırlar
Evrensel yayın hayatına atıldığı 21 yıldan beri basın ve halkın haber alma özgürlüğü mücadelesinde hep ön cephede olmuştur. Bu gün de Evrensel bu mücadelenin örgütlenip ilerletilmesinde belirleyici bir rol oynayabilir, oynamak zorundadır da.
22 yaşına giren Evrensel’e yakışan da budur!