Değinmeler
Ne zamandır çeliğin paramparça ederek ateş rengine boyadığı gökyüzü yerine silintisiz, duru mavi gökyüzümüzü istiyoruz.

Adnan ÖZYALÇINER
DURUM
Kanayan bir karanlığın içindeyiz. Kanadıkça da büyüyor karanlık. Göz gözü görmez oldu. İnsan insanı, kardeş kardeşi görmüyor. Görmediği, bilmediği için de vuruyor. Durmamacasına kan akıyor karanlıktan. Durum bu.
ADA
Kıyıdan bakıldığında ada güzeldi. Gümüş rengi sisler içinde. Güneş yanığı. Onlarsa kıyılarda pıllım pırtım. Yarı aç bekleşiyorlardı çoluk çocukla. Gözleri adada. Hayranlıkla bakıyorlardı. Özgürlüğe ulaşabilecekleri tek yoldu ada.
Oraya gitmek için derme çatma bir motora tıkıştılar. Motordan baktıklarında adayı göremediler. Deniz dümdüzdü. Karşıya özlemle, gerçekte boş bir denize baka baka gözlerinde biriktirdikleri– aslında içlerine işledikleri, içlerinden de gözlerine vuran– ada yoktu.
Şimdi battı batacak bir tekneyle uçsuz bir denizin ortasındaydılar.
GÜMBÜRTÜ
Eskiden gök gürlemesinden korkmazdım. Şimdi ani gelişen bütün gürlemelerden olduğu gibi, gök gürlemesinin gümbürtüsünden de korkuyorum.
ÇELİK FACİASI
Ne zamandır çeliğin paramparça ederek ateş rengine boyadığı gökyüzü yerine silintisiz, duru mavi gökyüzümüzü istiyoruz.
DUA I
Tanrım, her gün korkuyla yatıp korkuyla kalkıyoruz. Günboyu patlamalar olmasın artık. Çocuklar ölmesin, kadınlar öldürülmesin. Ateş sönsün, yıkım bitsin. Sevgi, kardeşlik, arkadaşlık, dostluk sözcüklerinin yönlendirdiği bir dünya olsun dünyamız!
DUA II
Tanrım, gökyüzünün nesi varsa yağmuru, karı, dolusu, fırtınası esip yağsın üstümüze. Seller alsın her yeri.
Nasılsa sular çekilip güneş açtığında tarlada buğday başak verecek, çiçekler açacak, ağaçlardaki meyveler olgunlaşacaktır.
Yeter ki, bundan böyle, uçakların bir ülkeden ötekine, bir kentten berikine yalnızca yolcu taşıdığını görebilelim!
Evrensel'i Takip Et