Öğretmenle imamı, mercedesle medreseyi karıştırıyor
AKP’ye doğru dürüst kimse karşı da çıkmıyor, muhalefet de yok, ancak AKP’nin bizzat yaptıkları ve yapmak istedikleri AKP’ye direniyor.

Adnan GÜMÜŞ*
Machiavelli yapılacak en riskli işlerden birinin sistemi yenileme durumunda oluşacak şüphe ve karşıtlıkları yönetmek olduğunu, eskiden çıkarları olanların yeniliğe karşı her tür ajitasyonu yapacaklarını, değişiklikten çıkarları olanların da onu gürültülü şekilde savunacaklarını söylüyordu.
Türkiye bir kırılma yaşıyor. Kırılma her yere sirayet ediyor.
AKP’nin yaptığı sistem oynamalarının Cumhuriyet ile kıyaslanırsa yenilik mi yoksa daha da mı eskilik olduğu çok daha çetrefil sorunlar taşıyor.
Sorunu doğru bir şekilde ortaya koymaya çalışırsak, AKP açıkça “Yeni Osmanlıcılık”, “Millet” (Müslüman Millet, İslâm Ümmeti) ve “Dava”dan (İslâm Devleti, şeriat davası) söz ediyor ve eğitimi-okulları bu davanın en önemli ideolojik ayaklarından biri sayıyor. AKP mevcut yarım yamalak ve oldukça merkezi ve otoriter yapıyı, daha da otoriter, üstelik daha dini bir düzleme taşıdı, taşıyor. AKP yapacaklarını da öyle gizli saklı değil göstere göstere yapıyor, okullar arka bahçesi falan değil ön bahçesi olmuş, her yaptığı ana projesi olan dinciliğini, mezhepçiliğini gösteriyor. Karşısında hiç kimse yokmuş gibi topu istediği gibi çeviriyor da çevirdiği top bile onun bu şekilde oynamasına tahammül veya rıza göstermiyor.
Çocuklar bıkmış durumda. Velilerin bir kısmı bıkmış durumda. Toplum önemli oranda kamplaşmış durumda. Yine de AKP hep mağduru oynuyor.
BU KAFAYLA, BU MÜDÜRLERLE BU OKULLAR YÜRÜMEZ
AKP’ye doğru dürüst kimse karşı da çıkmıyor, muhalefet de yok, ancak AKP’nin bizzat yaptıkları ve yapmak istedikleri AKP’ye direniyor. Bir önceki Milli Eğitim Bakanının yaptığını bir sonraki beğenmiyor, onun yaptığını bir sonraki. Hepsini bir bir görevden alıyor. Yatıkları ve yapmak istedikleri göreve getirdiği adamlarını bir bir yiyor. Sıra yukarıya doğru çıkıyor.
Yaptıkları bilime eğitime karşı bulunuyor, çocuğu çocuk genci genç kabul etmiyor; çocuklar “Biz çocuğuz, biz genciz, bizim bir kişiliğimiz var” diye bağırıyor.
AKP, “Siz çocuk olamazsınız” diyor. Siz genç olamazsınız. Siz gelişemezsiniz. Ben sizin için en ideal olanı biliyorum. Bu doğru eski bir doğru. Bu doğru hep doğru. Bu doğru benim doğrum. Benim doğrum senin de doğrun. Çağa karşı çıkıyor. Batıya karşı çıkıyor. Rusya’ya karşı çıkıyor. Almanya’ya karşı çıkıyor. İran’a, Mısır’a karşı çıkıyor. Felsefeye, sanata karşı çıkıyor. LBGTİ’ye karşı çıkıyor. Yaratıcılığa karşı çıkıyor. El ele dolaşmaya karşı çıkıyor. Anne sütü toplanmasına karşı çıkıyor. İki gencin saf dürtülerine, el ele tutuşmasına, duygularını açığa vurmasına karşı çıkıyor. Her gün “Çocuk çocuk çocuk yapın, bir iki değil üç beş çocuk yapın” diyor ama cinselliğe karşı çıktığını söylüyor. Matematik bilmeyen öğretmenleri hemen tüm matematik sorularını çözebilen liselere matematik öğretmeni yapmaya kalkıyor. Fenden fizikten anlamayanı, Osmanlı’nın bile okula sokmadığı tipleri en elit okullara yönetici yapmaya kalkıyor. Osmanlı Namık Kemal’leri, öğretmenlerini çağının en ileri kültür başkentine göndermeye, Paris’te yetiştirmeye çalışıyordu. AKP Osmanlı’yı anlayacak düzeyde bile değil. Osmanlı’nın mücadele ettiği selefilerin, kadına şoförlüğü bile yasaklayan Suudilerin pozisyonundan İstanbul’a, selefilerin pozisyonunudan Ortadoğu ve Dünyaya bakmaya çalışıyor.
AKP’ye kimse karşı çıkmıyor, AKP çok mağdur durumda, bizzat AKP’nin yapacakları AKP’ye karşı çıkıyor. Dereler AKP’ye karşı çıkıyor. Osmanlar AKP’ye karşı çıkıyor. İstanbul trafiği AKP’ye karşı çıkıyor. Bindikleri mercedesler (Almanya) AKP’ye karşı çıkıyor. Bindikleri uçaklar (ABD) AKP’ye karşı çıkıyor.
Yerin dili olsa da, ağacın dili olsa da, duvarların dili olsa da bu yaşananları anlatabilse. O yandaş müdürlerin durumunu anlatabilse. Çocuklar bile AKP’nin yaptıkları ve yapacaklarına karşı çıkıyor.
AKP olmayacak işler peşinde. Batan Osmanlı’yı yeniden canlandırma peşinde. Osmanlı ve teokratik rejimler bir işe yarasaydı zaten batmazdı. Batan, yol alamayan, güne çağa uyarlanamayan, yeni bilgi ve tekniklerin karşısında yaya kalmış Osmanlı/cılık AKP’yi kurtarır mı, düz mantıkla bile yanıt verilse, AKP’nin buradan çıkamayacağı kesin gözüküyor.
Çocuklar “kral çıplak” diye haykırıyor.
Gençlerimiz daha güzel bir mimari, daha büyük bir okul bahçesi istiyor, okulların satılmasına karşı çıkıyor. Gençlerimiz daha nitelikli okul ve öğretmen istiyor. Gençlerimiz felsefe bilim edebiyat istiyor. Gençlerimiz spor yapmak, sanat yapmak, eleştirmek yaratmak istiyor. Gençlerimiz geleceği yakalamak istiyor.
AKP ise geleceğe değil geçmişe doğru giden definecilere benziyor, ölü medeniyetlerden medet umuyor. AKP çağını yakalamaktan çok uzak gençleri anlamaktan çok uzak bulunuyor.
Yeni Osmanlıcılık kurtuluş olur mu, eski Osmanlı battı gitti. Bu gidiş de AKP’yi, ama onunla birlikte ne yazık ki Anadolu insanını da batıracağa benziyor.
BURJUVA DEMOKRATİK DEVRİMLERİ LİSELERDEN ÇIKAR MI?
AKP bunun reçetesi değil, bu açık. Hasta olunca doktor doktor çare arıyor, uzak diyarlara gitmek için uçaklar satın alıyor, mercedesler dizi dizi diziliyor, para pul banka gemicikler boğazlardan akıyor, halkı ve çocukları imama gönderiyor. Fakir yoksul halk durumundan çok şikâyetçi mi, üç beş torba erzak bir ton kömüre razı mı, onu zaman gösterecek de orta üst sınıf çocukları buna rıza göstermiyor.
Irkçılığa coğrafyalarda, dinciliğe okullarda direniliyor. Mercedese binip halkı medreseye mahkum etmeye çalışanlara, okulların medreseye dönüştürülmesine okumuş yazmışlarla orta üst sınıfların bir kısmı tepki gösteriyor.
Türkiye’de becerilebilirse orta üst sınıflar ilk kez Burjuva Demokratik Devrimleri yönünde bir ivme içinde bulunuyor. Bu ivme de yaşlılardan daha çok gençlerden geliyor.
68’den de daha genç bir ekip. Çünkü yaşam tarzlarına müdahale 3-4 yaşına kadar inmiş bulunuyor. Hareketin merkezi de daha gençleşiyor.
Gençler haykırıyor: Yeter artık. Sizin yüzünüzü çok gördüm. Başka bir dünya, başka yüzler de görmek istiyorum. Babalarımızı sindirdiniz, para pula çıkara bulaştırdınız. Beyinlerini sulandırdınız. Bizim beyinlerimizi ele geçiremeyeceksiniz, biz sinmeyeceğiz.
Gençler haykırıyor, ya önümüzü açın, matematik sanat yaratımda bulunalım, ya da önümüzden çekilin!
Başarılabilir mi, çok bilinmeyenli ve çok değişkenli bir denklem. Ancak iki bilinmeyenli denklemleri bile kuramayacak, kurulu denklemleri çözemeyecek müdürlerle imamlarla bu memleket ve bu AKP iflah olmaz, o kesin.
Bırakın bari de çocuklarımız geleceğe doğru koşsun.
* Prof. Dr., Ç.Ü. Eğitim Fakültesi
Evrensel'i Takip Et