‘Gazeteciler tutuklanmamak için birlikte mücadele etmeli’
'Tanıklık Günleri’nin' üçüncü haftasında Fincancı, Önderoğlu ve Nesin ile çok sayıda gazetecinin gazeteciliğine tanıklık edildi.
Özgür Gazeteciler Cemiyeti (ÖGC) tarafından tutuklu gazetecilere dikkat çekmek amacıyla yapılan “Tanıklık Günleri’nin” üçüncü haftasında Özgür Gündem Gazetesi Eş Genel Yayın Yönetmenliğini yaptıkları için tutuklanan Fincancı, Önderoğlu ve Nesin ile çok sayıda gazetecinin gazeteciliğine tanıklık edildi. Gazeteciler, gazetecilerin bir arada durarak geliştirdiği dayanışmanın etkisine vurgu yaparak, “Bir arada ve birlikte mücadeleyi es vermeden sürdürmeliyiz” dediler.
“Haber Hakkıma Dokunma” sloganıyla başlatılan tanıklık günlerinin üçüncü haftasında gazeteciler yine Diyarbakır Adliyesi önünde bir araya geldi. Türkçe ve Kürtçe, “Tutuklu gazetecilere özgürlük” yazılı pankart taşıyan gazeteciler, tutuklu gazetecilerin fotoğraflarını taşıdı.
Açıklamaya gazetemiz Evrensel’in Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, Gazeteci Celal Başlangıç, Cumhuriyet Gazetesi Yazarları Ayşe Yıldırım, Ceyda Karan, HDP Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak katıldı.
‘GAZETECİ DEĞİLLER’ SÖYLEMİNİ KABUL ETMİYORUZ’
ÖGC Eş Başkanı Nevin Erdemir, Fincancı, Nesin ve Önderoğlu'nun tutuklanmasının Türkiye tarihine "kara bir leke" olarak geçtiğini söyledi. 47 gazetecinin tutuklu olduğunu hatırlatan Erdemir, "Bizler bütün baskılara rağmen yılmadık. Hakikatin peşinde olmaya devam edeceğiz" dedi. DİHA muhabiri Nazım Daştan'ın gazeteciliğine tanıklık eden DİHA Editörü Ömer Çelik de, "İktidarın onların gazeteci olmadığına dair beyanlarını kabul etmiyoruz. Israrla arkadaşlarımızı savunmaya, gazeteciliğe sahip çıkmaya devam edeceğiz. Baskılara karşı daha fazla ses çıkaracağız" dedi.
‘TÜRK’ÜN GÜCÜ’NÜ GÖSTERMEK İÇİN TUTUKLANDILAR’
Çelik'in ardından DİHA muhabiri Nedim Oruç, tutuklu DİHA Muhabiri Nedim Türfent'in tanıklığını yaptı. Oruç, “Türfent Yüksekova’da yaptığı haberler ile hedef haline getirildi. ‘Türk’ün gücünü göreceksiniz’ haberini yaptıktan sonra iyice üzerine gidildi ve o gücü göstermek için tutuklandı. Arkadaşımız gazetecilik yapmıştır, gazeteciliğine tanığız ve serbest bırakılmalıdır” diye konuştu.
Cumhuriyet Gazetesi yazarı Ayşe Yıldırım da, bu dönem gazetecilerin haber yapmanın yanında yeni bir sorumluluk yüklendiğini ve gazeteciğe, gazetecilere sahip çıkmaya çalıştıklarını söyledi. Yıldırım, " 12 Eylül döneminde 31 gazeteci cezaevine konulmuştu. Bugün ise Türkiye’de 44 gazeteci cezaevinde. Bugün bu sayı artabilir, yarın ben de tutuklu gazeteciler arasında olabilirim. Çünkü biliyorlar ki bizlerin kalemleri, fotoğraf makinaları onların tuttuğu silahlardan daha güçlüdür. Bugün buradan bir kez daha tutuklu gazetecilerin terörist değil gazeteci olduğunu belirtiyoruz ve serbest bırakılmalarını talep ediyoruz” diye konuştu.
‘NİYE KÜRDÜN YANINDA DURDUN’ DAVALARI AÇILIYOR’
“Bölgede yaşananların bilinmemesi isteniyor ve gazeteciler tutuklanıyor” diyen Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Ceyda Karan da, “Biz Türkiye’nin batısından gelen insanlar, Haber Nöbeti yaptığımız sırada buradaki gazeteciler üzerindeki baskıya birebir tanıklık ettik. Özgür Gümdem’de Eş Genel Yayın Yönetmenliği yapanlar tutuklanıyor. Türkiye’de düşünce suç haline getirildi. Özellikle Kürt sorunuyla ilgileniyorsanız, kafadan demir parmaklıklara gönderilmeye layık görülüyorsunuz. Ama batısıyla doğusuyla iyi duyarlı olan ve iyi gazetecilik yapanlar herşeye rağmen direnmeye devam edecektir” diye konuştu.
Haberdar yazarı Celal Başlangıç da Fincancı, Nesin ve Önderoğlu’nun tutuklanmasını hatırlatarak, “Bu aslında ‘Kürdün yanında niye durdun’ soruşturmasıdır. Ama baktılar ki insanlar bundan korkmuyorlar. Bu yüzden soruşturmaları davalara çevirmeye başladılar.
Şimdi ‘niye Kürdün yanında durdun’ davaları açılıyor. İktidar sahipleri bu ülkede haber alma hakkından korkuyor. Ancak, biz bu baskılardan korkmadık, bundan sonra da korkmayacağız" dedi.
‘ES VERMEDEN BİRLİKTE MÜCADELEYİ SÜRDÜRELİM’
Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat da, 29 Mart’ta Beritan Canözer’in duruşmasına geldiklerini ve daha öncesinde Haber Nöbeti’yle oluşan duyarlılığı anlattı. Polat, “Büyük tepkiler sonucu Beritan serbest bırakılmıştı, Bugün de Nazım Daştan’ın duruşmasına denk geldik. Umarım Daştan’ın da bırakılmasını görmüş oluruz. Bugün Cumhuriyet tarihinde gazetecilere yönelik baskıların en yoğunlaştığı bir dönemi yaşıyoruz. Bölgede gazetecilerin tutuklanması mutat bir hal haline geldi. Bir es verildiğinde tutuklamalar başlıyor. Bu da bu dönem bize şunu gösteriyor. Birlikte mücadelenin durmadan devam etmesi gerekiyor. Bu dönem gazetecilerin yan yana durması elzemdir” diye konuştu.
‘HABER ALMA HAKKI İÇİN GAZETECİLERİN YANINDA OLUNMALI’
HDP Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer ise, devletin kirli bir savaş yürüttüğünü ve gazetecilerin de halkın sesini Türkiye ve dünyaya duyurduğu için tutuklandığını dile getirdi. Gerçekleri aktaran gazetecilerin serbest bırakılması gerektiğini söyledi.
Belediye Eş Başkanı Gultan Kışanak da, gazetecilerin gerçeği yazma çabasına tanık olduklarını ifade ederek, “bizler aynı zaman da bu iktidarın otoriterliğine de tanığız. Haber alma hakkı için gazetecilerin yanındayız. Haber alınmak isteniyorsa gazetecilerin yanında olunmalıdır. Hep beraber bu tanıklığı sürdüreceğiz. Bize dayatılan karanlığa karşı aydınlığa yürüyeceğiz" dedi.
Gazeteciler bu hafta Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Yazar Ahmet Nesin, Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, DİHA Muhabirleri Feyyaz İmrak, Meltem Oktay, Nazım Daştan, Azadiya Welat Gazetesi dağıtımcısı Semih Elitaş, Özgür Halk Editörü Yılmaz Kahraman Azadıya Welat çalışanları Mevlut Ayağ, Neval Aydın, Taraf Gazetesi Yazarı Mehmet Baransu, Atılım Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Hatice Duman, Mücadele Birliği Dergisi’nden Sami Tunca’nın gazeteciliklerine tanıklık etti. (Diyarbakır/EVRENSEL)