İşçi=Robot
Olay işçi yerine robot getirtip servetine servet katma değil, asıl mesele işçinin zaten robotlaşma süreci.
OSTİM’den bir işçi
Ben Ostim’de çalışan bir işçiyim. Geçenlerde sosyal medyada gezinirken bir yazı dikkatimi çekti. Çin’de bir fabrikada işçi sayısını yarı yarıya düşürüp işten çıkarılanların yerine makina ya da robotlar getirilecek ve böylece üretimde verim daha da fazlalaşacak. Yani bu zengin sınıf kendi çıkarları için elinden geleni yapıyor. Olay işçi yerine robot getirtip servetine servet katma değil, asıl mesele işçinin zaten robotlaşma süreci.
MESLEK LİSESİ
Bir ara bir reklam vardı: “meslek lisesi memleket meselesi.” Meseleye bakıldığında hiç öyle değil; meslek lisesi işçi adayları için robotlaştırma süreci. Ben meslek lisesi mezunuyum, hatırladığımsa şu: meslek dallarına ayrıldıktan sonra haftada bir gün bölüm dersi olurdu, o da iş mesaileri gibi sabah 8 akşam 6. O ara bir işçinin fabrikadaki çalışma süresi gibi işliyordu hocalar. Ustabaşı gibi bizi azarlıyordu. Her fabrikada olduğu gibi yemek ve çay molaları oluyordu, sonra tekrar “atölyeye gir, meslek öğren!” Ama asıl olay öğrencinin fabrikalara eleman yetiştirilme olayı, mengene başı frezede torna verilen işleri yapma! Baktılar kötü yapıyorsun azar! Robot gibi, tezgâhın başından ayrılma! İşi bitir, başka işe geç, bitir başka işe geç derken akşam 6 olur ve okuldan çıkardık. Dediğim gibi meslek lisesinden başlıyor işçinin robotlaştırılması.
NORMAL FABRİKA
Meslek lisesi sürecinde dediğim gibi başlar, ama asıl kendimizi gösterme yerimiz fabrikadır. İşe girersin, kendi mesleğin doğrultusunda rutin bir yaşam. Lisedeyken neden sadece sabah 10 ve öğlen 3’te mola veriliyor diye düşünürdüm. Meğerse öğrenciyi fabrika koşullarına göre yetiştirmekmiş amaçları. Fabrikada sabah başlar çay molası yemek molası ve sonra tekrar çay molası. O ara dinlenme; hani o robotlar belli seviyede ısındıktan sonra biraz soğuması için kapatılırya, ha işte! Bu molalar da kendimize gelmemiz için. Tabi molalar biter tekrar tezgâhlarımızın başına bize verilen parçaları işlemeye, bittikten sonra da başka parçalar başka tezgâhlar. Bu süre içerisinde asıl mesele tezgâhın başında oturup bir robot gibi o parçanın işlemesi ve bitiş olayı!
O ara sigara içmeye dahi zaman bulamazsın. Bazı zamanlarda laf, “tuvalete gitme, tezgâhının başından ayrılma, sen çok sigara içmeye gidiyorsun’’ ya da “çok tuvalete gidiyorsun’’lara kadar varır. Aslında bu süreç dediğim gibi “meslek lisesi memleket meselesi değil robotlaştırma süreci’’nin ta kendisidir!
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ OLAN ÇOĞU GENÇ GİBİ...
Çağdaş BALÇIK
Diyarbakır
Dicle Üniversitesi’nde okuyan, yaz döneminde çalışmak zorunda kalan Abdullah Aktay arkadaşımızla kısa bir sohbet gerçekleştirdik. Neden öğrenciyken çalışmak zorunda olduğunu sorarak başladık sohbete.
Abdullah söze “Dedem çiftciydi, babam ise işçi. Anlayacağınız emekçi bir aileden geliyorum. Bende çalışmak zorunda kalan binlerce öğrenciden biriyim.” Diyerek başlıyor. “Ailem 25 yıl önce siyasi nedenlerden dolayı İstanbul’a göç etmek zorunda kalıyor. Babam İstanbul’a geldiğinden beri farklı işlerde çalışıyor ve 5 çocuğa bakmakla yükümlü” diyerek devam ediyor. Üniversite okuyan bir genç olarak yaz dönemlerinde dinlenip tatil yapma hakkının olduğunu söyleyip neden çalışmak zorunda olduğunu soruyoruz. Elini başına götürerek başlıyor söze; “Babamın maaşı yetersiz. Aileme yük olmak istemiyorum. Hem eğitim masraflarımı çıkarmak istiyorum. Hem de bu seneki Gençlik Yaz Kampı’nda yer almak istiyorum. Bunun için para biriktirmem gerekiyor.” diyor. Çalışıp para biriktirmeye değer gördüğü kamp hakkında neler düşündüğünü soruyoruz. “Daha önce hiç tatil yapmadım. Bu kamp bir tatil olmanın yanı sıra hayalini kurduğumuz dünyanın 8 günlük bir provası niteliğinde. Bu yüzden kampa gelmek istiyorum. Kamp bizim için hem eğlendiren hem de öğreten bir etkinlik olacak. Aynı zamanda yeni ve birbirinden farklı insanlarla tanışabilmek için güzel bir fırsat. Hele ki benim gibi bölgede okuyan ve savaş ortamından bıkan gençler, dinlenmeye fırsat bulamayan işçi gençler için büyük fırsat. Rahat bir nefes almanın yanı sıra barış dolu bu kampa gençlerin katılmasını isterim.” diyor.