Şakran Cezaevinden ‘Yardım edin’ çağrısı
Şubat ayında açılan ve açıldığı günden bu yana birçok cezaevinden tutuklu ve hükümlünün sürgün yöntemiyle yerleştirildiği Aliağa Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü Şakran Cezaevindeki tutuklular, yaşadıklarını mektup ile anlattı. Özellikle kadın tutukluların daha cezaevine kabulleri esnasında ç
‘ONURUMUZ İNCİNİYOR’
Şakran Cezaevinde kalan kadın tutuklulardan Nuriye Erim’in anlatımlarına göre, cezaevinde özellikle kadın tutuklulara dönük ağır işkence ve tacizler söz konusu. Kendi yaşadıklarını anlatan Erim, 1 buçuk ay önce Urfa Cezaevi’nden Şakran’a sürgün edildiğini, belirterek, “Beni cezaevine getirdiklerinde girişte çırılçıplak soyunmamı istediler. Gardiyanlara ‘Ben sizin anneniz yaşındayım. Utanmıyor musunuz beni soymaya’ dememe rağmen gardiyanlar zorla üzerimi aradılar. Hem de ‘soyunmazsan seni askerlere soyundururuz’ diyerek. Bu tutuma karşı direndiğim için gardiyanlar beni darp etti ve elbiselerimi zorla çıkararak x-ray cihazından geçirdiler. Kolumda ve bacağımda morluklar oluştu. Çıplak aramadan dolayı onurumuz ve gururumuz çok inciniyor. Darp olayına ilişkin suç duyurusunda bulundum” dedi.
4 YAŞINDAKİ ÇOCUĞU ANNESİNDEN AYIRDILAR
Mektupta, Gülfer isimli tutuklunun ise Burdur’daki Bucak Cezaevinden 4 yaşındaki çocuğu ile birlikte Şakran’a sevk edildiği, cezaevi idaresinin “Biz çocukları buraya almıyoruz” gerekçesiyle 4 yaşındaki çocuğu annesinden zorla alarak cezaevinde kalmasına izin vermediği aktarıldı. Cezaevi idaresinin bu uygulamasının ‘‘Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunu”ndaki 6 yaşını tamamlamamış çocukların anneleriyle birlikte cezaevinde kalabilmesine izin verildiği düzenlemeye aykırı olduğu ortaya çıktı. Gülfer isimli kadın tutuklunun, kendisinden zorla ayrılan çocuğunun akıbetini bilmediğini, oğlunu çok merak ettiği için sık sık sinir krizleri geçirdiği belirtildi.
TEK KİŞİLİK HÜCREDE KALAN AĞIR HASTA
Cezaevinde kalan tutuklulardan Türkan İpek’in ise, aldığı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasından dolayı zorla tek kişilik hücreye konulmuş. Ağır hasta olduğu bilinen İpek’in günde en az 3 kez bayıldığı, yalnız kalmasından dolayı birçok kez bu durumun farkına çok geç varıldığı ifade edilen mektupta, İpek’in geçen hafta 3 kez acil servise kaldırıldığı aktarıldı. Ayrıca ,tek başına ihtiyaçlarını karşılayamayan İpek’in her geçen gün sağlığının bozulduğuna dikkat çekildi.
‘GARDİYANLAR ESAT OKTAY YILDIRAN’IN ROLÜNE BÜRÜNÜYOR’
Cezaevi kampüsünde kalan kadınların dışında erkek tutukluların da benzeri muamelelere maruz kaldığı kaydedildi. Kasım Demir isimli tutuklunun anlattıklarına göre, T2 cezaevinde bulunan Ferit isimli gardiyanın ‘80’li yıllarda Diyarbakır Cezaevindeki işkenceleri ile bilinen Esat Oktay Yıldıran’ın rolüne büründüğüne vurgu yapılıyor. Geçtiğimiz günlerde kalbinde pil olan 60 yaşındaki İdris Erinç isimli tutuklunun kameraların olmadığı bir odaya konarak dövüldüğü ve ardından 5 günlük hücre cezası verildiği ifade edilen mektupta, yine Bolu Cezaevinden getirilen 9 tutuklunun gardiyanlarca çıplak aramaya zorlandıkları, buna direnen hükümlülerin kaba dayağa maruz kaldığı ifade edildi. Cezaevindeki tutuklu ve hükümlülerin cezaevi idaresinin onur kırıcı keyfi uygulamalarına dayanamayarak tepki gösterdiği, bundan dolayı cezaevinde gerginlik yaşandığının belirtildiği mektupta, cezaevine çağrılan çevik kuvvet polisinin tutukluların kaldığı odaların kapısına kadar geldiğine dikkat çekildi. Öte yandan mevcut muamelelerin devam etmesi halinde T2 cezaevinde kalan 34 tutuklunun açlık grevine gireceği belirtildi.
Tutuklular, gönderdiği iki mektupta, başta İzmir’deki duyarlı çevreler olmak üzere ülkedeki tüm insan hakları örgütleri ve hak savunucularından acil yardım talebinde bulunuldu.
Cezaevindeki hak ihlallerine ilişkin tutuklu avukatlarının, hem Cumhuriyet Savcılığı, hem cezaevi idaresi hem de insan hakları kuruluşları nezdinde girişimlerde bulunacağı belirtildi.
İddialara ilişkin telefonla aradığımız cezaevinde bir görevli, cezaevi müdürlerinin ve yardımcılarının bir kısmının izinli, bir kısmının ise odasında olmadığını ve ne zaman geleceklerini bilmediğini söyledi. (İzmir/DİHA)
CEZAEVİNDE YAŞANAN SORUNLAR
Halime Demir isimli kadın tutuklunun gönderdiği mektupta, hak ihlalleri şöyle sıralandı: “İç sohbet hakkının engellenmesi, ziyaretçi sayısının kısıtlanması, açık görüşte jandarmanın olması, hastanelerdeki asker ve doktorların davranışları, kelepçeli tedavi, 3’lü protokole uyulmaması, A takımı denilebilecek bazı gardiyanların (Elif, Ayşe vs...) kışkırtıcı yaklaşımları, provokasyon yaratma çabaları, kitap sayısına sınırlandırma getirilmesi, koğuş çıkışlarında (görüş, telefon) arkadaşların diğer koğuştaki arkadaşlara selam vermesine gardiyanların sert tepkide bulunması, iç-dış postaların geç verilmesi, mektuplara sansür uygulanması, ziyaretçilerin arama adı altında geciktirilmesi, yarım saati aşan hak gaspları, T1 ve T2 cezaevleriyle mektuplaşmanın engellenmesi.”