05 Mayıs 2012 09:32

Yunanistan seçimlerinde kim, ne vadediyor?

Avrupa Birliği (AB), IMF ve uluslararası sermaye kuruluşlarının “krizden kurtarma” adı altında dayattığı politikalar Yunanistan’da yoksulluk ve işsizliğin devasa rakamlarla ifade edilir duruma gelmesine yol açtı. Halkın büyüyen öfke ve tepkileri karşısında IMF ve AB tarafından atanan teknokrat Papadimos hükümeti sermaye yanlıs

Yunanistan seçimlerinde kim, ne vadediyor?
Paylaş
Seyit Aldoğan

Tekelci sermayenin kurum ve kuruluşlarının has adamı Papadimos AB ve IMF politikalarının seçim sonrasında da kesintiye uğramadan devam edeceğine dair tüm güvenceleri vererek ve bunu koalisyona ortak olan PASOK ve Yeni Demokrasi Partisinin (YDP) başkanlarına da imzalatarak erken seçim tarihini açıkladı.

Yarın yapılacak erken seçimlerde nasıl bir hükümet çıkarsa çıksın, önce PASOK arkasından Papadimos hükümetinin imzaladığı AB-IMF kararlarını uygulamak zorunda. Tüm kamuoyu yoklamaları PASOK ve YDP’nin toplam yüzde 35-40 arasında bir oy alacaklarını gösteriyor. Geçmiş seçimlerde bu oran yüzde 80-85 dolaylarındaydı. Yani herhangi bir partinin tek başına hükümet olma olasılığı yok. Dolayısıyla seçimlere hazırlık sürecinde daha çok  parti programları değil ittifaklar sorunu tartışıldı. Büyük olasılıkla bu iki partiden oluşan bir koalisyon hükümeti kurulacak. Geniş tabanlı bir hükümet izlenimi yaratmak için bu seçimlerde meclise girmesi beklenen bazı partilerin de yedeklenmeye çalışılacağı açık.

Her iki büyük parti oldukça iki yüzlü, halkı yalan ve aldatmacalarla, demagoji ve propagandalarla bir kez daha peşlerine takmaya, kendilerini tek kurtarıcı gibi göstermeye çalışıyorlar. Vaatlerin bini bir para. Halka refah ve güvenli bir gelecek vaat ediyor ve bol keseden dağıtıyorlar. Yunanistan’ın bu duruma gelmesinde en az sorumluluğun kendilerinde olduğunu, asıl savurgan ve sorumsuz bir toplum anlayışının sorgulanması gerektiği demagojisine ağırlık veriyorlar. Tek umutları ise geçen dönemde yasallaştırılan yeni seçim kanunu. Kanun, birinci partiye 50 kadar milletvekilini hibe olarak verecek kadar antidemokratik.

MUHALEFET GÜÇLÜ BİR İTTİFAK KURAMADI

Yunanistan’da son iki yılda şekillenen durum kuşkusuz mevcut sistem partilerinden bir kopuşun olduğunu ve halkın AB ve IMF politikalarına ve partilerine sırtını döndüğünü ortaya koyuyor. Ancak bunun kadar önemli olan ve esas olarak üzerinde durulması gereken nokta halkın muhalefet ve tepkilerinin ancak küçük bir bölümünün sol parti ve örgütlerde ifade edilmesinin nedenlerinin araştırılmasıdır. Sınıf partilerinin ve emekçi örgütlerinin ve devrimci yapıların işçi ve halk kitlelerinin örgütlenmesi için gerekli yetenekleri ortaya koyamaması, objektif duruma denk düşen ve geniş emekçi kitleleri harekete geçiren ittifak, talep ve taktikler üzerinden hareketi ileri mevzilere taşıyamaması, burjuvazinin bir çok alternatifine açık kapı bırakmak ve “demokrasilerde çarelerin tükenmeyeceği” şeklindeki egemen sınıf teorilerine yol vermek anlamına geliyor. Sermaye partilerinin izlediği politikaların bir sonucu ve “meşru çocukları” olarak dünyaya gelen ve taban bulan bu örgüt ve partiler sisteme duyulan öfke ve muhalefetin öyle kendiliğinden ezilen sınıf örgütlerine kaymayacağını ortaya koyuyor. (Atina/EVRENSEL)


KKE BİRLİK VE İTTİFAK KABUL ETMİYOR

Yunanistan Komünist Partisi (KKE) ise, sermaye politikalarına karşı, halk, işçi ve emekçi cephesinin güçlenip saldırılara dur diyebilmesi için KKE’nin desteklenmesi çağrısını yapıyor ve “Kurulacak hükümet ne kadar güçsüz olursa hareket o kadar güçlü olur ve saldırıları durdurma olanakları artar” diyor. AB’den ve Avro Bölgesi’nden çıkılması, borç ödemelerinin durdurularak anlaşmaların tek taraflı iptal edilmesi, bankaların devletleştirilerek halkın denetimine verilmesi gibi talepleri halk iktidarıyla çözülecek talepler olarak ele alıyorlar. Özel mülkün ve üretim araçlarının toplumsallaşması başarılmadıkça bu taleplerin gerçekleştirilmesinin mümkün olmayacağını savunuyorlar. Hiç bir ittifak ve birlik önerisini kabul etmiyorlar. Geçmiş seçimde yüzde 8 oranında oy alan KKE’nin bu seçimde oylarını yüzde 3-4 oranında artırması bekleniyor.


SİNASPİSMOS: AB İLE YENİ PAZARLIK YAPALIM

SİNASPİSMOS Partisi, “sol” söylemlere ağırlık veren, hükümet politikalarına aktif muhalefet eden değişik örgütlerin içinde yer aldığı bir parti. AB ve Avro Bölgesi’nden çıkma şeklinde bir politikası yok ve borç ödemelerinin dondurulmasını, IMF ve AB ile yeniden pazarlık yapılmasını ve alınan ekonomik baskı kararlarının ortadan kaldırılmasını savunuyor. Başta KKE olmak üzere “sol” partilere ittifak öneriyor ve sol bir hükümet kurma olanağının doğduğunu ve bu fırsatın kaçırılmamasını savunuyor. Oy oranını yüzde 4’ten yüzde 7-8’e çıkarması bekleniyor.


ANDARSİA’NIN TALEPLERİ RADİKAL AMA...

Temel gücünü Yeni Sol Hareketin (NAR) oluşturduğu ve içinde bir çok örgütün yer aldığı sol ittifak ANDARSİA’nın meclise girebilmesi oldukça zor görünüyor. Hedefleri yüzde 3 barajını aşmak ya da zorlamak. AB ve Avro Bölgesi’nden çıkmayı, bankaların kamulaştırılmasını, borçların ödenmemesini ve işçi ve emekçilere dayatılan tüm politikaların ortadan kaldırılmasını savunuyorlar. Başta KKE ve Sinaspismos olmak üzere tüm sol güçlere ittifak çağrısı yaptılar.


LAOS YABANCI DÜŞMANLIĞINA OYNUYOR

Halkçı Ortodoks Partisi (LAOS) geçmiş yıllarda YDP’den ayrılanların kurduğu bir parti. Gerici ve faşist unsurların içinde yer aldığı bu parti milliyetçi ve gerici bir program ve yabancı düşmanlığı üzerinden oy toplamaya çalışıyor. Geçmiş seçimlerde yüzde 3 barajını aşarak meclise girmeyi başaran bu partinin oy oranları bir ara oldukça yüksek gözüküyordu. Ancak teknokrat Papadimos hükümetinin içinde yer alması bu partiye oy kaybettirdi. Meclise girmeleri durumunda kurulacak hükümetler içinde yer alabileceklerini açıklıyorlar.

FAŞİSTLER DE MECLİSE GİREBİLİR

Hırisi Avgi ise Nazi yanlısı, faşist bir örgütlenme ve bir çok yabancının öldürülmesinden, Yunanlı devrimci ve demokratlara saldırıdan sorumlu tutuluyorlar. Yabancı düşmanlığı ve ırkçı söylemler dışında bir şey savundukları yok. Ancak meclise büyük olasılıkla girmeyi başaracaklar gibi görünüyor.


PASOK VE YDP’DEN AYRILANLAR

Demokratik Sol Parti (DİMAR), 2 yıl önce Sinaspismos’tan kariyer tartışmaları sonucu ayrılan Fotis Kuvelis tarafından kuruldu. PASOK çizgisinde ve özellikle sermaye basınının ön plana çıkardığı ve PASOK’tan kopanların toparlanmasını hedefleyen sol liberal bir parti. Seçimden sonra kurulması olası PASOK ve YDP’nin yedekleyeceği bir güç durumunda. Kamuoyu araştırmaları bu partinin yüzde 6 ile 10 arası oy alacağını gösteriyor.

Bağımsız Yunanlılar, mecliste oylamaya sunulan 2. borç paketine ret oyu verdiği için YDP’den atılan Panos Kamenos’un kurduğu parti. Kamenos gerici ve yabancı düşmanlığı tutumlarıyla tanınan biri. AB ve IMF karşıtlığıyla ortaya çıkıyor ve PASOK ile YDP’nin ülkeyi sattığını ve halka ihanet ettiklerini savunuyor. Demokratik İttifak Partisi ise eski dışişleri bakanı ve başbakanlardan Kostas Miçotakis’in kızının kurduğu parti. Meclise girmesi durumunda PASOK ve YDP koalisyonu içinde yer alacaklarını söylüyorlar.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Şakran Cezaevinden ‘Yardım edin’ çağrısı

SONRAKİ HABER

İnsanları, fare zehirler gibi öldürdüler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa