'10 Ekim iddianamesi yeniden hazırlansın'

Emek ve Demokrasi güçleri 10 Ekim Ankara katliamı için hazırlanan iddianamenin yetersiz olduğunu belirterek siyasi sorumluların, yer aldığı yeni bir iddianamenin hazırlanmasını istediler.  KESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen iddianamede siyasi sorumluların bulunmadığına dikkat çekerken, 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun da hazırlanan iddianamenin hiçbir vicdanı rahatlatmayacağına vurgu yaptı.

IŞİD'in 10 Ekim'de Ankara Tren Garı  önünde  KESK, DİSK, TMMOB ve TTB’nin düzenlediği Emek, Barış ve Demokrasi Mitinginde yaptığı bombalı saldırıya ilişkin savcılık iddianamesi 9 ay sonra hazırlandı. Ankara Cumhutiyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede ilgili kamu görevlilerine yer verilmemesi tepkiyle karşılandı. Konuyla ilgili Ankara Adliyesi önünde bir araya gelen KESK, DİSK, TMMOB, TTB ve 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği basın açıklaması yaptı. Burada konuşan KESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen, iktidarın ülkede yaşanan katliamlara yönelik yaptığı açıklamaların toplumu katliamlara alıştırmaya yönelik olduğunu söyledi.

Siyasi iktidarın kendi sorumluluğunu gizlemekte olduğunu ve mezhepçi, otoriter, muhafazakar politikalarına devam ettiğini belirten Özgen, IŞİD katliamı olduğu açık eylemlerde bile hükümetin “kokteyl eylem, çok uluslu plan” gibi açıklamalarla dikkatleri başka yöne çekmeye çalıştığınI söyledi. 7 Haziran seçimleri sonrasında  çatışmalı ortam ve patlayan bombaların ülke geneline hakim olduğunu dile getiren Özgen, “İddianameye bakıldığında siyasi arka plana dair en ufak bir değerlendirme bulunmadığı, siyasi sorumluluğa dair bir yargılama sürecinin başlatılmadığı ve dönemin idari yöneticilerinin iddianameye dahil edilmediği görülmektedir” dedi. İddianamede gerçekleşen eylemin AKP hükümetini yıpratmaya dönük bir eylem olarak değerlendirildiğine dikkat çeken Özgen, yine iddianamede idari ve siyasi işlemlerden birinci derecede sorumluluğu bulunan hükümetin ve ilgili sorumlu kamu görevlilerinin aklandığı ifadeler olduğunu söyledi.

İDDİANAMEDE SİYASİ SORUMLULAR VE KAMU GÖREVLİLERİ YOK

Basın aracılığıyla kamuoyuna yansıyan IŞİD örgütlenmesinin Türkiye’deki etki ve ilişki ağını ortaya koyan ilgili bilgi, belge ve raporların da  soruşturma konusu yapılmamasının şaşırtıcı olduğunu ifade eden Özgen, “Ayrıntılar ve kullanılan maşalar sadece eylemin hayata geçirilme sürecini aydınlatır. İddianame bu gerçekliği görmezden gelen bir noktadır” dedi. İddianamede sadece 10 Ekim’de ölen canlı bomba ve onlarla ilişkili birkaç kişinin isimlerinin geçtiğini söyleyen Özgen, “Olayın siyasi sorumlularını ve ilgili kamu görevlilerini açığa çıkarmadığı gibi nesnel olarak onları koruyan ve gözeten bir iddianame olduğu gerçeği de dağ gibi karşımıza çıkmaktadır” dedi. Dönemin İçişleri ve Adalet Bakanlığı ve Başbakanın da içinde olmadığı, tüm hükümet üyelerinin ağır sorumluluklarının yer almadığı bu iddianamenin mahkeme tarafından savcılığa geri verilmesi gerektiğini dile getiren Özgen, “İddianame yeniden hazırlanmalı, sadece tetikçiler değil, azmettiren, zemin hazırlayan, kolaylaştıran ya da görmezden gelen siyasi merciler de açığa çıkartılarak yargılanmalıdır” dedi.

BU İDDİANAME HİÇBİR VİCDANI RAHATLATMAYACAK

10 Ekim katliamında hayatını kaybedenlerin aileleri ve yaralıların kurduğu 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun da hazırlanan iddianamenin hiç bir vicdanı rahatlatmayacağına vurgu yaptı. Birbirinden beslenen katliamların yine aynı noktada olduğunu söyleyen Coşgun, katliamların son bulmasını isterken daha fazla insanın hayatını kaybettiğini ve saldırıların artık ölümleri daha da arttırmak için çok sayıda canlı bomba ve ateşli silahlarla gerçekleştirildiğini vurguladı. “İstanbul Atatürk Havalimanı’nda yine IŞİD eliyle korkunç bir katliam daha yaşandı” diyen Coşgun, gerçekleşen terörist saldırıda hayatını kaybedenlere başsağlı yaralılara acil şifa diledi. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kanlı katliamı olan 10 Ekim'de gerçekleşen bombalı saldırı için hazırlanan ve 36 şüphelisi olan iddianameyi kabul etmeyeceklerini vurgulayan Coşgun, bile bile gelen ölümlerle ilgili sorumluluğu bulunan kamu görevlileri dahil tüm yetkilerinin iddianamede yer alması gerektiğini söyledi. (Ankara/EVRENSEL)