Madımak Katliamı'nda hayatını kaybeden Behçet Aysan anıldı
Kızı Eren Aysan, Madımak'ta yitirilen Behçet Aysan için 'Temmuz’un ışığı ve ateşinde Behçet Aysan' etkinliği düzenledi.
Sibel HÜRTAŞ
Ankara
Madımak Katliamı'nda hayatını kaybeden Şair Doktor Behçet Aysan, yaşasaydı bu temmuz ayında 67 yaşına girecekti. Onu hayattan koparan yine bir temmuz ayıydı. Kızı Eren Aysan, babasının hem doğduğu hem de öldüğü bu ay için “Temmuz’un ışığı ve ateşinde Behçet Aysan” etkinliği düzenledi. Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde Cuma günü düzenlenen etkinlikte, Madımak’ta hayatlarını yitirenler de Behçet Aysan’ın özelinde anıldı.
Etkinliğin açılışını yapan Eren Aysan, dikkat çekici bir alıntıyla başladı konuşmasına. “Yirmi yıl kadar önce öğrenmiştim: Sivaslılar gurbette karşılaştıklarında birbirine soruyorlarmış: “Yakanlardan mısın? Yananlardan mı?” Oysa 2 Temmuz 93’ten bu yana ben yanıyorum, yüreğimde bir korla” diyen Aysan aradan geçen sürede yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Bir ailenin yaşamı, eşini, kardeşini, babasını öldürenlerin ortaya çıkarılmasını istemekle mi geçer? Geçermiş dostlar. Daha da fazlası üstelik. Bu memlekette siyasilerin ve devlet yönetiminde yetkili mercilerde bulunanların sürekli olarak şaka yaptığını düşünerek akıl sağlığımı koruyabilirim. Peki ya vicdanımı?
AYM HAKİMİ SANIK AVUKATI
Neden bir katliam, katillerle mağdurları yan yana getirilerek küçültülmek, aşağılanmak, hatta yok sayılmak istenir? Neden “öldürülenler masum muydu acaba?” yargısı sürekli olarak inceden inceye işlenir? Dahası kimi yayın organlarında, kanıtı olmayan kimi haberler tezgah altından yayılmaya çalışılır? Sivas davasını taşıdığımız Anayasa Mahkemesi’nde hakimlerden birinin sanık avukatı olması size ne düşündürür? Süreçte iktidar partisinin içinde palazlanan kimi isimlerin bu davanın avukatlığını üstlenmiş olmaları ne hissettirir? Ya da iki gün önce görülen Sıvas davasında yıllardır aranan katillerden birinin adresi avukatımızın bürosu olarak gösteriliyorsa yüreğiniz nasıl atar? “
'HURŞİT KÜLTER NEREDE?'
Babasının ölüm haberini nasıl aldığını ve bu olayın ardından annesini kaybettiğini anlatan Eren Aysan, konuşmasında faili meçhul cinayetleri, Gezi'de öldürülen gençleri, Tahir Elçi’yi de anımsatarak, “Bastığımız toprakların altından her gün kan fışkırıyor. Biz ise o katilleri görmeye devam ediyoruz. Belli ki bugün gibi yarın da onlarla yaşayacağız da en azından yitirdiklerimizin bedeni bizimle olsun! O yüzden bugün babasını siyasi cinayette kaybetmiş bir evlat olarak başka bir aile yerine soruyorum: Hurşit Külter nerede?” ifadelerini kullandı.
BEHÇET AYSAN ŞARKILARI
Eren Aysan’ın konuşmasının ardından, Behçet Aysan’ın dostları sahneye çıkarak şairle ilgili anılarını anlattı. “Şimdi Behçet’in ardından konuşuyorum ama yüzüne konuşmak isterdim” diyen tiyatro sanatçısı Orhan Alkaya, Behçet Aysan’ın şiirlerini okudu.
Gazeteci Işık Kansu, Behçet Aysan’ın öldürülmesinin ardından Aysan’ın eşiyle yaptığı röportajı şöyle anlattı:
“Behçet Aysan’ın ölümünün ardından eşi, “Behçet aslında Sivas’a gitmek istemiyordu. Kapıdan çıkıp giderken, birden bire döndü ve bana baktı. Ardından gitti. Anladım ki o bir vedaymış’ diye anlatmıştı, son karşılaşmalarını.”
Şair Akif Kurtuluş, Behçet Aysan’ın önce şiirlerini okuduğunu, bu şiirlerinden çok etkilenerek kendisi ile tanıştığını anlatırken, Şair Ahmet Telli de “Behçet yaşasaydı eminim Gezi olaylarında Taksim’de olurdu. Mücadelenin olduğu her yerdeydi” diye konuştu.
Gecede Behçet Aysan şarkıları da söylendi. Behçet Aysan’ın şiirlerinden yapılan şarkılar, ilk kez bu gecede izleyicilerle buluştu. Piyanist Ilgın Dağüstün, Çellist Bekir Dinçer eşliğinde Selva Erdener, Turgay Erdener, Boğaçhan Sözmen ve Mehmet Yılmaz, Aysan’ın bestelenen şiirlerini seslendirdi.