04 Temmuz 2016 00:52

PCE-ML: İlkelerden vazgeçmek sola kaybettirdi

İspanya Komünist Partisi (Marksist-Leninist)-PCEML, sağın güç kazanarak çıkmasını ‘sol’un ilkelerinden vezgeçmesi' ne bağladı.

Paylaş

İspanya’da siyasi kriz altı ayda yapılan ikinci genel seçimlere karşın sürüyor. Hiçbir partinin mutlak çoğunluğa ulaşamadığı ülkede bir kez daha en çok oyu alan sağcı Halk Partisi (PP) koalisyon hükümeti kurabilmek için çalışmalarına başladı. Avrupa Birliği ve sermaye çevreleri sosyal demokrat ana muhalefet partisi PSOE (Sosyalist Parti) ile bir koalisyon beklenken, henüz bu yönde bir adım atılmış değil. Öte yandan siyasi ve ekonomik programını her seçim daha da ‘yumuşatan’ Podemos (Yapabiliriz) ve Birleşik Sol (IU) partilerinin oluşturduğu  “Unidos Podemos” ittifakı ise iki partili sistemi sona erdirmek bir yana önce seçimlerden daha düşük oy aldı. 

Seçim sonuçlarnı değerlendiren İspanya Komünist Partisi (Marksist-Leninist)-PCEML, sağın seçimi güçlenerek kazanmasının nedeni olarak “Rejimi yıkmayı hedeflemeyen ‘sol’un ilkelerinden vezgeçmesi” olduğuna dikkat çekerek, “Rejime karşı, politik hedeflerle en geniş halk kitlesinin harekete geçirilmesine, sınıfın örgütlüğüne, cumhuriyetçi bir kopuş projesine dayalı genel bir alternatif inşa edilmelidir” açıklaması yaptı. 

‘MONARŞİ YIKILMADAN DEĞİŞİM OLMAZ’

“Sistemden kopuş gerçekleştirmeden, cumhuriyet olmadan değişim olmaz” denilen ve monarşi rejiminin hukuki-siyasi ifadesi olan ekonomik ve politik iktidar yapısının ortadan kaldırılması gerekliliğine dikkat çekilen açıklamada, çeşitli sol siyasi çevrelerin iktidardaki sağcı Halk Partisi’in, “ilkeler bir kenara bırakarak, yatay politika yaparak, ‘ülkenin gülümseyen yüzü’ olarak başarılabileceği konusunda ısrarcı” davrandığı ancak seçim sonuçlarının “değişim”i milletvekili sayısında dahi yaratmadığına işaret edildi. 

“Dahası 26 Haziran seçim sonuçlarında Halk Partisi ve böylece Rajoy (PP lideri) kendini güvenceye aldı; yalnızca oyları değil meclis sandalye sayıları arttı. İspanya Sosyalist İşçi Partisi’ne (PSOE) gelince bu parti, ikincilik konumunu korusa da düşmesini sürdürdü; Sanchez’in parti içi rakibinin memleketi olan Endülüs bölgesinde yenilgiye uğradı. Yine bütün bu olanlar, seçimler geçene kadar sağlanan ateşkesden sonra bu partinin içindeki karışıklığın, suçlamaların, çirkin saldırıların artmasına neden olacak. 

Eski iki partili sistem ‘yeni( adaylar karşısında hakimiyetini sürdürmekte” denildi. 

SOL, 1 MİLYON OY KAYBETTİ

Sağın eski konumuna geri döndüğünün belirtildiği açıklamada, çok sayıda Sosyalist Parti (PSOE) taraftarının da partiyi terk ettiğine dikkat çekildi. 

“Yeni politika” ve “yurttaş siyaseti” gibi söylemlerle ortaya çıkan Podemos (Yapabiliriz) partisi ve Birleşik Sol (IU) hareketinin ittifakı olan Unidos Podemos’un (Birlikte Yapabiliriz) birçok kentte önceki seçimlerden daha az oy aldığına da vurgu yapılan açıklamada, “Asıl mesele Unidos Podemos  ittifakının, temsil ettiği söylenen bu geniş kitleyi yüreklendirmek ve harekete geçirmek yetisinden uzak olmasıdır. Olanlar, halk kökenli seçmelerin, ilgili örgütlerin (Podemos ve Birleşik Sol) 20 Aralık’da içine düşülen hayal kırıklığından sonra ‘ne kurtarırsam kar’ çabasında olduklarını anladığını gösteriyor. Daha da kötüsü, insanlar, bazı politikacıların (Podemos) ortadan kaldırmak üzere geldikleri ‘kast’a ve ‘eski politika’ya oldukça benzer olduklarını anlamıştır. Bunun kanıtı 1 milyondan fazla oy kaybıdır” denildi.

ALTERNATİF SİYASET YERİNE REJİMİN ‘SOL BACAĞI’ OLMAK

Her şeye rağmen belli sol ittifaklarla “bir dereceye kadar bir ilerleme kaydedildi” ve yine Halk Parti’sinden kurtulma ve PSOE’nin önüne geçme konusunda bir olasılık yaratıldığının ifade edildiği açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Fakat bu ‘kazanımlar’, oligarşi ve halk sınıfları arasındaki güçler ilişkisini radikal olarak değiştirmek için rejime karşı genel alternatif bir politikayı öne çıkarmak yerine, siyasal rejimin ‘sol bacağı’ olma gerçeği karşısında hiç bir önem taşımıyor. 

Merkezinde Federatif ve Halkçı Demokratik Cumhuriyetin yer aldığı -ki bir başka yol olanaksız- dönüşüm programı, popülist yataylık söylemi altında ve ‘değişim’ bahanesiyle feda edildi. Bununla da kalınmadı; sınıfın, demokratik ve halkçı bir zeminde, sosyal ve politik olarak ciddi bir dönüşüm sağlayacak alternatif bir politika mücadelesini sürdürmede olmazsa olmaz olan örgütlenme ve seferber olma eylemleri, ‘merkez’de bulunanların (ne sağ, ne sol) uçucu oyuna ve küçük burjuvazinin seçim tutkularına kurban edildi. İlkelerden vazgeçilmesi yalnızca oylarını artırmalarına engel olmadı aynı zamanda bütünüyle başarısız olmalarına neden oldu. Dolayısıyla  İspanya halkları ve emekçilerinin yaşanalardan, siyasette güneş gören bir yer bulmak için ilkelerini terkeden ve onları siren şarkılarıyla kendinden geçiren o liderlerden hesap sorması gerekiyor”

‘SAĞ BASKIN GELMEDİ, SOL İLKELERİNDEN VAZGEÇTİ’

“İlkelerden vazgeçmek yalnızca düş kırıklığı yaratır. Düşmanı onun sahasında yenemezsiniz. Seçimler sağın baskın geldiğini değil ancak solun ilkelerinden vazgeçmesinin bizi politik yenilgiye götürdüğünü ortaya koymuştur. İşçi sınıfı, sistemden kopuş olmadan değişim olmayacağı ve üstte yapılan bir ‘birlik’in birşeye hizmet etmeyeceğini sezmektedir; toplumun en geniş kesiminin katıldığı, seferber olduğu ve örgütlendiği bir birliğe gereksinim duymaktayız. Her ne kadar kısa vadede Avrupa Birliği politikalarını etkileyecek çeşitli etkenlerin varlığı mevcut ise de (finans krizi, Brexit’in politik sonuçları, Fransa’daki işçi eylemleri...) daha önce de gördüğümüz gibi, Brüksel ancak er ya da geç özgürlüklerin kısıtlanması ile birlikte kesinti taleplerini yeniden gündeme getirecektir. Bu anlamda acilen bu birliğin oluşturulması gerekir. Bu etkenler karşısında solun öncelikli görevi halk birliğinin hedeflerini ve örgütlülüğünü güçlendirmektir”

 ‘ÖRGÜTLÜ SINIFA DAYALI CUMHURİYETÇİ BİR ALTERNATİF’

“Franco’nun atadığı (Kral) Borbon’un alelacele tahttan çekilmesinin yıldönümü olan 19 Haziran’da çeşitli örgütlerle monarşi rejiminden kopuş ve cumhuriyet için sekiz maddelik ortak bir program etrafında biraraya geldik. Bu program halkın ve solun birliği amaçlı oluşturuldu. İzlenecek yol: solu, politik ve örgütlü bir şekilde biraraya getirmek; yeniden oluşturmak; hayal kırıklıklarının üstesinden gelmek ve tavizsiz ileriye doğru adımlar atmaktır. 

Başka etkenlerin yanısıra sınıfın moral çöküntüsü faşizme giden yolu kolaylaştıracaktır. Dolayısıyla ‘liderlerinin’ savundukları ilkelerden geri adım atmalarının sonuçlarına katlanacak olan emekçiler ve halklar olamaz. Oportünizmin verdiği sözleri yerine getirememesi, 2014 yılında kapanmış olan ‘yurttaşlıkçılık’ sürecinin, çok daha güçlü bir şekilde yeniden ele alınmasına hizmet etmeli. Yani mevcut rejime karşı, politik hedeflerle en geniş halk kitlesinin harekete geçirilmesine, sınıfın örgütlüğüne, cumhuriyetçi bir kopuş projesine dayalı genel bir alternatif inşa edilmelidir. Buna yönelik biz komünistler ilkelerden ödün vermeden, sıkı bir şekilde çalışmayı sürdüreceğiz.”  (DIŞ HABERLER)

(Açıklamayı çeviren: Hilal Ünlü)

ÖNCEKİ HABER

Çocuklarımızın geleceği için dayanışma zamanı

SONRAKİ HABER

Türkiye; hedef haline gelen müttefik

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa