Barış isteyenler yargılanmaya başladı
İzmir Barış Bloku'nun Cizre'de yaşanan katliamla ilgili yaptığı eylemde gözaltına alınanların davası görüldü.
İzmir Barış Bloku'nun Cizre'de yaşanan katliamla ilgili yaptığı eylemde gözaltına alınan ve terör örgütü propagandası suçuyla yargılananlar mahkemede yaptıkları savunmada katliamlara karşı ses çıkarmaya ve barışı savunmaya devam edeceklerini dile getirdiler.
Bölge illerinde devam eden sokağa çıkma yasaklarını protesto etmek ve çatışmazlık ortamının sağlanmasını isteyen İzmir Barış Bloku bileşenleri 8 Şubat günü Alsancak Kıbrıs Şehitleri'nde eylem yapmak istemiş ancak eyleme katılanlara emniyet saldırmış ve 29 insan gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınanlar arasında sendika, siyasi parti ve kitle örgütlerinin temsilcileri bulunuyor. Gözaltına alınan hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi ve terör örgütü propagandası iddiasıyla dava açıldı.
İzmir Adliyesi 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına aralarında dönemin Barış Bloku Sözcüsü ve Eğitim Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Bahri Akkan, BTS Genel Merkez Yöneticisi Bülent Çuhadar, İzmir Barış Bloku Eş Sözcüsü Çoşkun Üsterci, dönemin HDP İl Eşbaşkanı Cavit Uğur bulunduğu sanıkların büyük kısmı, müvekkil avukatları, HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan ve çok sayıda izleyici katıldı.
'ASIL SUÇLANMASI GEREKEN EMNİYETTİR'
Duruşmada ilk olarak söz alan avukatlar, dosyanın hukuku aykırı bir şekilde hazırlandığını belirterek davanın iptal edilmesini istedi ancak bu talep mahkeme heyeti tarafından kabul edilmedi. İlk olarak ifade veren Eğitim Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Bahri Akkan, barış bloğunun kuruluş amacını anlattı. Akkan, açıklama başlamadan önce emniyet görevlilerinin ortamı provake etmeye çalıştıklarını dile getirerek "Açıklamayı slogansız bir şekilde devam etmesi noktasında anlaştık ancak açıklama okunurken müdahale etti. Biz direnmediğimiz halde darp edilerek gözaltına alındık. Asıl suçlanması gereken emniyettir. İfade özgürlüğümüz engellendi" dedi.
'BARIŞ İSTEMEYE DEVAM EDECEĞİZ'
Daha sonra ifade veren HDP İzmir Eski İl Başkanı Cavit Uğur da şunları söyledi "Emniyet tahrikkar davrandı. Biz açıklamanın bir an önce bitmesi için açıklamayı okumaya başladık ancak emniyetin müdahalesi ile karşılaştık. Direnmediğimiz halde kendimi çevik kuvvet tekmelerken buldum. Amacımız yaşanan çatışmalı sürecin son bulması tekrardan çatışmasızlık ortamının sağlanması idi. Biz suçlu değiliz. Barış istemeye ve katliamlara ses çıkarmaya devam edeceğiz".
'CİZRE'DE YAŞANANLAR AYDINLATILMALIDIR'
Ardından ifade veren İzmir Barış Bloku Sözcüsü Çoşkun Üsterci de iddianamenin hukuksuzca hazırlandığını ve siyasi olduğunu ifade ederek "Cizre'de bir katliamla karşı karşıyaydık. Biz bu yargısız infaza karşı tepkimizi dile getirmek, katliamın sorumlularının bulunması ve yeni katliamların yaşanmasına engel olmaktı. Eylemimiz tamamen barışçıldı.Hukuk ve temel haklarımız ihlal edildi. İşkence ve kötü muameleyle karşı karşıya kaldık. Yetmedi saçma sapan bir iddianame hazırlandı. Bizim yargılanmamız yerine Cizre'de yaşananların aydınlatılması gerekiyor. Bu dava tamamıyla bitirilmeli ve beraatimizi istiyorum" dedi. Daha sonra ifade veren sanıklar da barışı savunmaya devam edeceklerini dile getirdiler.
Sanıkların ifadelerinin ardından avukatlar savunma yaptı. Söz alan avukatlar barış istemenin ve Cizre halkının yalnız olmadığını belirtmenin suç olmayacağını belirterek "Yargılananlar ifade özgürlüğü haklarını kullanarak sokağa çıkmıştır. İddianamenin hukukla bir ilişkisi yoktur, tamamen siyasidir. Suç işleyenler eyleme müdahale eden emniyet güçleridir, onlar sanık sandalyesine oturmalıdır. Dosyadaki UYAP ve internet çıktılarının dosyaya eklenmesi hukuka aykırıdır" dedi ve doğrudan beraat istedi.
Savunmaların bitmesinin ardından mahkeme heyeti 15 dakika ara verdi. Ara sonrası kararını açıklayan heyet duruşmanın ifade vermeyen sanıkların ifadelerini vermesi için 24 Kasım'a erteledi. Mahkeme, avukatların diğer taleplerini de reddetti.
Sanıkların ifadelerinin ardından avukatlar savunma yaptı. Söz alan avukatlar barış istemenin ve Cizre halkının yalnız olmadığını belirtmenin suç olmayacağını belirterek "Yargılananlar ifade özgürlüğü haklarını kullanarak sokağa çıkmıştır. İddianamenin hukukla bir ilişkisi yoktur, tamamen siyasidir. Suç işleyenler eyleme müdahale eden emniyet güçleridir, onlar sanık sandalyesine oturmalıdır. Dosyadaki UYAP ve internet çıktılarının dosyaya eklenmesi hukuka aykırıdır" dedi ve doğrudan beraat istedi.
Savunmaların bitmesinin ardından mahkeme heyeti 15 dakika ara verdi. Ara sonrası kararını açıklayan heyet duruşmanın ifade vermeyen sanıkların ifadelerini vermesi için 24 Kasım'a erteledi. Mahkeme, avukatların diğer taleplerini de reddetti. (İzmir/EVRENSEL)