Savaşa karşı çıkmadan demokrasi savunulamaz
Aylardır askerin sokakta olduğu, insanların öldürüldüğü, belediye başkanlarının görevden alındığı, Bölge her gün ‘darbe’ manzarası yaşıyor.

15 Temmuz gecesi yaşanan askeri darbe girişiminde bölgede birkaç yer dışında illerde pek bir askeri hareketlilik yaşanmadı. Ancak aylardır Bölge’de devam eden askeri operasyonlarda ‘kahraman’ ilan edilen bir çok asker şimdi ‘hain’ olarak gözaltına alındı. Askeri darbe girişimi Bölge’de nasıl görüldü? Demokratik Bölgeler Partisi (BDP), Emek Partisi Kürdistan Örgütü, Özgürlük ve Sosyalizm Partisi (ÖSP) ve Partîya Azadîya Kurdistanê (PAK) yöneticileri yaşananları gazetemize değerlendirdi.
‘BÖLGEDE ZATEN BİR DARBE VAR’
DPB MYK üyesi Gülcihan Şimşek, darbe ve darbe girişimlerine karşı olduklarını belirterek, Türkiye açısından sorunlu ve üzücü bir tablo yaşandığını söyledi. Bölgede uzun süredir bir darbe havasının olduğunu kaydeden Şimşek, “Bu süreç yeni örgütlenen bir süreç değil. 2009’dan bu yana paralel ve AKP içerisindeki çelişki çatışma bu süreci getirdi. Bölge’de yaşanan da bu çatışma üzerinden yaratılan bir darbedir. Bölge’nin birçok ilinde zaten darbe var. 7 Haziran’daki seçim sonuçlarını hiçe saymakla başlayan ve 1 Kasım seçimlerini yaratan bir süreç yaşadık. Bu sürecin başından itibaren Bölge’de görev yapan ama bugün darbeci olarak tutuklanan askeri yetkililer var. Ablukalar, sokağa çıkma yasakları, seçilmişlere dönük yapılan saldırılar Bölge’deki fiili darbeyi gösteriyor” dedi.
Bu süreci boşa çıkaracak olanın Türkiye’de demokrasi isteyen güçler olduğunu söyleyen Şimşek, “Darbe girişimi ile ortaya konanın ne olduğunu az çok görüyoruz. Tüm halkın darbeye karşı bir demokrasi birliği oluşturması gerekiyor. Darbeler halkların özgürlüğünü kısıtlar, bunu geçmişten biliyoruz. Darbe girişimi bir kesimin mağduriyetine dönüştürülüyor. Buna izin vermemek gerekiyor. Birlik ve demokrasi ayağını güçlendirerek bunu yapabiliriz. Halkın iradesi olan meclis var bunu kullanmak gerekiyor”dedi.
‘AKP, HEP KAOS VE GERİLİMDEN BESLENDİ’
EMEP Kürdistan Örgütü yöneticisi Mehmet Türkmen, AKP’nin iktidarda olduğu sürece gerilim ve kaosun eksik olmayacağını belirterek, “AKP, çözüm sürecini bir yana bırakırsak iktidarını sürekli toplumu kutuplaştırma ve gerilim siyaseti üzerinden kurdu. 7 Haziran öncesi güç kazanan demokrasi mücadelesiyle birlikte AKP ilk kez tek başına iktidarını kaybetti. AKP bu ülkede az çok barışının demokratikleşmenin olduğu bir durumda iktidarda kalamayacağını biliyor. Ve bunun gördüğü için 7 Haziran’dan sonra bir savaş başlattı. AKP inşa ettiği sistemi, tek adam diktatörlüğünü aslında bu savaş konsepti üzerinden inşa ediyor” dedi. CHP’nin de bu süreçte AKP’ye yedeklendiğini söyleyen Türkmen, “Yoksa dokunulmazlıklar meselesinde destek vermesini ya da Bölge’de o kadar suç işleyen askerlerin yargılanmaması için yapılan askere dokunulmazlık yasasını başka türlü açıklayamayız. Şimdi bu püskürtülen darbe girişimiyle birlikte AKP düne kadar laik, cumhuriyetçi çevreleri Kürt korkusu üzerinden yedeklerken buna bugün darbecileri eklemiş oldu” dedi. AKP’nin DBP’li belediyelere kayyım atama hazırlığına dikkat çeken Türkmen, “Bölge’de zaten bir darbe süreci yaşanıyor. Kentlerin kuşatılması, belediye başkanlarının görevden alınması süreçlerini yaşadık. Birçok şehirde zaten askerin inisiyatifi gelişmiş durumda. Ama bunu AKP bir kahramanlık olarak gösteriyor. Şimdi herkesin şunu görmesi lazım; Kürt coğrafyasındaki vahşete, savaşa karşı çıkmadan bu ülkede demokrasiye, laikliğe sahip çıkmanın bir olanağı yoktur. Aynı şekilde bu ülkede laikliğe ve ilerici değerlere sahip çıkmadan bu ülkede barışa ve demokrasiye sahip çıkmanın da olanağı yoktur. Yani talepler için mücadele eden kesimlerin daha önce hiç olmadığı kadar bir araya gelmesinin zorunlu olduğu bir tabloyla karşı karşıyayız” dedi.
‘PARAMİLİTER ÖRGÜTLENMENİN OLDUĞUNU GÖRDÜK’
Darbe girişimini kınadıklarını söyleyen PAK Genel Başkan Yardımcısı Nuri Sınır, Türkiye’de belli periyotlarla darbelerin gerçekleştirildiğini söyledi. Ancak bu son girişimle birlikte paramiliter bir gücün de olduğunun açığa çıktığını kaydeden Sınır, “Darbeyi onaylamamakla birlikte pratikte sivillerin harekete geçirilmesi darbeye karşı insani bir tepkinin ötesinde paramiliter bir gücün oluşturulduğunu ve bu paramiliter gücün de DAİŞ’in vahşetini yaşatmayacak olaylar yaşattığını bize gösterdi. Şahsen beni en çok endişelendirende o oldu. DAİŞ yöntemiyle askerlere saldırı oldu, bir askerin boğazı kesildi. Paramiliter bir güç olduğunu ispatlarcasına bir anlayış sergilendi. Askerin Türk, Kürt olması benim için önemli değil. Bu ülkeyi yönetenlerin bu ülkeyi getirdikleri durum açısından düşündürücü bir gelişme. Kürdistan’da Kürtlük ismini kullanıp Kürtleri bu paramiliter güç adına yönlendirmek isteyen Hüda-Par ismindeki partinin de gerçek yüzü bu olayda açığa çıktı. Hüda-Par’lılar da Bölge’de aynı oradaki görüntüyü sergilediler. Demokrasiyi, siyaset adına bir örgütlenme olarak görüyordum. Ama bu son olayda geçmişte kullanılan Hizbi-kontra örgütlenmesi olduklarını kendileri ortaya koydu” dedi. “Kürtler açısından darbe yapılsaydı da yapılmasaydı da fark eden bir şey yoktu” değerlendirmesinde bulunan Sınır, “Çünkü bu darbeden öncede her şeyi gördük. Tanklarla, toplarla kentler yakıldı yıkıldı, insanlar bodrumlarda öldürüldü. Uçaklarla bombardımanlar yapıldı. Bugün için bizim açımızdan değişen bir şey yoktu. En fazla tanınmış insanları cezaevlerine doldurup zulümlerini yapacaklardı. Onun için bence Kürtler bu olaydan ders çıkartmalıdır. Tüm siyasi gruplar birliklerini sağlama ve Kürt halkının geleceği yolunda ciddi düşünmek ve adım atmak zorundadırlar” dedi.
‘ÇATIŞMALAR DEVAM EDECEKTİR’
Geçmişteki darbelerle 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişiminin birbirlerinden farkı olduğunu söyleyen ÖSP MYK üyesi Nusret Maçin ise, “Bunu daha çok ordu içerisinde askeri ve bürokratik kesimin iç çatışması olarak değerlendirmek lazım. Zaten darbe Milli Güvenlik Kurulu’nun hem fikir olduğu bir bildiri değildi. Ben bu sürecin çatışma olmasa da yayılacağını, tutuklamaların AYM’de ve askeriyede devam edeceğini düşünüyorum” dedi. Bu girişimin şimdiden insanların yaşamını olumsuz etkilediğini belirten Maçin, “Sivil faşizmin sokakları işgal ettiğini görüyoruz. Kürdistan’da ise yıllardan beri zaten bir savaş kosepti var. Devletin Kürt hareketine karşı, devrimci hareketlere karşı darbeleri aratmayacak girişimleri var. Bu nedenle bu darbe girişiminin Kürdistan’da daha fazla ağır sonuçlar vereceğini düşünmüyorum” dedi. (Diyarbakır/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et