07 Mayıs 2012 12:38

Barajlar ve Gülen örgütlenmesi

’38 Dersim askeri harekat öncesinde de Dersim coğrafyasının dağlık ve zorlu olması göz önüne alınarak, “uygun yerlere bentlerin” yapılması hazırlanan raporlarda yer aldı. Bunun için de 1990’lı yılların ortalarında ihalesi başlatılan Hidroelektrik Santraller (HES) ve baraj inşaatı yapılmaya koyuldu. Ülke genelinde ger&cc

Barajlar ve Gülen örgütlenmesi
Paylaş

Şerif Karataş

 

MİLLİ PARKA BARAJ

Yapılmak istenen barajların bir kısmı da 1971 yılında koruma altına alınan ve “İlk Milli Park” ilan edilen Munzur Vadisi’nde yer alıyor. Bu yönüyle düşünüldüğünde Dünya üzerinde benzeri az bulunan kırmızı benekli alabalıkların türü de sona erecek. Bir doğa harikası olan ve efsanevi Munzur Gözeleri’nin kaynakları da artık görülmeyecek. Bölge insanının hafızasında derin izler bırakan, efsanesiyle dilden dile kuşaktan kuşağa aktarılan Munzur gerçeği, onlarca metre derinliklere gömülecek. Kar yağışının azalması nedeniyle olumsuz biçimde etkilenecek olan Munzur Vadisi’nin doğal ve sağlıklı iklim dengesi ise altüst olacak. Yine söz konusu barajların ve HES’lerin yapılması durumunda yeni bir göçü de beraberinde getirecektir. 60’tan fazla köy sular altında kalacak ve toplam 84 köy ahalisi zorunlu olarak göç edecek. Yine en çarpıcı olan ise, 1. Derece Deprem Kuşağı’nda olan Munzur Vadisi Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde olduğu düşünüldüğünde beraberinde getireceği riskler ise aşikardır. Söz konusu barajların ömürlerini  30-40 yıl içinde dolduracağı düşünüldüğünde ise vadi geleceğe bir bataklık olarak kalacak. HES’lere ve barajlara karşı Dersimlilerin mücadelesi ise sürüyor. Başta miting ve yürüyüşler yapan Dersimlilerin verdiği mücadeleye, demokrasi güçleri ile çevre örgütleri de destek veriyor. Tepkilerini her defasında dile getiren Dersimlilerin verdiği hukuk mücadelesi sonucu Milli Park alanı olan Munzur Vadisi üzerinde barajların yapılmayacağına yargı da karar verdi. Dersimliler, yargı kararının uygulanmasını istiyor.

GÜLEN DEVLET ELİYLE ÖRGÜTLENİYOR

Dersimlileri “Alevi” olarak görmediğini söyleyen ve “dinsizlikle” suçlayan Fethullah Gülen’in internet ortamına düşen ses kaydında, “Açtığımız okullarda orada ve kurslarda bunlarla diyalog kurabiliyoruz. Bu sertlikleri, dalgayı kırma imkanı oluyor” diyerek Dersim’e yönelik cemaat örgütlenmesini dile getiriyordu. Dersim’de yaşanan cemaat örgütlenmesini Eğitim Sen Dersim Şube Sekreteri Hanefi Bekmezci’den dinleyelim: “Gülen cemaati faaliyetlerini 2000’li yıllarda başlatıyor. Bunlar Dersim’de ilişki bularak, okul açma girişimiyle başladı. Tabii bunları Özel Erkam A.Ş, aracılığıyla yapılıyor. Öncelikle Munzur İlköğretim Koleji açıldı. O dönem  Eğitim Sen olarak, Milli Eğitim Bakanlığı ile Erkam Şirketi arasında yapılan ve gizli tutulan yazışmayı deşifre ettik. Kamuoyuna açıkladık. Yeri fen lisesine tahsis edilen yerin Erkam Şirketine hibe edildiği ortaya çıktı. Tabii bununla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı Müfettişleri raporları hazırladı. Bu raporlarda, ise “Dersim’de fen lisesinin açıklamasının dayanakları olmadığı, “öğretmen açığı vardır”, gibi objektif olmayan raporlarla, Erkam şirketine tahsis ettiler. İşte bundan sonra okul açıldı. Eğitim Sen’le yaptığımız çalışmalar sonucunda, Milli Eğitim Bakanlığı sıkıştığı için başka bir yerde Fen lisesi açmak zorunda kaldı. Okulların açılmasıyla birlikte ilköğretimle başladılar, lise ve anadolu lisesi ve sonrasında ise Eren Anaokulunu açtılar. Bunu yaparken, de toplumla da ticari ilişkileri de kurdular. AKP’nin de yaptığı gibi kendilerine yandaş kurdular. Burada basketbol, futbol kulüpleri açtılar. Kurslar açtılar. Bunları ücretsiz bir şekilde verdiler. Bunlar toplumda sempati yaratmak için yapıldı. Bizim eksik kaldığımız yerleri onlar gidermeye çalıştı. Sonrasında ise dershane açtılar. İlk olarak ilköğretim ve sonrasında üniversite hazırlık için dershane açıldı. Empati kurmak için örneğin dershanenin ismi Haydar idi tepkiler üzerine Nehir Dershanesi yapıldı. İlköğretim okulunun ismini Munzur koydular. Bilinçli bir şekilde bu isimler kullanıyor. Alevilikte yaygın kullanılan isimleri kendi amaçları için kullanıyorlar. Devlet kurumları tarafından Kutlu doğum haftaları kutlanması birden ayyuka çıkmaya başladı. Kutlu doğum haftası kullanıyor diyecek şekilde getirildi. Tabii bunun için de yarışmalar yapıldı. “Peygamberimi ve dinimi öğreniyorum” adı altında bir kitap neredeyse tüm evlere dağıtıldı. Gülen, video kaydında belirttiği gibi insanların sanki dini inançları yokmuş gibi İslamiyet’le terbiye edilmesi için faaliyetler yapılmaya başlandı. Aşure dağıtımı eğitim öğretim kurumları tarafından yapılıyor. Cemeevini kabul ediyorlar ama içini boşaltıyorlar.” Dersim’e yönelik yaşanan katliam politikalarını dile getiren Bekmezci, “Günümüzde ise kültürel ve inançsal olarak asimile edilmeye çalışılıyor. Çünkü belleksiz bir toplumu yönlendirmenin daha kolay olduğunu biliyorlar. Toplumun inancını ve kültürüne saygıları varsa olduğu gibi kabul ederler. Ama bunun yanına baraj yapımını ve köy boşaltmalarını ekliyoruz. Ve son olarak da Gülen örgütlenmesi geliyor. Özetle, bu da tamamen Dersim’in insansızlaştırılmak istendiğini ortaya koyuyor. Dersim’i Kürt Kızılbaş inancın merkezi kabul edersek saldırıların planlı ve organize olduğu ortaya çıkıyor” diyor.


DERSiMLİLERİN TALEBİ

* Devlet, Dersimlilerden resmen özür dilemeli.
* Devlet arşivlerinin tümü araştırmacılara açılmalı.
* Başta Dersim olmak üzere değiştirilen tüm köy, ziyaret gibi isimler iade edilmeli.
* Dersim’de zorla alıkonulan ve ailesinden uzaklaştırılan çocuklarımızın listesi açıklanmalı.
* Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri açıklanmalı.
* Dersim sürgünlerinin toprakları iade edilmeli.
* Dersim’de coğrafyamıza dönük olarak barajlarla yok etme politikalarına son verilmeli.
* Asimilasyon ve inkar politikalarına son verilmeli.


ENDEMiK TÜRLER YOK OLACAK

Hayli zengin bir bitki florasına sahip olan Munzur Vadisi’nde; 79 familyaya ait 284 cins ve 477 tür ve tür altı takson yer alıyor. 55 bitki türü sadece vadide yetişen endemik bitkilerdir.

Munzur Vadisi, 228 endemik bitki türü olan, 141 bitki türü olmak üzere toplam 1500 civarında bitki örtüsüne sahip. Yok olma tehlikesi yaşayan bitki türünden dünyada sadece vadide yetişen 12 Avrupa’da da sadece vadide yetişen 109 bitki türü yok olacak.

-BİTTİ-

evrensel.net

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Tiyatrocular özelleştirmeye karşı çalıştay yapacak

SONRAKİ HABER

Türkiye’de (gladyo) kontgerillanın kuruluşu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa