20 Temmuz 2016 01:45
/
Güncelleme: 04:08

Boydak işçilerinin gözünden darbe girişimi

Bir grup Boydak İşçisi
Kayseri

Merhaba Evrensel okurları;
Darbe haberini aldığımız sıralarda birçok işçi bizi de arayarak, “Ne yapacağız?” diye sordu. İşe gitmemizin ne kadar doğru olacağı herkesin aklında bir soru işareti olarak kalmıştı. Bunun üzerine hem bizim fabrikamızda hem diğer fabrikalarda bölüm şefleriyle birlikte yöneticilere, memleket bu durumdayken rahatsız olduğumuzu söyleyerek ziyarette bulunduk. Ziyaretlerimiz sonrasında servisler kapının önüne getirildi ve Kayseri Cumhuriyet Meydanı istikametine doğru yol aldı. Bu mektupla birlikte sizlere bir dizi gözlemimizi  aktarmak istedik.

BOYDAK İŞÇİSİ DARBEYE HER ZAMAN KARŞI ÇIKACAK!

AKP’nin değil de vatandaşın darbeyi durdurduğu hangi siyasi görüşten olursa olsun tüm işçilerin neredeyse ortak düşüncesi. Çok basit olarak bu durumu şöyle açıklayabiliriz: Boydak işçileri farklı görüşlere sahip olsa da hepsi alana çıktı. Hatta bu hareket durulduktan sonra hangi partinin ‘Darbeyi biz engelledik’ derse yanılacağı ve yanlış yapacağı düşüncesi de konuşuldu. ‘Senaryo’ ihtimali olarak gören bazı kesimler de yok değil, ancak esas ana kesim ‘senaryo’ olmadığı düşüncesinde.
Bilindiği gibi Boydak ve Cemaat arasında ilişki olduğu üzerine de bugüne kadar çokça duruldu. Fabrikamızda Cemaatçi olarak bilinen bazı isimler de bizimle mitinge geldi. Boydak’ın işçilere izin vermesi, “Hükümetle arasını düzeltmek için mi yoksa gerçekten darbeye karşı mı?” sorusunu gündeme getirdi. Rusya ve benzeri ülkelerle ilişkiler bozulduktan sonra mal satışında sıkıntılar olduğu bir gerçek. Bu nedenle Boydak’ın darbeyi desteklemeyeceği düşünülüyor. Ayrıca “Sıkıntılı hali darbe daha mı kötü yapacak?” diye tartışılmaktadır.

Ancak her ne olursa olsun esas çıkartılan sonuç işçilerin bu ülkede önemli bir pozisyonu olduğunun yeniden ortaya çıkması oldu. “İşçiler darbeyi durdurabilir”, “Vatandaş birleşirse karşısında tank, top duramaz” düşüncesi yaygınlaştı. Mesela, AKP’nin ve polislerin tedirgin olduğu güçlerinin yetmediği halkı sokağa çağırmalarıyla birlikte ortaya çıktı. Bu durum halkın kendisini bir yere koymaya teşvik etti. Tabii sokağa çıkan bazı kesimlerin askerin başını kestiğine dair haberler ise fabrikada birçok işçiyi öfkelendirdi. Darbecilerin cezalandırılması gerektiği düşüncesi var ancak herkes gibi Boydak işçisi de erlerin infaz edilmesine karşı çıkıyor. İdam isteyen işçiler de var, hukuk etrafında yargılansın diyen işçiler de... Ancak idam isteyen bazı işçilerin sözü AKP’ye muhalif olan kesimlerin liderlerinin de idamına getirmesi, oluşan birliğe karşı provokatif bir değerlendirme olarak görüldüğü için birçok kesim tarafından karşı çıkıldı. Ayrıca sadece darbeciler ile sınırlı kalmayacağı konusunda korkular var.

YENİ BİR PROPAGANDA DOLAŞIYOR!

Fabrika içerisinde bugünlerde darbeyi yapanların şimdi de Alevi, Kürt mahallelerinde bomba patlatıp iç savaş çıkartacağı yönünde tartışmalar dönüyor. Ancak ne yazık ki Cumhurbaşkanı Danışmanının halkın silah için ruhsat kolaylığı talebi olması da kafa karıştırıcı bir diğer tartışma oldu.
Tüm fabrikanın olmasa da bizim de düşüncelerimizi kısaca açıklamak isterim. İç savaş, darbe vb. tüm tehlikeleri ancak halkın bir arada olmasıyla çözebileceğimizi gördük. Bu saatten sonra ayrıştırıcı, ezmek üzere politika izleyen kim olursa darbeyi yeniden canlandırmak isteyen o denilecektir. Demokrasi mücadelesine karşı çıkanlar umarım az kalmış bir demokrasinin bile ne kadar faydalı olduğunu görmüşlerdir diye umuyoruz. Ne kadar çok demokrasi büyür, demokratik mücadele artarsa o kadar çok iç savaş tehlikesi, darbe olasılığı kalkar. Bu sözlerimizi fabrikada söylediğimde bazı arkadaşlar bize, “Darbeciler demokrasi mi getirecekti?” diye tepki gösterdi. Sözlerimizin öyle anlaşılmasını istemiyoruz. “Ancak darbeciler demokratik olmayan koşullardan yararlanır” düşüncesine sahip olduğumuz için bunları söyleme ihtiyacı duyuyoruz. Çıkartılan en önemli ders umarım ayrıştırıcı politikaların artması değil, birlik ve beraberliğin güçlenmesi olur. Burada işçilere düşen büyük rol olacağı inancına sahibiz.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yağma iklimi

Yağma iklimi

Enerji şirketlerinin patronlarının bizzat yönetimine girdiği Saray iktidarı, “iklim değişikliğiyle mücadele” adı altında sermayeye yeni kaynak aktarma hazırlığında. İktidarın Meclise getirdiği tasarıya göre karbon emisyonu ticareti sistemi kurulacak, “atmosferi kirletme hakkı” alınıp satılan bir mala dönüşecek. Sistem karbon ticareti zenginleri yaratırken, halka zehir kalacak.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
CHP'li belediyelere silkeleme ve sabah dörtte operasyonlar yapılırken AKP'li Sincan Belediyesine Cumhurbaşkanlığı bütçesinden 30 milyonluk bağış yapıldığı iddia edildi.

Evrensel'i Takip Et