Olağanüstü hal (OHAL) ilanından sonra sendikacılık
OHAL'in verdiği yetkiye göre valiler, sendikaların tüm toplantılarını, yayınlarını, yapacakları tüm açıklamaları durdurabilir, yasaklayabilir.
Dr. Murat ÖZVERİ
Çalışma Ekonomisi Doktoru/Avukat
Olağanüstü hal 21 Temmuz 2016 tarihinden itibaren yürürlüğe girdi. Anayasaya göre iki durumda olağanüstü hal ilen edilebilir. Birincisi anayasanın 119. maddesinde düzenlenen “Tabii afet ve ağır ekonomik bunalım sebebiyle olağanüstü hal ilanı”, ikincisi ise anayasanın 120. maddesinde düzenlenmiş olan “Şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması sebepleriyle olağanüstü hal ilanı”dır.
Resmi gazete de yayımlanan 2016/9064 karar sayılı olağanüstü hal ilan kararı Anayasanın 120, 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu’nun 3/b bendine dayanıyor. Yani ilan edilen olağanüstü halin gerekçesi “Şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasıdır.”
Anayasanın 120. maddesine göre; “Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması hallerinde, cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Milli Güvenlik Kurulunun da görüşünü aldıktan sonra yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde, süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilân edebilir.”
Olağanüstü hal ilanına ilişkin kararda dayanak gösterilen Olağan Üstü Hal Kanunun 3/b maddesi de anayasanın 120. maddesini tekrarlayarak “Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması hallerinde, Milli Güvenlik Kurulunun görüşünü de aldıktan sonra” olağanüstü hal ilan edilebileceğini hükme bağlamıştır.
Olağanüstü Hal Kanunu’nun “Şiddet Hareketlerinde Alınacak Tedbirler” başlıklı 11. maddesi 21 Temmuz 2016 tarihinden itibaren üç ay süreyle uygulanacak olağanüstü hal döneminde il valilerinin alabileceği tedbirleri sırlamıştır.
1. Valiler sokağa çıkmayı sınırlayabilir veya yasaklayabilir. Yani seyahat özgürlüğüne sınır getirebilir.
2. Valiler “belli yerlerde veya belli saatlerde kişilerin dolaşmalarını ve toplanmalarını, araçların seyirlerini” yasaklayabilir. Bu belirli yerlerin nereler olduğuna valiler karar verecektir.
3. Valilere tanınan bir diğer genişletilmiş yetki her hangi bir yargı kararı olmadan “kişilerin; üstünü, araçlarını, eşyalarını aratmak ve bulunacak suç eşyası ve delil niteliğinde olanlarına el” koymaktır.
4. Valiler “gazete, dergi, broşür, kitap, el ve duvar ilanı ve benzerlerinin basılmasını, çoğaltılmasını, yayımlanmasını ve dağıtılmasını, bunlardan olağanüstü hal bölgesi dışında basılmış veya çoğaltılmış olanların bölgeye sokulmasını ve dağıtılmasını yasaklamak veya izne bağlamak; basılması ve neşri yasaklanan kitap, dergi, gazete, broşür, afiş ve benzeri matbuayı toplatmak” yetkisine sahiptir.
Sendika yayınları, sendika dergileri, sendika dergisi özel sayıları, sendika örgütlenme kampanyalarına ilişkin duyurular valilerin, basılmasını, dağıtılmasını yasaklamak veya izne bağlamak yetkisi içerisinde kalan basılı eserlerdir.
5. Valiler, “Söz, yazı, resmi, film, plak, ses ve görüntü bantlarını ve sesle yapılan her türlü yayımı denetlemek, gerektiğinde kayıtlamak veya yasaklamak” yetkisine sahiptir.
6. Valiler kapalı veya açık yerlerde sendikaların yapacakları toplantıları, gösteri yürüyüşlerini yasaklayabilecek, erteleyebilecek, izne bağlayabilecek, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yapılacağı yer ve zamanı belirleyebilecek, yer tahsis edebilecek, izinli olsa dahi her türlü toplantıyı izletebilecek, gözetim altında tutabilecek ve dağıtabilecektir.
7. Valiler, işçinin kendi istemesi, işçinin emekli olması, belirli süreli iş sözleşmesinin sona ermesi, 4857 sayılı Yasa’da düzenlenen ahlak ve iyi niyet hallerine uymayan durumlar (tazminatsız feshi gerektiren durumlar) dışında işçi çıkartılmasını üç ayı geçmemek üzere izne bağlayabilecek veya erteleyebilecektir.
8. Sendikaların faaliyetlerinin durdurulmasına ilişkin Olağanüstü Hal Yasası’nda hüküm bulunmamaktadır. Ancak, Olağanüstü Hal Kanunu’nun 11/o bendi valilere, “dernek faaliyetlerini; her dernek hakkında ayrı karar almak ve üç ayı geçmemek kaydıyla” durdurma yetkisi vermiştir. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nda hüküm bulunmaması halinde 80. maddeye göre Dernekler Kanunu’nun Sendikalar Kanunu’na aykırı olmayan hükümlerinin uygulanabileceğini belirtmiştir.
Sendikalar Kanunu’nun 31. maddesinde de sendikaların ancak yargı kararı ile kapatılacağı hükmü getirilmiştir. Dolayısıyla sendikaların yargı kararı olmadan faaliyetlerinin durdurulması Olağanüstü Hal Kanunu’na göre de olanaklı değildir.
9. Sendikaların grev kararlarını uygulamalarına grevler Bakanlar Kurulu kararı ile ertelenmediği sürece yasal bir engel yoktur. Eğer ertelenmemişse olağanüstü hal ilanına karşın sendikalar grev kararlarını uygulayabileceklerdir. Ne var ki, valilere tanınan yetkileri anımsadığımızda kağıt üzerinde uygulanabilir görünen grevlerin fiilen uygulanması olanaksız hale getirilebilecektir.
Grev yerinde işçilerin toplanmasına izin verilmeyerek, grevin nedenlerini haklılığını anlatan basılı yayınların dağıtımına izin verilmeyerek, kapalı toplantılar dahil her türlü toplantı yasaklanarak fiilen etkili bir grev uygulanması yapılması önlenebilecektir.
10. valilerin olağanüstü hal yasasından kaynaklanan bu yetkilerini kullanarak yaptıkları işlemlere karşı açılacak idari davalarda yürütmeyi durdurma kararı verilemeyecektir. Yürütmeyi durdurma kararı verilemediği için yargı sonradan iptal kararı verse de pratik bir yarar kalmayacaktır.
Sonuç olarak, olağanüstü halin uygulandığı süre boyunca valiler gerek görürlerse, Olağanüstü Hal Yasası’nın kendilerine verdiği yetkiye dayanarak, sendikaların her kapalı veya açık toplantısını, yaptıkları her yayını, yapacakları tüm açıklamaları durdurabilecek, erteleyebilecek veya yasaklayabilecektir.