Genç kadın savaşçılar Nazilere karşı
Sakindi Oranın Şafakları
Başak BAYRAKER
İstanbul
Nazilere karşı savaşmış Sovyet yazar Boris Vasilyev’in kaleme aldığı Sakindi Oranın Şafakları, Başçavuş Vaskov’un komutasındaki genç kadın savaşçıların Nazilere karşı zorlu mücadelesini anlatıyor. Halk arasında savaşa ve savaşçılara yapılan değerlendirme genelde, onların her daim soğukkanlı, katı ve savaşmaya içten gönüllü oldukları yönünde olsa da bu roman, karakterlerin savaştan önceki yaşamlarına dair kesitler sunarak onların iç hesaplaşmalarını, savaşa olan bakış açılarını okuyucuya aktarıyor. İnsan yapısının savaş ortamına aykırı oluşunu ele alan Vasilyev, savaşçıların bu aykırılığa rağmen zorlu koşullarda dahi sergiledikleri mücadeleci tutumu baskın bir şekilde ortaya koyuyor. Aynı zamanda kadın-erkek ilişkilerine de mizahi bir hava katarak değiniyor. Romanda, kadınların ‘narin ve hassas doğasını’ göz önünde bulundurarak uyarılar ve yönlendirmeler yapan Başçavuş’un en çok zorlandığı konulardan biri de budur. Öte yandan okuyucuyu en çok da Başçavuş’un kadın savaşçılarla ilişkisi güldürüyor. Kadınların -savaş ortamı da olsa- yapıları gereği kendi aralarında gülüşmeleri, birbirleri ile yarışa girmeleri, ufak tefek dedikoduları ve bunların çoğunun içeriğinin Başçavuş olması, Vaskov’u çileden çıkartsa da gerekli uyarılarını yaparken bir kadınla konuştuğunun bilincinde olup kelimelerini süzgecinden geçirmeyi de ihmal etmiyor. Kadın savaşçıların kadınsal yapılarına sıkça değinildiği halde bu yapılarına ve zorlu koşullara rağmen faşizme karşı mücadele etmekten geri çekilmemeleri, birlik ve beraberlikten ödün vermemeleri de kadın mücadelesinin ve gücünün önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Bunun yanı sıra karakterlerin çoğu savaştan canı yanmış ancak kendini ister istemez tekrar savaşın içinde bulmuş kişilerdir.Yoksulluktan, şefkatsizlikten, aşktan, savaşta verilen kayıplardan, öfkeden, kimininse kimsesizliğinden yolu düşüyor cepheye. Faşizme karşı mücadele onları bu iç hesaplaşmalardan soğutup, onurlu bir amaca yönlendirse de nitekim savaşın kendisi oldukça zor ve kahramanlarımızın zorlandığı anlar da kitapta çok gerçekçi anlatılmış.
BİRLİK VE DAYANIŞMA İLE...
Cepheden uzak demiryolu istasyonuna yakın bir ormanda, zorlu koşullarda az cephanelik çok birlik ve dayanışmayla istedikleri sonuca istemedikleri şekilde ulaşan Kızılordu, hikayede çokça kayıp veriyor. Yoldaşlarının katline bire bir tanık olan askerler büyük bir üzüntü ve öfke içinde olsalar da savaş koşullarında soğukkanlı olmaları gerektiği için bunları bastırmaya çalışıyor.
Askerler bu süreç içerisinde fiziksel olarak bulundukları savaş ortamı yetmezmiş gibi kendilerini sancılı bir psikolojik savaş içerisinde de buluyor lakin dövüşmekten, direnmekten ve yaşamlarını mücadele uğruna feda etmekten geri kalmıyor. İnsan hayatının bunca değersizleştiği ve bu durumun sıradanlaştırılmaya çalışıldığı bir dönemde, art arda yapılan bombalı saldırılara, haftalarca süren sokağa çıkma yasaklarına, kişi iradesine ve ifade özgürlüğüne yapılan saldırılara karşı, zor ve feryatlara sağır kalmış insanların yoğun olduğu bir dönemde yaşam mücadelesinin tam ortasında kalan insanları daha yakından tanımak ve barışın ne denli anlamlı ve gerekli olduğunu bir kez daha incelemek için, okunması gereken romanların başında gelen bir romandır Sakindi Oranın Şafakları.