Bir büyüme hikayesi: Beni beklerken
Gazeteci Yazar Sibel Oral ilk kez 2006’da çıkarttığı 'Beni Beklerken' romanını yeniden gözden geçirerek yayımladı.
Eylem AYDOĞDU
İstanbul
Gazeteci Yazar Sibel Oral ilk kez 2006’da çıkarttığı “Beni Beklerken” romanını yeniden gözden geçirerek yayımladı. Sibel Oral, “Beni Beklerken” kitabında öncelikle bizi, kitabın baş karakteri olan, sevgiye, normalleşmeye, herkes gibi olmamaya çalışan, bir annenin şefkatiyle tanışmamış karakteri Özlem’le tanıştırıyor. Özlem, yolunu kaybetmiş, doğduğu günden beri “kayıp” kelimesinin gölgesinde büyümüş, varoluşu, aşkı, sevgiyi zaman zaman seven, zaman zaman yargılayan, zaman zaman da nefret eden bir genç kız… Ve bu genç kızı sabırla seven -her ne kadar biyolojik annesi olamasa da- iyi bir ebeveyn tablosu çizen kitabın renkli karakterlerinden bir diğeri olan Bayan X, takip ediyor.
BİR ROMANI SEYREDALMAK
Bayan X, “Beni Beklerken” romanında Özlem’in tüm sorularının cevabını arayan, ona her defasında yardım etmeye çalışan, Özlem’in dünyasında “kenar süsü” olmayı kabullenen, Özlem’e yeri gelince arkadaş, yeri gelince otoritesini koruyan anne, yeri gelince sıkı bir dost olan Bayan X, aslında Özlem’in neredeyse eli kolu… Özlem’in kendisine dayanamadığı zamanlarda dahi her yeni güne sıfırdan bir sevgiyle uyanan Bayan X’in, bu sabrı, her soruya cevap bulma çabasının sebebi, sorulardaki “sorunun” kendisi olduğunu sanmasından kaynaklanıyor olabilir mi? Özlem’in “kayıp” geçmişindeki gizlerinin hezeyanları, havada asılı kalan ucu açık “çözüm gibi” sunulan çözümsüzlükler, isminden dahi nefret etmesindeki asıl sebep- sebepler neler? Adına karşı duyduğu nefreti Beni Beklerken’de “Ben babamın tek aşkının adıyım” diye dile getiren Özlem, kendi annesinden mi, yoksa aşka hasret kalan babasının Bayan X’e olan özlemini simgelediğinden mi bahsediyor? Zorla hayatına giren ve daha sonra hayatından çıkaramayan tek arkadaşı Duygu’nun kendisini annesi olarak görmesi, Özlem’i tedavi edecek bir duygu olamaz mı? Kimseye karşı göstermediği sabrı tek arkadaşı Duygu’ya göstermesindeki sebep yalnızlıktan ve aslında kendisine ve çevresine verdiği huzursuzluktan kurtulma isteği olabilir mi? Sayısı fazlalaşacak sorular akla getiren “Beni Beklerken” romanı okumaktan çok, hızlı ilerleyen olay örgüsü sayesinde insanda seyre dalma duygusu uyandırıyor.
SORUNLAR VE ALGILAYIŞLAR
Sibel Oral’ın günümüz gençlerinin ve ebeveynlerinin davranışlarını, hayatı yorumlamalarını analiz edebileceğimiz “Beni Beklerken” kitabında bir annenin olmamasından, bir çocuğun büyüme evresindeki kayıplarını gözler önüne seren hikayesiyle okuyucuyu gerçeğin içine çekiyor. Yazar, sevginin ve şefkatin yerini maddenin alamayacağını da anlatımında yer veriyor. Ayrıca, günümüz gençlerinin ebeveynleriyle yaşadıkları sorunları, sorunları algılayışlarını pedagojik bir bakış açısıyla da hikayesini renklendiriyor. Sibel Oral, derdini ağdalandırmadan, farklı odacıklara girmeden, süslemeden, bir nevi “fazla yalın” denilebilecek bir üslupla noktalıyor. On8 Yayınevi’nden çıkan roman, hem gençlere, hem de ebeveynlere kendi hayatlarına uzaktan bakma şansını tanıyor.