İshak Karakaş’ın ilk kitabı: Barışa 100 Adım
Fehim Işık, İshak Karakaş’ın Halkın Nabzı gazetesindeki barış temalı yazılardan oluşan Barışa 100 Adım isimli kitabını yazdı.
Fehim IŞIK
İshak Karakaş’ın ilk kitabı ‘Barışa 100 Adım’ yayımlandı. Kitap, Nabız Yayınevi’nin de ilk kitabı. Günlük, Özgür Gündem, Evrensel ve Halkın Nabzı gazetelerinde makaleleri yayımlanan, televizyon programcılığı yapan, belgeseller hazırlayan, birçok tanıtım ve halkla ilişkiler organizasyonuna imza atan Karakaş’ın kitabındaki makalelerin tümü 3 yılı aşkın bir süredir yayınını sürdüren Halkın Nabzı gazetesindeki barış temalı yazılardan oluşuyor.
Kitabın önsözünü iki yazar kaleme almış. Kendisi de bir Diyarbakır sevdalısı olan Karakaş’ın kitabına önsöz yazan yazarlardan ilki Diyarbakır’ın modern bilgesi Şeyhmus Diken. Sevgili Diken kitabı yazmadan önce Karakaş’a dikkat çekiyor, onu şu sözlerle tanıtıyor: Televizyon programcısı, gazeteci, barış aktivisti ve yazar... Çok kimlikli ve çok şemsiyeli bir Kürt...
Diken, Karakaş’ın Kürtlüğüne de değiniyor: Kürt dedimse “daraltıcı” bir etnik kimlik olarak düşünmeyin. Bir ayağı sıkça Kürdistan toprağında olsa da, o bir “İstanbul Kürdü...”
Barışa 100 Adım’a önsöz yazan bir diğer Diyarbakırlı yazar da Nurcan Baysal. O da kendi alanına uygun, yazarlığının yanı sıra barış aktivisti olmanın da sorumluluğuyla yazısında bir halkın barışa olan özlemini dile getirip akabinde kitaba değiniyor. Dedikleri şöyle: Barışa 100 Adım’da özgür bir halkın, toprağın rüyalarına eşlik edeceğiz. Bu rüyaların gerçekleşmesi için arşınlanması gereken yollardan geçeceğiz.
Daha önce yazılmış makalelerin bir araya getirilip kitap yapılması birçok kez eleştiri konusu olur. Ancak burada farklı bir seçim var. Karakaş’ın tüm makaleleri, başta da dediğim gibi barış temalı yazılarından oluşuyor. Bu aynı zamanda yazarın barışı ne kadar içselleştirdiğinin, savaşın hayatları bunca zehir ettiği bir dönemde bile barışa olan inancın yansımasıdır kuşkusuz.
İshak, meşakkatli bir çocukluk ve gençlik dönemi geçirmiş. Yaşamının her evrensinde çalışmış. Çocuk yaşta en ağır işçilikleri yapmış. Gençliğinin önemli bir bölümü kamyonlarda ilk etapta muavin, akabinde şoför olarak yollarda geçmiş. Tüm bu meşakkatlere rağmen okumaktan vazgeçmemiş, nihayetinde ömrünün 50’li yaşlarında bile onca işinin yanı sıra üniversite öğrenciliğini sürdürecek kadar okumaya aşık olmuş.
İshak’ın bir diğer özelliği daha var: Girişkendir; aklında “Şu işi başaramam” diye bir kuşku yoktur. En akıl almadık işlerde bile, öne atılır ve o işi yapar; başarır da. Medeni cesareti yüksektir.
İshak’ın bu kişiliğini kitapta da görmek mümkün. Yazıları, adeta onun kişiliğinin dışa vurumudur. İnatçı bir barış savaşçısıdır. Barışı savunmanın bedeli ölüm bile olsa onu çekinmeden yazandır. Bu özelliğini kitabın ilk yazısı olan ‘Bir Tanım, Bir Karar’da ana dili Kürtçeyi savunurken de, Ahmet Kaya’nın barış savunuculuğunu kaleme aldığı ‘Ahmedo’ yazısında da, kitabın son yazısı olan Cizre bodrumlarında katledilen sivil aktivistlere duyarsızlığı irdelediği ‘Devlet ve Afet’ yazısında da, velhasılıkelam kitabın tüm makalelerinde de görmek mümkün.
İshak barış temalı yazılarında barışın tesisi için gerekli siyasal önermelerde de bulunuyor. Halkların bir arada özgür ve eşit biçimde yaşayacağı çözüm yaklaşımları, neredeyse tüm makalelere rengini veriyor.
Dedik ya, Barışa 100 Adım Nabız Yayınevi’nin de ilk kitabı. Ancak ne yazar, ne de yayınevi bu kitaptan bir kazanç elde etme peşinde değil. Daha kitap yayımlanmadan kitabın tüm gelirinin Kürdistan’da yaşamları yok edilen, evleri yıkılan ailelere verileceği açıklanmıştı. Bugünlerde kitabın satışının tamamlanarak gelirin Rojava Yardımlaşma Derneğine, Kardeş Aile Kampanyası’na ulaştırılması için hummalı bir çalışma yürütülüyor.
Ne mi yapabilirsiniz?
Kitabı bir an önce satın alarak hem barışın ne kadar elzem olduğuna dönük duru düşünceleri okursunuz, hem de gelirinin çok doğru bir yere gideceğine inanarak siz de Kürdistan’da yok edilmek istenen yaşamların efsanevi direnişine bir tuğla ile katkıda bulunabilirsiniz...