6 Ağustos 2016 10:34

Aylin AKÇAY 
Psikolog

Cinsel suçlara karşı hadım yasası uzun zamandır çeşitli aralıklarla gündeme gelen bir tartışmaydı. AKP sonunda, bu alanda en etkin mücadele verenlerin sözünü bir tarafa bırakarak hadım yasasını çıkardı. 
Cinsel suçlara hadım cezası getirmek, bu gibi suçların temelinde cinsel dürtü bozukluğunun olduğunu, bireylerin cinsel isteği azaltıldığında ya da ortadan kaldırıldığında bu sorunun da ortadan kaldırılacağı yaklaşımına dayanıyor. 
Oysa, tecavüz de dahil olmak üzere cinsel suçları bu denli yaygınlaştıran ne kontrol edilemeyen cinsel dürtüler ne de “birtakım hastalıklı” insanlar. Kadın erkek eşitliğinin reddedildiği, kadının hakları olan bireyler olarak görülmekten çıkarıldığı, kadınlara hükmetmenin ve onları denetim altına almanın her türlü mekanizmayla olağanlaştırıldığı sistem...  Dolayısıyla cinsel suçların hadım yasasıyla ortadan kaldırılacağını iddia etmek ve bu yönde düzenleme yapmak, meseleyi bireysel kontrollere ya da hastalıklara indirgemek olduğu gibi, gerçekte sorunun üstünü kapatmaktan başka anlam taşımıyor. Cinsel suçlarla ilgili alınacak önlemler konusunda gram adım atmayanların, cinsel şiddetle mücadelede kriz merkezleri kurmak için bir adım yol gitmeyenlerin, çocukların erken yaşta evlendirilmesinin ve çocuk tecavüzlerinin önünü açacak yasal düzenlemeleri önümüze getirenlerin, kadınlarla erkelerin asla eşit olamayacakları sözlerini gözümüze sokanların, hadım yasasıyla, kadınları ve çocukları korumayı murat ettiklerini düşünmek mümkün değil.

CİNSEL ŞİDDETİ ANLAMAK
Virginia Commonnwealth Üniversitesi’nde sosyoloji profesörü olan ve üniversitenin kadın çalışmaları bölümünün de başkanlığını yapan Diana Scully, tecavüz suçundan cezaevinde yatan tutuklu erkeklerle yaptığı görüşmelere dayandırdığı araştırmasını kitaplaştırdı. Cinsel Şiddeti Anlamak başlığıyla Türkçe’ye de çevrilmiş bu kitaptaki araştırma verileri, bizzat tecavüzü gerçekleştirenlerin anlatımlarıyla, meselenin birkaç hasta insan tarafından yapılan kuraldışı hareketlerden çok daha ötesinde olduğunu gösteriyor. 
Çalışmanın ortaya serdiği gerçek, tecavüzcülerin tecavüzü hangi biçimde gerçekleştirmiş olurlarsa olsunlar tecavüz ettikleri kadınları hiçbir zaman hakları olan bireyler olarak görmedikleri bilgisi. Bazıları tecavüzü gündelik hayatın bir parçası ve “abartılmayacak bir şey” olarak görürken, bazıları elde edemedikleri isteksiz kadınları ele geçirmenin bir aracı olarak kullandıkları bir taktik, hatta bir hak olarak görüyor. Bazıları kadınlara hadlerini bildirmek, cezalandırmak, aşağılamak ve onları denetim altına almanın bir yöntemi olarak görüyor. Ve bu yolla kendi güçlerini de ispatladıkları ve bu duyguyla tatmin oldukları bir eylem. Ama her koşulda kadınları hakları ve duyguları olan insanlar değil, birer hedef, kullanılması ve ele geçirilmesi gereken nesneler olarak gördükleri bir tablo. 
Araştırmadaki hemen hiçbir erkek, tecavüz suçu nedeniyle hapse gireceğini düşünmemiş bile. Tecavüzü daha çok ödüllendirici ve düşük riskli bir eylem olarak algıladıklarını ortaya koyuyorlar. 
Yani tecavüzcülerin kendi ifadeleri de, meselenin cinsel dürtü meselesi olmadığını, çok daha ötesi olduğunu ve oraya odaklanmadan cinsel suçlarla mücadele edilemeyeceğini gösteriyor. 

ADALET BEKLENTİSİ KARŞILANMALIDIR
Hadım yasasını onaylayanlar da olduğunu biliyoruz. “Hadım az bile, hatta idam edelim”e kadar bile götürülebiliyor tartışma. Onay verenler içinde en anlaşılır olan cinsel suçlara maruz kalmış olanların değerlendirmeleri olabilir. Travmatik bir deneyimin üstesinden gelmede adalet duygusu önemli bir yer tutar. Adaletin olmadığı, yerini bulmadığı yerde ise iyileşme istenildiği düzeyde olmayacağı gibi hissedilen öfke duygusu beklentileri bu gibi yönlere çevirebilir. Bu nedenle, suça maruz kalmış olanların, suçluların adil bir karşılık aldığını görmesi önemlidir. Haksız tahrik indirimlerinin, salıverilmelerin bu nedenle hukuken olduğu kadar suça maruz kalanlarda bırakacağı etki de ağırdır. Suça maruz kalanların her türlü destek mekanizmasından yararlanması, aynı zamanda adaletli bir hukuk sistemi ayrıca bu nedenle de önemlidir.  

Evrensel'i Takip Et