Hadım cezası, istismar ve cezasızlığı artıracak
Candan Dumrul, cinsel suçlarda failin amacının cinsiyet eşitsizliği çerçevesinde iktidar gücünü kullanma, erkekliğini ispatlama olduğunu söylüyor.
Derya KAYA
Cinsel istismar ve saldırı davalarını ilgilendiren iki önemli konuda son bir ay içerisinde önemli kararlar alındı. İlkin Anayasa Mahkemesi, Türk Ceza Kanunu’nun 15 yaşını tamamlamamış çocuklara yönelik her türlü cinsel davranışı istismar sayarak 8 ile 15 yıl arası hapis öngören maddesini iptal etti. Ardından cinsel saldırı suçlarında hadım cezasını getiren yönetmelik yayınlandı.
İki karara da tepki gösteren kadın örgütleri, Anayasa Mahkemesi’nin cinsel saldırı suçlarında 15 yaş sınırını iptal etmesinin çocuk istismarını artırarak çocukları her türlü taciz ve tecavüze karşı korumasız bırakacağı uyarısı yaparken, hadım cezasının ise cinsel saldırı suçlarını önlemeyeceğini, tersine şiddeti artıracağını ve beraberinde cezasızlığı getireceğini dile getirdiler.
Öte yandan basında tecavüz ya da cinsel saldırı haberleriyle karşılaşan pek çok kişinin ağzından dökülen ilk cümleler belki de “Bunlar gibileri ya hadım edecek ya da sallandıracaksın, gör bakalım bir daha yapılıyor mu!” oluyor.
Hadım cezasının cinsel saldırı suçlarına karşı caydırıcı bir çözüm olup olamayacağını Kadın Dayanışma Vakfı Avukatı Candan Dumrul ile konuştuk.
HADIM EDİLEN FAİL, İKİNCİL ŞİDDETE YÖNELİR
Candan Dumrul, öncelikle cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçların, failin amacının “cinsel dürtüsünü tatmin etme” değil, cinsiyet eşitsizliği çerçevesinde iktidar gücünü kullanma, erkekliğini ispatlama olduğunu söylüyor. Bunu kanıtlamak için de en önemli araç olarak cinsel şiddeti kullandığını, bu erkekliğini ispatın kendini kadın cinayetlerinde gösterdiğini belirtiyor. “Tecavüz önlenemez cinsel arzularla gerçekleşiyor diyemeyiz” diyen Dumrul, “O zaman neden bu saldırıyı herkese açık alanda gerçekleştirmiyor, neden kalkıp metroda yapmıyor mesela, mağduru en savunmasız anında yakalıyor, kendisi için en güçlü olabileceği durumları yaratıyor” diye soruyor. Fail dosyalarının büyük bir çoğunluğunda cinsel saldırı eyleminin cisim kullanarak gerçekleştiğine dikkat çeken Dumrul, bunun şiddet eğilimiyle ilişkisine dikkat çekiyor.
Cinsel dürtü azaltılması tedavisi uygulanan kişinin bütün yaşadıklarının sorumluluğunu mağdura yükleyeceğini söyleyen Candan Dumrul, ikincil şiddet vakalarının artacağı uyarısında bulunuyor: “Bu konuda kadınların yanında olan kadın örgütleri, avukatlara yönelik bile büyük baskı ve tehdit varken, fail erkekliğinin kimyasal yollarla engellenmesi halinde mağdura neler yapar hayal etmek bile istemiyorum.” diyerek hadımın cinsel şiddeti azaltacağını kesinlikle düşünmediğini sözlerine ekliyor.
MAĞDUR YERİNE FAİLLE EMPATİYİ GETİRİR
Hadım yani kimyasal yollarla erkekliğin engellenmesi gibi bir olayda, hakimlerin, en ufak bir tereddüt halinde “durumun vicdani ve insani külfeti altında kalmamak için” ceza vermemeyi tercih edeceğini söylüyor Dumrul. Hadım cezasının hakimin mağdur yerine faille empati kurmasına neden olacağını, bunun da cezasızlığı artıracağını vurguluyor: “Hakim tıbbi bir müdahale gerekliliğine emin olmalı. Hakimler tecavüzde delil olmadığında ceza verme konusunda çekiniyor. Faillerin delilleri yok ettiği bu gibi durumlarda delil araştırmasına giremezsiniz. Mağdur olayın hem tek tanığı hem de mağdur. Kadının beyanı esastır dediğimiz tam da işte bu. Ancak bu durumda hakimin eldeki verilerle ceza vermesini bekleyemeyiz. O nedenle cezasızlığı da beraberinde getirecek.”
Hadımın insan haklarına aykırılığına da işaret eden Avukat Candan Dumrul, kişi dokunulmazlığı ve vücut bütünlüğüne yönelik bir müdahalenin yönetmeliklerle düzenlenemeyeceğini hatırlatıyor.
‘SAĞLIK PROBLEMİ’ DİYEREK ÇÖZEMEZSİNİZ
“Yaygın bir tecavüz kültürünün olduğu bu topraklarda bu durumu patolojikleştirerek çözemezsiniz” diyen Dumrul, kadına yönelik her türlü şiddet ve cinsel saldırının erkek egemen sistemle ilişkisine vurgu yapıyor. Cinsel saldırı meselesinin bir sağlık problemi olarak görülerek çözülmesinin mümkün olmadığını belirterek, cinsiyet eşitsizliğinin yok edilmesinin önemine dikkat çeken Dumrul, İstanbul Sözleşmesi’nin etkin bir şekilde uygulanması gerektiğini söylüyor.
Dünyada kimyasal yollarla cinsel dürtü azaltılması uygulamalarına ilişkin bilgi de veren Candan Dumrul, bunun faillerin, “dürtülerini engelleyemedikleri” gerekçesiyle tedavi talep etmeleri halinde uygulandığını söylüyor. Tedavinin gerekli olduğuna ise ciddi bir hekim ve uzman kontrolünde hayata geçirilecek bir süreç sonunda karar verilebileceğini belirtiyor ve her tecavüz dosyasında uygulanamayacağının altını çiziyor.
BU İPTAL TAHLİYELERİ GETİRECEK
Candan Dumrul, cinsel saldırı suçlarında 15 yaş sınırını iptal eden Anayasa Mahkemesi kararını da değerlendirdi. Mahkeme, “tüm mağdurlara yönelik eylemlerde aynı cezanın verildiğini, farklı yaş gruplarında ayrım yapılmadığını, kimi durumlarda cezaların çok yüksek olduğunu ve mağduriyetlere sebep olduğunu” gerekçe gösterdi bu kararı verirken. Dumrul ise 15 yaşını doldurmamış çocuklar arasındaki flörtte cezalandırma noktasında bir takım mağduriyetler yaşandığını, ancak failin aile ferdi, öğretmen, doktor gibi güçlü olduğu durumlara dikkat çekiyor. Önceden 5 yaş sınırı olduğunu belirten Dumrul, şöyle anlatıyor: “Faille mağdur arasındaki 5 yaş sınırına dikkat ediliyordu. Aslında bu bir yönden doğru bir düzenlemeydi. Diyelim ki mağdur 14 yaşında, fail de 17; rıza durumuna dikkat ediliyordu. Ancak, her türlü dosya üzerinde bu tip değerlendirme yapmak her türlü istismarı da beraberinde getirir.”
Dumrul, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının önümüzdeki dönemde tahliyeleri de beraberinde getireceğine işaret ediyor.
ACİL DÜZENLEME LAZIM
Hakimlerin karar verirken “Dokundu diye 15 sene mi yatırayım” diyebildiğini, çocukların beyanına zaten itibar etmeyen hakimlerin asgari bir tereddüt halinde hiç ceza vermediğini hatırlatan Dumrul, ceza skalalarını eylemlerin ağırlıklarına göre belirlemenin önemli olduğunu, mağduriyet varsa yasayı tamamlayan düzenlemeler yapılması gerektiğini kaydediyor. Çocuk istismarına yönelik bir düzenlemenin en kısa zamanda yapılması gerekliliğini vurgulayan Candan Dumrul, “Ancak alanda uzman kadın örgütlerinin de içinde olduğu bir çalışma yapılmalı. Bu şekilde yapılmayan her düzenleme iptal edilmeye mahkum” diyor.