Yüz yıl sonra bile Charles Dickens
Dickens’in bugün dahi büyük bir merak ve heyecanla okunan romanlarının çoğunda, çocuk- genç kahramanlar ilk sırada yer alıyor.

Tahir ŞİLKAN
Yazdığı güçlü romanlarla dünya yazım hayatında seçkin bir yere sahip olan Charles Dickens, okumayı seven orta sınıftan insanların zevkine hitap etmeyi hedefleyen edebiyatçıların en ünlüsüdür.
Charles Dickens’ın yazdığı romanlarda; 19. yüzyılda tarih sahnesindeki yerini, bir daha yitirmemek üzere almış ve tarihin akışını ileriden, haklı olandan yana değiştirmek isteyen işçi sınıfı, sınıf olarak yer almaz.
Ancak, bilimsel sosyalizmin kurucularından hem Karl Marx, hem de Friedrich Engels, Charles Dickens’in eserleri hakkında; “... İçinde yaşanılan dönemi tüm pislikleriyle anlatan gerçekçi yazar” tanımını kullanırlar. Engels, İngiltere’de ‘Emekçi Sınıfın Durumu’ başlıklı eserinde, Charles Dickens’in ünlü eseri David Copperfild’in kahramanlarından olan “Micawberler” karakterlerini, sanayi proleteryası bölümünde, spekülatörleri anlatmak için kullanır.
DICKENS’IN KAHRAMANLARI
Dickens’in romanlarında, Sanayi Devrimi yıllarının yoksulları, emekçiler, yaşadıkları güç koşullar, açlık, sefalet, sağlıksız evler, barakalar, meyhaneler, işyerleri anlatılır. Özellikle çocukların yaşadıkları zorlukları, çocuk emeği sömürüsünü, kimsesiz çocukları, geleceği kurma yolunda yaşanılan sıkıntıları, Dickens kadar güçlü anlatan yazar azdır.
Dickens’in bugün dahi büyük bir merak ve heyecanla okunan romanlarının çoğunda, çocuk- genç kahramanlar ilk sırada yer almaktadır. “David Copperfield”, “Oliver Twist”, “Büyük Umutlar”, “Zor Zamanlar” ve “Antikacı Dükkanı” romanlarında; kahramanlar, ilk ikisine ismini de vermiş olan çocuk ve gençlerdir.
Dickens’ın yarattığı roman kahramanları, gerçekçidir, o denli iyi anlatılmıştır ki okur için, o kahramanın maddi ve manevi bütün halleri sır değildir. Dickens’ın romanlarında iyi ve kötü kahramanlar çok belirgin olarak anlatılmıştır.
GÖZ YAŞARTAN DUYGUSALLIĞI VE ELEŞTİRİLER
Charles Dickens’ın romancılığına yöneltilen en önemli eleştiri, “göz yaşartan duygusalcılığıdır”. Bence, belki de Dickens’ın romanlarının kalıcılığındaki nedenlerden biri, duygusalcılığıdır. Dickens’ın romancılığına yöneltilen, bizim de katıldığımız eleştirilerden biri de, bazı romanlarındaki dağınıklıktır. “Mister Pickwick’in Serüvenleri” romanının yapısı gereği hoş görülebilecek bu dağınıklık, “Oliver Twist” romanında belirgindir. Ancak Dickens’ın 1850’den sonra yazdığı, “Büyük Umutlar”, “İki Şehrin Hikayesi”, “Müşterek Dostumuz”, “Kasvetli Ev” ve yarım kalan son romanı, “Edwin Drood’un Gizemi”nde ulaştığı ustalık göz kamaştırıcıdır. Tekrar tekrar okunmak istenecek romanlardır bunlar...
NEDEN BU KADAR ÇOK SEVİLDİ?
Charles Dickens’in romanlarında, anlattığı insanlar sıradan insanlardır, önemli tarihi kişilikleri romanlarına katmamıştır; ama anlattığı insanları iyi anlatmıştır. Öykülerinde ve romanlarında konu edilen insanların hikayelerini uzun bir süreçte anlatmıştır. “İki Şehrin Hikayesi”, “Büyük Umutlar”, “Oliver Twist”, “David Copperfield”, “Kasvetli Ev” ve “Zor Zamanlar” romanlarında hikayeler geniş bir zaman sürecinde anlatılır. Romanına kattığı her insanın hikayesini tamamlayan bir romancıdır Dickens. Roman kahramanlarını çok iyi gözlemlemiş olduğunu her satırından anlar ve duyumsarız. Anlatımı yalın, süssüz ancak gerçekçi ve etkileyicidir. Dickens romanlarında anlamayı güçleştirecek anlatımlar yoktur. Romanların bütün toplum tarafından anlaşılmasında yalın olmasının belirleyici olduğunu düşünüyorum.
Yalın, gerçekçi, güçlü bir anlatım, herkesin kendisinden izler bulabileceği roman konuları, çok başarılı roman kurgusu, romanların kalıcılığının ve günümüzde de okunmasının ve sevilmesinin “sırrıdır.”
YOL VE YOLCULUK ROMANLARI
Charles Dickens romanlarında, yolculuklar çok önemli bir işleve sahiptir. Bütün romanlarında çok başarılı yol hikayeleri anlatır.
Yaya ya da at arabaları ile yapılan bu yolculuklarda, okuyucuya heyecan ve merakla yolculuğun “sağ salim” sonuçlanması dileğini söyletecek kadar etkileyicidir. “Mister Pickwick’in Serüvenleri” romanı başta olmak üzere, “İki Şehrin Hikayesi”nin kurgusunda da arabalarla yapılan yolculuklar belirleyicidir. Londra’dan Paris’e araba yolculuğuyla başlayan roman, on yıllar sonra bu kez Paris’ten Londra’ya arabayla dönüş anlatısı ile son bulacaktır. “Oliver Twist”, “David Copperfield” ve “Antikacı Dükkanı” romanlarında da roman gelişiminde yolculuklar önemli yer tutmaktadır.
Yolculuklarda; korkutucu insanlar, çekilen sıkıntılar, maceralar, çaresiz kalınca yardım elini uzatan iyi insanlar, yol güzergahındaki doğa görüntüleri başarılı bir biçimde tasvir edilir. Okuyucu olarak romana katılıp yardım elini uzatmak isteyecek kadar gerçekçi bir anlatımı vardır Dickens’in.
DICKENS ÇOCUK İŞÇİ OLDU
Charles Dickens, memur bir babanın oğlu olarak, hayatının ilk yıllarını refah içinde geçirse de, babasının borçları nedeniyle hapse girmesi üzerine öğrenim hayatı sona erer.
Dickens, 11 yaşından itibaren önce fabrikada sonra da bir avukatlık ofisinde çalışmaya başlar.
Bütün romanlarında; hukuki olaylar, yargılamalar, haksız ve yanlış kararlar, bütün süreçleri ve aktörleri ile 19. Yüzyıl hukuk kurumu gözler önüne serilmiştir. Ancak, hukuk kurumu eleştirisinde “Kasvetli Ev” romanı için ayrı bir başlık açılması zorunluluğu olduğunu düşünüyorum.
Ülkemizde de benzeri sık görülen evlatlara, torunlara dek devrolan on yıllar boyu devam eden dava süreçlerine, müvekkil-avukat ilişkisine, avukatların ödev ve yükümlülüklerine ilişkin gözlem ve anlatısıyla, dünya edebiyatının en seçkin örneğini oluşturan “Kasvetli Ev”, hakkında yalnızca edebiyatçıların değil belki de daha çok hukukçuların yazacağı ayrıntılı incelemeleri hak ediyor. Dickens’in tüm romanlarında toplumsal eleştirilere yer verilmiştir.
Bu eleştiriler, var olan toplumsal düzenin köktenci bir değişimine işaret etmez; ama Dickens’in eleştirileri, döneminde geniş kitlelerin ilgisini toplamış ve etkili olmuştur.
ZOR ZAMANLAR!
“Zor Zamanlar” romanının; Dickens için yapılan, “Sanayi Devrimi sırasında geniş yığınların çektiği acıları, ve yoksullukları gerçekçi bir bakış açısıyla anlatan yazar” tanımını en çok hak ettiği (Antikacı Dükkanı ile birlikte) romanlardan biri olarak değerlendiriyorum. Gerçekten de Dickens, “Zor Zamanlar”da insanları, insani özelliklerin dışında alınıp satılan bir mal, bir rakam, hayatı, biçim ve kurallarla sınırlı gören burjuvaziye önemli eleştiriler yöneltir.
Kötü çalışma koşullarına, yoksulluğa, düşük ücretlere, insan sayılmamaya karşı direniş yapan işçileri, en açık olarak bu romanında anlatmıştır.
ÖLÜMÜ VE SON ROMANI, EDWIN DROOD’UN GİZEMİ...
Charles Dickens, yaratıcılığının doruğunda, henüz 58 yaşında iken yaşamını yitirmiştir. O sırada, “Edwin Drood’un Gizemi” adlı romanı yazıyordu. Yarım kalmış haliyle bile “Dickens’ın en başarılı romanı” değerlendirmesini fazlasıyla hak ettiğini düşünüyorum.
Tüm otoriterler tarafından ilk “gerçek” polisiye roman sayılan “Edwin Drood’un Gizemi” hakkındaki tartışmalar ilk yayınlanışının üzerinden 150 yıl geçmiş olmasına rağmen günümüzde de sürmektedir. İlki yazarın yaşamını yitirdiği 1870 yılında, sonuncusu 2001 yılında olmak üzere 150’yi aşkın “devam” metni yazılmıştır.
“Edwin Drood’un Gizemi”, konusu, çarpıcı ve iyi anlatılmış roman kişileri, akıcılığı, başarılı ve sürükleyici kurgusu ile Dickens’ın çok başarılı bir romanıdır. “Edwin Drood’un Gizemi” romanının devamı için her okuyucunun bambaşka roman devamı yazabileceği düşüncesi bana daha doğru geliyor.
Evrensel'i Takip Et