Şehir Tiyatroları'nda taşeron olmak ya da olmamak
İstanbul Şehir Tiyatroları’nda ödüllü oyuncular, taşeron temizlik firması patronu tarafından ‘performansı düşük’ iddiasıyla işten atıldı.
Sevda AYDIN
İstanbul
İstanbul Şehir Tiyatroları’ndan çıkarılan sözleşmeli 20 sanatçı gündemimize “neden atıldık?” sorusuyla düştü. Tiyatroda taşerona bağlı olarak çalışan ama başroller dahil asli pek çok görevde yer alan 20 sanatçı, bir anda, taşeron şirketin açtığı tek bir telefonla ve Sehir Tiyatyroları yönetimin bilgisi dışında işlerinden atıldılar. Her biri sezon boyunca 3-4 oyunda yer alan, sahneye oyun koyan, yazan, sergiledikleri oyunlarla İstanbul tiyatro seyircisinin gönlünü kazanan bu oyuncular neden atıldıklarını halâ öğrenemediler. Sahnelerine geri dönmek isteyen 20 sanatçının arasında bulunan Ada Alize Ertem, Ceren Hacımuratoğulları ve Ümit Bülent Dinçer ile yaşanan bu süreci ve taleplerini konuştuk.
İşten çıkarıldığınızı 1 Ağustos’ta öğrendiniz. Geçen bu süre içinde işten çıkarılış gerekçemize dair resmi bir açıklama alabildiniz mi?
Ada Alize Ertem: Şu ana kadar resmi bir açıklama almadık maalesef. Ben ve 19 Arkadaşım 1 Ağustos günü bizim maaşlarımızı aldığımız taşeron şirket tarafından arandık ve işten çıkarıldığımızı öğrendik. Bu konuyla ilgili konuştuğumuz Genel Sanat Yönetmenimizin ve Şehir Tiyatroları Müdürümüzün de böyle bir gelişmeden haberdar olmadığını da öğrendik. Hiçbir şekilde bize resmi bir evrak verilmedi, sadece telefon edilerek bu bilgi verildi bize.
Sizinle birlikte işten çıkarılan Edip Tepeli, dün yaptığı açıklamada “Taşeron işçi kanununa göre, ben zaten bu kurumda kanunsuzca çalıştırılıyorum. Bana utanmadan sunulan işten çıkarılma sebebi olan ‘performans düşüklüğü’ gerekçesinden hareketle, karakterime tezat olsa da utanarak belirtmek zorundayım ki; bu oyunların tamamında başrol oynadım ve birçok ödül aldım” diye konuştu. 100 yıllık bir sanat kurumun “kanunsuza” sanatçı çalıştırmasına dair düşünceleriniz neler?
Ümit Bülent Dinçer: Taşeron firma aslında zaten hukuk dışı olmasına karşın, 10 yıldır şehir tiyatrosunda var olan bir uygulama. Çünkü işten çıkarılan 20 arkadaşım ve kurumdaki diğer taşeron sistemine bağlı sayıları 120 ye yakın oyuncu arkadaşımız, Şehir Tiyatrolarının asıl yükünü sırtlayan insanlar bunlar. İçlerinde çok yetenekli, donanımlı ve nitelikli pek çok insan var. Biz Büyükşehir Belediyesine bağlı olan İstanbul Şehir Tiyatroları’nda çalışıyoruz ancak sigortamız ve maaş ödemelerimiz bir temizlik şirketi tarafından yapılıyor. İş güvencemiz olmadığı gibi çoğu zaman kağıt üzerinde yapılan işten çıkarmalar ve değişik şirketler üzerinden geri alımlar yapılarak tazminat haklarımız da elimizden alınmaya çalışıyor. Ve belediye kurumu bu şirketlere para ödüyor peki neden ? Bunca yetenekli nitelikli ve çalışkan insan, bu mesleği çok sevdikleri ve gönül verdikleri için ve o 102 yıllık çınarda, o sahnede yer alabilmek için, ve bir gün geleceğini umut ettikleri kadroları için bu hukuk dışı uygulamaya göz yumuyorlar. Ancak tabii şu anki süreç 20 sanatçının işten sebepsiz, tazminatsız işten çıkarılmasıyla ilgili. Yani anlıyoruz ki, bırakın kadro gelmesini, kimsenin iş güvencesi yok. Neden çıkarıldığımızı dahi bilmiyoruz.
Şirket 31 Temmuz’da çıkarmış bizi önceden haber etme gereğini de duymadan 1 Ağustos’ta da bize bu kararı telefonla bildirdi. Nedenini sorduğumzda ise bize “performans düşüklüğü” denildi. Atılan 20 kişi, tiaytronun en çok çalışan insanlarından, pek çoğumuz 3-4 oyunda birden yer alıyoruz sezonda. Hatta genç günler festivali çocuk şenliği bir sürü etkinliklerde de çalışıyoruz. Oynadığı oyunlarda başrollerde oynamış, ödüller almış arkadaşlarımız var. Tabiri caizse tiyatronun en çok bal yapan arıları bu 20 kişi. Bu yüzden performans düşüklüğünün bir bahane olduğu aşikar. Kurum yönetimine sorduğumuzda ise haberlerinin olmadığını, bizden öğrendikerini söylediler.
Tiyatrodan haber alamayınca belediyeden bilgi almak için oraya başvurmak için oraya gittik fakat arkadaşlarımız kapıdan içeri alınmak istenmedi. “Sizin kimlik numaralarınız, isimleriniz bizde var. Şu an siz herhangi bir dilekçe ya da başvuruyla bize gelemezsiniz” denilerek dilekçeler kabul edilmemiş hatta binadan güvenlik yardımıyla dışarı çıkarılmak istenmiş.
TAŞERON ŞİRKETTEN PERFORMANS YORUMU
Sözleşmeli sanatçılar olarak yaptığınız açıklamada ‘Performans Düşüklüğü’ nedeniyle işinize son verildiğini belirttiniz. Bu kararı, ‘Performans Düşüklüğü’nü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ceren Hacımuratoğlu: Bunun zaten Ümit’in de dediği gibi uydurma bir gerekçe olduğu belli. Bu da bize çok kötü hissettirdi. Bizim yapıp ettiklerimizi ezip geçen ve onur kıran bir durum. Bu gerekçeyi belirleyenler bunu nasıl kanıtlayabilirler ki... Ben 8 yıldır çalışıyorum Şehir Tiyatroları’nda performans sadece sanatsal performans olarak değerlendirilemez çünkü Şehir Tiyaroları bir 8 sahnesi olan bir fabrika. Dolayısıyla çok fazla iş alanı var bu fabrikada. Biz sadece sahneye çıkıp oyunculuk yapmıyoruz yeri geldiğinde yönetmen yardımcılığı yapıyoruz, festivallerde yer alıyoruz, çocuk şenliği düzenliyoruz, oyun sahneliyoruz, oyun yazıyoruz vs. bu durumda “performans düşüklüğü” denilerek verdiğimiz bu emekle dalga geçiliyor.
Ümit Bülent Dinçer: Performansımızla ilgili değerlendirme yapabilecek olan kişiler bizim yönetmenlerimizdir. Onların sunduğu bilgiler ve raporlar doğrultusunda ancak Genel Sanat Yönetimi buna karar verir, Belediye de buna karar veremez tiyatronun bürokrat yöneticileri de.
DAYANIŞMA İÇİNDE BU SÜRECİ İLERLETECEĞİZ
Sizinle birlikte Ragıp Yavuz, Sevinç Erbulak, Kemal Kocatürk’ün de aralarında olduğu altı sanatçı daha açığa alınmıştı. Bu sanatçılarla bu süreçte görüştünüz mü, bundan sonraki süreci beraber ilerletmek adına?
Ümit Bülent Dinçer: 6 sanatçı arkadaşımız da bize desteklerini sundular. Mesela Ragıp Yavuz’un geçen yıl sahneye koyduğu Cenk Gündoğdu nun yazdığı “Radyo’nun İçindekiler” adlı oyundan iki kişi var atılan. Ragıp hoca şimdiden kesin bir beyanat vererek, eğer işe geri dönerse ve oyuna başka oyuncular alınarak devam etmesi istenirse, rejisini geri çekeceğini ve bu dayatmayı kabul etmeyeceğini söyledi. Ayrıca sevgili Oya Palay bu 20 kişi işe geri alınmadığı sürece kendisine teklif edilen hiçbir rolü kabul etmeyeceğini bildirdi. Bunlar çok önemli ve değerli duruşlar. Sağolsunlar.
Ceren Hacımuratoğlu: Bu arkadaşlarımız kadrolu oldukları için onların durumu daha net, en azından neden açığa alındıklarını biliyorlar. Bizim durumumuz onlara göre daha muğlak, biz onlardan daha kalabalık bir şekilde atıldık biliyoruz ama diğer yandan da aynı “havuz”un içinde olduğumuzun, aynı maduriyeti yaşadığımızın da farkındayız. Ortaklaştığımız bir duygudaşlık var, mağdur edilmek, iftira niteliğinde bir gerekçeyle karşılaşmak ve en önemlisi de sevdiğimiz tiyatromuzdan uzak tutulmak gibi durumlar bizi aynı duygularla biraraya getirdi. Derneğimiz İŞTİSAN da buluşup konuştuk, soruşturmaları takip ediyoruz. Yani 26 kişi olarak dayanışma içinde bu süreci ilerleteceğiz ve herkesin temennisi bu yanlış anlaşılmaların bir an önce çözüp tiyatromuza geri dönmek.
SAHNELERE DÖNMEK İSTİYORUZ
Oyuncular Sendikası işe iade davası açılacağını duyurdu. Talepleriniz neler ve taleplerinizi yerine getirebilmek için nasıl bir yol izlemeyi düşünüyorsunuz?
Ümit Bülent Dinçer: Süreci şöyle ilerletmeyi düşünüyoruz; öncelikle hukuksal haklarımız olan işe iade davasını ve akabinde de kıdem ve ihbar tazminatı davalarını açacağız. Bunun dışında da sesimizi duyurmaya ve daha çok insanın bu haksızlıktan haberdar olmasını sağlamayı istiyoruz. Çünkü altı kadrolu memur arkadaşımızın açığa alınma sebebi veya bize sözlü olarak söylenmiş olan OHAL kapsamında bir işten çıkarma durumuna bakacak olursak, bu 26 sanatçının hiçbir örgüt, parti, cemaat vs. ile bir bağlantısı olmadığına eminiz. Bu yüzden ortak temennimiz bir an önce bu yanlışlıktan dönülmesi. Çünkü bizim şu anda tiyatroda olmamamız demek 16-17 tane oyunun oynanamayacak noktaya gelmesi demek. Bu hatta Şehir Tiyatroları’nın perde açmasını bile çok zora sokacak bir durum. Bu sonuç sadece hiçbir suçu olmayan 26 sanatçıyı cezalandırmak değil aynı zamanda seyirciyi de cezalandırmak anlamına geliyor. Çünkü bizim oynadığımız oyunların çoğu salon doluluğu %100’ü bulan, seyircinin çok sevdiği, çok sahiplendiği oyunlar. Böyle bakıldığı zaman İstanbul halkının 102 yıllık tiyatrosuyla kurduğu bağı da zedeleyecek bir sonuç doğabilir. Dolayısıyla da tiyatro sanatına yapılan olumsuz bir müdahale demek.
Ve biz sadece kendi sürecimizi değil, tüm yurtta yaşanan haksız işten çıkarılmaların çok iyi incelenmesini, sapla samanın ayrılmasını, kurunun yanında yaşın da yanmamasını sağlayacak ivedi önlemler alınmasını istiyoruz. Evet işe iademizi istiyoruz çünkü biz işimizi çok seviyoruz. Sağlıklı bir şekilde çalışmaya devam edebilmek için de çalışma koşullarının düzeltilmesini istiyoruz.
İŞKUR İŞTEN ÇIKARILMA NEDENİMİZİN ‘KOD 22’ OLDUĞUNU SÖYLEDİ
Şehir Tiyatroları’ndan işten atılan arkadaşların isim listeleri belediyedeki görevlilere verilmiş ve “bu isimlerden hiçbir şekilde dilekçe vs. alınmayacak” denilerek bir emirin varlığından bahsedebiliriz bu durumda...
Ümit Bülent Dinçer: Belki sadece biz 20 kişinin ismi değil, bu haksız işten çıkarmalar sürecinde belediyeye direkt veya taşeron firma aracılığıyla bağlı çalışan başka isimler de olabilir. Öyle bir süreçte yaşıyoruz ki kişisel husumetlere dayalı ihbarların bile dikkate alınabildiği bir süreç bu ve bizim gibi bir çok insan, hangi meslek grubundan olursa olsun haksız işten çıkarmalara maruz kalabiliyor. Bu yüzden böyle listelerin varlığı söz konusu ki arkadaşlarımız binaya alınmadılar ve resmi bilgi taleplerini iletemediler.
Ardından, primleri brüt maaşımızdan kesilen işsizlik sigortasına başvurmak istedik ama, İŞKUR’dan bize şöyle bir cevap geldi; “işten çıkarılma sebebiniz “kod 22”dir ve bu işsizlik sigortasında kapsam dışıdır”. Nedir bu “kod 22” diye araştırdık, “haklı fesih’’ veya “diğer nedenler” adı altında bir belirsizlikten başka bilgi bulamadık. Bu yeni OHAL KHK’leri ile yürürlüğe girmiş sanırım. İşsizlik sigortası ödenmiyor, hakkımız olan kıdem ve ihbar tazminatlarımızı da alamamış durumdayız. Bu kadar özveri ve emek ile çalışmalarımızın böyle “ödüllendirilmesi” çok zalimce.
Daha sonra üç arkadaşımız Genel Sanat Yönetmeni ile görüştü, bu görüşmede arkadaşlarımıza bizimle ilgili valilikten bir dosya beklediklerini, konunun OHAL süreci ile ilgili olabileceğini ve bu yüzden resmi girişimlerde bulunamadıklarını öğrendik.
Bu süre içinde neyse ki valilik resmi bilgi talep eden dilekçelerimizi kabul etti ama bu süreç ne zaman sonuçlanır bilmiyoruz.
DAYANIŞMA MESAJLARI BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
Yaptığınız açıklamanın ardından özellikle sosyal medyada sizlerle dayanışma mesajları paylaşıldı. Bir imza kampanyası başlatıldı. Bu dayanışmadan nasıl etkilendiniz?
Ada Alize Ertem: Öncelikle daha önce hiç yaşamadığım bir duygu olduğunu söyleyebilirim. Tanıdık tanımadık pek çok arkadaşımız aradılar desteklerini söylediler. Bunu hissetmek, yalnız olmadığımızı görmek gerçekten çok güzel. Şehir Tiyatroları’ndan pek çok yönetmenin, karegrafın, müzisyenin, dramturg arkadaşların yanımızda olduklarını açıklamaları benim için onur verici oldu. Ben 2 yıldır çalışıyorum kurumda gurur duyduğum bir yerde olduğum için ailem gibi bu insanlar ve ailmi kaybetmek istemiyorum. Bu anlamda destekleriyle yanımızda olan bir çok sivil toplum kuruşu var, meslektaşımız var, seyircilerimiz var. Hepsine çok teşekkür ediyoruz, desteklerinin önümüzdeki süreçte bizim için çok önemli olduğunu bir kez daha sizin aracılığınızla duyurmak istiyoruz.
TAŞERON FİRMA ESNEK ÇALIŞMAYA ÖVGÜLER DİZDİ
Şehir Tiyatrolarından çıkarılan sanatçıların bağlı olduğu Akay Tanıtım Organizasyon Endüstriyel Temizlik ve Tüketim Maddeleri San. Tic. Ltd. Şti. adını taşıyan taşeron firma, internet sayfasından müşterilerine “esnek çalıştırma” konusunda önemli bilgileri paylaşıyor. Esnek istihdam çözümlerinin firmalara “benzersiz bir hareket kabiliyeti” kazandırdığını aktaran taşeron firma esnek işçi çalıştırmayı şöyle tarif ediyor; Günümüz iş dünyası her konuda olduğu gibi insan kaynakları konusunda da esneklik gerektirmekte ve bu esneklik firmalara çok fazla yarar sağlamaktadır. Firmaların bu ihtiyacına yönelik olarak, dönemsel ve sürekli olarak elemanların tedariki alanında son derece esnek istihdam çözümleri sunar. Bu çözümleri kullanarak, kadrolu personel ile dönemsel ve daimi kadro dışı personelin doğru bileşimini oluşturan firmalar, çok yönlü bir kazanç elde etmektedirler; şöyle ki gerektiğinde dönemsel iş gücü olanaklarından yararlanarak üretiminizi artırabilir, gerektiğinde ise daha düşük sayıda personelle maliyetlerinizi düşürebilirsiniz. Bu yolla sağlayacağınız organizasyonel esneklik, firmanıza benzersiz bir hareket kabiliyeti kazandırır.