Yıldız patlamasının her aşaması görüntülendi
Polonyalı gökbilimciler, 20 bin ışık yılı uzaklıktaki bir beyaz cüce yıldızın patlama öncesi, patlama ve patlama sonrası görüntülerini yakaladılar.
Şili’de bir teleskopla gözlem yapan Polonyalı gökbilimciler, 20 bin ışık yılı uzaklıktaki bir beyaz cüce yıldızın patlama öncesi, patlama ve patlama sonrası görüntülerini yakalayarak tüm yaşam döngüsünü incelediler. 2009 yılında araştırmacılar geriye doğru giderek, ilk defa bir yıldız sisteminin patlamadan önce nasıl göründüğünü bulmuşlardı. Bu şiddetli fakat hakkında fazla şey bilinmeyen gök olayı, dünyamızın Güneşi gibi parlak bir yıldızın ölü kalıntıları olan beyaz cücelerin, daha büyük ve aktif bir yıldızın yörüngesine oturmasıyla başlıyor.
İkili sistemlerde beyaz cüce yıldız, kendisinden çok daha büyük olan ortağından gaz emerek, 10 bin ila 1 milyon yılda bir patlıyor. BBC’ye konuşan Gökbilimci Przemek Mroz, “Böyle sistemlerde iki yıldız arasındaki mesafe çok küçük, incelediğimiz örnekte, tam olarak büyük yıldızın yarıçapı kadar. Güneşin içinde birbirinin çevresinde dönen iki yıldız varmış gibi düşünebilirsiniz” diyor.
Aradaki mesafe o kadar kısa ki, araştırma ekibinin incelediği sistemde, beyaz cüce, yörüngesini sadece beş saat içinde tamamlıyor. Bu da beyaz cücenin büyük yıldızdan düzenli olarak gaz emebilmesine imkan veriyor.
Emdiği bu gazlar zamanla beyaz cücenin yüzeyinin çevresini sarıyor, ta ki bir termo nükleer reaksiyona yol açıncaya, yani patlayıncaya dek. Burada önemli bir ayrıntı, patlamanın sadece biriken maddeyi parçalaması, buna karşılık, beyaz cücenin yok olmaması.
Gökbilimci Mroz, “Bu durumda sistem patlamadan zarar görmüyor ve bütün bir süreç yeniden başlıyor” diyor. “Bin yıl sonra bu yıldız yeniden uyanıp patlayacak, ama onu kimse göremeyecek” diye ekliyor.
Bu, patlama tiplerinden yalnızca biri. Ia tipi süpernovalarda süreç aynı şekilde başlıyor, ama patlama çok daha büyük oluyor ve beyaz cüce tamamen yok oluyor.
Polonyalı Mroz’un gözlemleri, sistemin yaydığı ışığın incelenmesine dayanıyor. Bu, beyaz cücenin, 2009’daki dramatik patlaması öncesinde ve sonrasında, etrafında döndüğü yıldızdan ne miktarda gaz emdiğini de gösteriyor.
Mroz, “Patlamadan önce gaz emilişinin düşük miktarda ve istikrarsız olduğunu gözlemledik. Ama patlamadan sonra gaz emme hızı çok yükseldi ve istikrar kazandı. Bu da gözlemlediğimiz patlamanın, ikili sistemin özelliklerini değiştirdiğini gösteriyor” diyor.
Polonyalı ekip, gözlemlerinin, klasik nova patlamalarını açıklamakta “kış uykusu” modeli diye tanımladıkları tezi güçlendirdiğini söylüyor. Bu da her patlamadan önceki birikim dönemin sonunda, sistemin bir süre tamamen karardığı ve beyaz cücenin gaz emmeyi bıraktığı bir “uyku” döneminin yaşandığı varsayımına dayanıyor.
Fakat diğer gökbilimciler bu varsayımın henüz yeterince sağlam olmadığını, yeni gözlem ve bilgilerle beslenmesi gerektiğini düşünüyor. (DIŞ HABERLER)