21 Ağustos 2016 04:46

Tupac: Etiyopya kökenli İsrailli müzisyenlerin kahramanı

Yuval Avivi, David Ratner'in “Siyahları dinlemek: İsrail’deki genç Etiyopyalı göçmenler içerisinde siyah müziği ve kimliği” kitabını yazdı.

Paylaş

Yuval AVIVI

“Seni gerçekten umursamadıkları için değişmeni istiyorlar, kendileri gibi olmayan kimseyi kabul etmiyorlar. Peki ya sen, sen kendine değer veriyor musun?”

Bunlar, Etiyopya kökenli İsrailli Rap Sanatçısı Kalkidan’ın “Allah isterse” şarkısının açılış sözleri. Şarkı, Kalkidan’ın Amharca “Büyük müjde” anlamına gelen ismini değiştirmek zorunda kaldığı sırada yaşadığı kimlik krizini anlatıyor.

“Adın bir savaşçıyı imliyordu, zavallıyı değil. Kalabalığın içinde erimek mi istiyorsun? Dostum, bu cehennem sıcağından başka bir şey değil.” Kalkidan devam ediyor, “Belki birkaç saniyeliğine İbranice bir isim düşünmelisin. Avraham, İshak, Yaacov ya da Tevrat’ta geçen  yaygın bir isim... 3 yaşındayken rap uyuşturucuydu. Şimdiyse bir silah.”

Yakın dönemde yayımlanan “Siyahları dinlemek: İsrail’deki genç Etiyopyalı göçmenler içerisinde siyah müziği ve kimliği” kitabı, Etiyopya kökenli İsraillilerin kimliğinin şekillenmesinde Afro-Amerikan müziğinin rolünü analiz ediyor.

Kitapta kapsamlı yargılar var. Yazar David Ratner, “Devlet, Etiyopya kökenli İsrail toplumunu, nihayetinde onlara Yahudi-İsrail ruhu aşılayacak bir sosyalleşme sürecinden geçiriyor ve geleneksel Yahudi-Etiyopyalı kimliklerini yalnızca bir renk olarak bırakıyor” diyor: “Bunu düşününce bu kadar çok genç Etiyopya kökenli İsraillinin kimliğini şekillendiren ana kaynak olarak hip-hop kültürünü seçmesi çarpıcı.”

Pop-rock ve son yıllarda Ortadoğu popunun genel havayı belirlediği İsrail müziğinde hip-hop trendi bir kimlik krizi ve İsrail toplumuna entregre olmanın reddedilmesi anlamına gelebilir. Ratner ise aksini iddia ediyor. Ona göre “Hip-hop kültürü, 150 yıl içerisinde oluşan küresel siyah diyasporasının siyasi belirginliğini, yaratıcılığını ve direniş güçlerini harekete geçirmek için kullandığı simgesel bir kaynak görevi görüyor.”

Ratner, Etiyopya toplumundan çok sayıda genç İsrailliyle görüştü ve kitabında da açıkladığı üzere çoğu sadece “siyah müziği”ne güçlü bir bağlılık duymakla kalmıyor aynı zamanda İsrail rock müziğini sevmiyor, Ortadoğu müziğinden ise nefret ediyor.

Şaşırtıcı bir şekilde Ortadoğu müziğini zulmedenlerin müziği olarak algılıyorlar. Onların bakış açısına göre Sefarad Yahudileri(Ortadoğu kökenli olup kendileri de ayrımcılığa maruz kalanlar) ülkenin yöneticileri çünkü Etiyopyalı göçmenlerin yaşadığı mahalleler onların hakimiyetinde. Kitapta Mengistu isimli bir çocuk Fas kökenli İsraillileri neden sevmediğini açıklarken “Onlar burada en yukarıda. Ülkede güç onlarda” diyor.

TUPAC SİMGESİ

Axum grubu üyesi Etiyopya kökenli İsrailli hip-hop sanatçısı Reuven ‘Taderos’ Aargau, Al Monitor’e “Bizim için hip-hop’a yakınlık duymak kolay çünkü bunu yapabilmemizi sağlayan müzik ve mesaj mevcut” diyor: “Siyah müziğinden başka hiçbir şey çalmayan kulüpler var. Trans yok, Ortadoğu yok, rock yok.” Toplumdaki ırkçılık ve siyahların yaşadığı zorluklara değinen müziği sebebiyle küçüklüğünde Tupac hayranı olduğunu söylüyor.

Rapçi Tupac, Ratner’in kitabında İsrail’deki Etiyopya kökenli gençliğin kimliğinin şekillenmesinde, ırkçılığa karşı güçlü toplumsal duruşuyla en etkili sanatçı olarak öne çıkıyor.

Mengistu, Tupac için “Beni güçlendiriyor. Yoluma devam etmeyi sağlayan gücü veriyor” diyor.

Haaretz gazetesinin askeri analisti Amos Harel, Al Monitor’e “Bu inanılmaz. Etiyopyalıların eylemleri(2015’teki) sırasında röportaj yapılan protesto liderlerinden biri, Etiyopya toplumunda gençler içerisinde odasında Tupac posteri olmayan tek bir ev bile bulunamayacağını” söylüyordu. Gazete için yerel siyah müzğini de takip eden Harel, 2013’te çıkan “Tüm Yahudi anneler bilsin: İsrail Savunma Kuvvetleri’nin yeni yüzü” kitabında Etiyopya kökenli askerlerin kimliğinin şekillenmesinde siyah müziğinin rolüne dikkat çekiyordu. Tesadüfe bakın ki, kitabın kapağında yer alan Etiyopya kökenli asker Ilak Sahalu, sonrasında İsrail’in en başarılı ve popüler hip-hop ikililerinden “Strong Black Coffee(Sert Siyah Kahve)”nin üyelerinden biri olarak tanındı.

“’Tupac’ın tüm bunlarla ne ilgisi var’ diye sorabilirsiniz” diyor Harel: “Neticede o, 1996’da Los Angeles’ta öldü. Ancak onun hip-hop’u kimliklerinde önemli bir unsur. Bu, açık tenli bir İsraillinin zevk için hip-hop dinlemesinden çok farklı.”

Al Monitor’e “Etiyopya kökenli İsraillilerin çoğu hip-hop’u o sırada trend olan bir müzik tarzı olarak deneyimlemiyor” diyor Ratner. “Diyorlar ki: Irkçılıktan muzdarip olarak siyah müziğini bize hayata devam etme gücü veren ilham verici bir kaynak olarak benimseyelim.” Ekliyor, “Etiyopya kökenli İsrailli gençler, küresel siyah diyasporasıyla ilintili siyah kimliği için hayali bir coğrafya yaratıyor. Bu, beyaz İsrail toplumundaki dezavantajlı konumlarına karşı güçlendirici bir şey.”

‘BEN BURADANIM AMA SİZİN GİBİ DEĞİLİM’

Bu yüzden genç Etiyopya kökenli İsrailliler farklılıklarını hesaba katmaksızın müziklerine Jamaika, Afrika ve Amerikan unsurları katıyor. Ratner, “Bu müzik janrının onların ‘uluslararası siyah ulusu’ olarak gördüğü şeyden türemiş olması bu gençlere güçlü bir kimlik hissiyatı veriyor” diyor.

Harel, Etiyopya kökenlilerle görüşmelerinden edindiği izlenimi “İsrail-Etiyopya-ABD üçgeninde yaşıyorlar. Bu belli bir ayrımı, meydan okumayı, ‘Ben buradanım ama sizin gibi değilim’ demeyi getiriyor” şeklinde anlatıyor.

Ratner, Al Monitor’e bunun arkasındaki şeyin İsrail toplumuna entregre olma konusundaki gönülsüzlük olmadığını söylüyor. Aksine, rap müziğin İsrail’de olan bitenleri ABD’de benzer deneyimlerden geçen Afro-Amerikalılardan edindikleri araçlarla çözümlemelerini sağlıyor ve bu ülkedeki statüleri için mücadele etmelerini sağlıyor.”

Ratner’a göre bu müzik Etiyopya kökenli İsrailli gençlerin “beyaz bir toplumda siyah olmalarını” sağlıyor: “Bu, başka hiçbir müzik tarzının onlara veremeyeceği bir şey. Müzik sayesinde siyasi, kültürel ve ekonomik alanda yetenekli ve yaratıcı olduğunu gösteren büyük ve mağrur bir nüfusla bağ kuruyorlar. Başlangıç noktaları İsrail ve onların hip-hop’unun kökeni İsrail toplumunda yaşadıkları deneyimlere dayanıyor. Bu, onların güçlü bir kimlik oluşturmalarını ve İsrail toplumunda karşı karşıya kaldıkları zorluklarla yüzleşmelerini sağlıyor.”

Bu, Taderos tarafından da yansıtılıyor: “Şarkılarımda, yeni bir şey yaratmak ve onun her şeyin üstüne çıkmasını sağlamak için başka bir bakış açısını, başka bir çözümü göstermeye çalışıyorum. Mesajlarım öncelikli olarak toplumsal. Şarkılarım, aile içerisindeki davranışlarımızdan sokakta yabancılara karşı davranışlarımıza kadar odaklanıyor. En başından bu yana bir hedefim vardı: Etiyopyalılar toplumda bir güç olmalı ve bizler bunu başaran ilk grup olarak takip edilecek bir model olacağız.” 

Onun için hip-hop İsrail toplumuna karşı çıkmaktan çok onu geliştirmek için bir araç.

Al Monitor’den çeviren Mithat Fabian Sözmen

ÖNCEKİ HABER

Uçurum kenarındaki süreç: Muhataplık, kısıt ve zorunluluklar

SONRAKİ HABER

Mahmut Toğrul: Bilanço ağırlaşıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa